Ekonomi, Ali-Veli külahı üstünde duruyor
2012 yılı Kurumlar Vergisi sıralamasında üretim yapan reel sektör kuruluşları 14. sıradan başlıyor. İlk on üç içinde 10. sırada yalnız Turkcell var. Diğerlerinin hepsi bankalar. Oysa ki beş-on yıl öncesine kadar ilk on sırayı çoğunlukla reel sektör firmaları alıyordu. Dünyada bu sıralamanın başka bir örneği yoktur.
Benim sık sık dile getirdiğim, küreselleşme ile finans sektörü ile reel sektörün arası açıldı... Reel sektörde durgunluk ve iflaslar olabiliyor. Ancak finans sektörü balon yaptıkça Merkez Bankaları iflasları önlemek için para basıp bu bankaları besliyor. Bütün dünyada para hareketi mal hareketinin kat be kat üstüne çıktı. Türkiye’de ise dünyadan farklı bir uygulama olarak bankalar eline düşen reel sektörü sonuna kadar sömürüyor. Bizzat bakanların açıkladığına göre bankalar kredi kullananlardan 61 çeşit gelir sağlıyor. Yüzde 7’ye mal ettikleri parayı, kredi olarak en az yüzde 200 kârla satıyorlar. Oysa ki reel sektörde kâr marjı yüzde 10 ve en fazla yüzde 20’dir. Bu durumu Hükümet üyeleri de basın yoluyla halka şikayet ediyorlar ve fakat bankalara bu imtiyazları ve koçero yetkilerini veren kanunları düzeltemiyorlar.
Ekonomi, Ali’nin külahını Veli’ye, Veli’nin külahını Ali’ye giydiren bir düzen üstünde ve halkın borçlanmasıyla ayakta duruyor. Ancak spekülasyonun da bir sınırı vardır. Üretim olmayan bir ekonominin altı boş demektir ve eninde sonunda duvara çarpacak ve maliyeti halk ödeyecektir. 2001 yılı krizinde bankaların 100 milyar doları geçen maliyetini çeken halkımız, bu sefer daha büyük maliyetlerin altına girecektir.
Reel sektörde, en zor durumda olan inşaat sektörüdür. İnşaat sektörü üretimde ve istihdamda sürükleyici sektördür. Ne var ki bu sektörde TOKİ vasıtasıyla, belirli kişi ve gruplara çalışmaya başladı. Şimdi 3 ay sonrası için beklentiler sektörün daralacağı yönündedir.
TÜİK’in anketine göre inşaat sektörünü engelleyen en önemli sorun olarak, finansman yetersizliği görünüyor. Konut kredileri mortgage yasasına göre düşük veriliyor... Ancak bankalar buna da çözüm bulmuşlar... Satışlarda eksperleri yoluyla konutların değerini düşük tutuyor. Bir de düşük değerlerin yüzde 75’i kadar kredi veriyorlar. Yani fiilen konutun yarısı veya yüzde 40’ı için kredi veriyorlar.
Perakende ticaret sektörü ekonomideki canlılığın göstergesidir. Ancak bu sektörde de işler iyi gitmiyor. Borç-harç içinde kalan ve yüksek faiz tuzağına düşen toplumun alım gücü düştü. TÜİK’in anketine göre üç ay sonrası için perakende ticaret sektöründe iş hacminin satışlarda yüzde 6.9 daralması bekleniyor.