Eko İklim...
Türkiye''nin en önemli sorunu düşünce ve çevre kirliliği olduğu gerçeği ile yüzleşmemiz gerekiyor. Canım memleketimde "Siyasi ahlak yasası" iktidar ve yandaşları tarafından ısrarla çıkarılamıyor. Ancak uluslararası antlaşmalara imza attığımız için bedelini ödemekle karşı karşıyayız. Paris Anlaşması ve Avrupa Birliği''nin Yeşil Mutabakatı ile çok ciddi yaptırımlar var. "İklim değişikliği ile mücadele, yenilebilir enerji, döngesel ekonomi ve kaynak verimliliği, yeşil enerji, geri dönüşüm sistemleri, yeşil dönüşüm, eko-kentler, akıllı kent uygulamaları, ekolojik kentsel tasarım, çevreye duyarlı ulaşım sistemleri" konuları sadece atılan imzalarla kalmıyor. 2030 yılına kadar yüzde 55 oranında karbon salınımı azaltılmaz ise 2050 yılına kadar 60 milyar Avro vergi ödemek zorunda kalacağız. Sonuç da sadece kendi ülkemizin çevresini kirletmiyoruz. Dünyanın oksijenine de zarar vermenin bedelini ödeyeceğimiz gibi her türlü ihracat ve imalat ürünlerimizi eko-iklim kurallarına göre yapmakla yükümlüyüz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığına "İklim Değişikliği" eklemek ile bitmiyor iş. Bu konuda proje ve yaptırımlar getirmek iktidarın görevi. Her şeyi devletten beklemeyen gönüllü kuruluşlar ilk adımı atarak "İklim değişikliği devrimini Ankara''dan başlatıyorlar."
Ankara ve İstanbul Ticaret Odası, Türkiye Belediyeler Birliği ve Ankara Büyükşehir Belediyesi''nin oluşturduğu konsersiyum 30 Mart''ta Eko İklim Zirvesi başkentte toplandı. Dünyanın ilk iklim fuarı ve müzesine de ev sahipliğini Ankara yapıyor.
Sektörler açısından zorunlu yeşil dönüşüm ve iklim değişikliği konularında farkındalık oluşturmak, sürdürülebilir ve döngüsel ekonomiye geçişi desteklemek için bilgiyi paylaşmak ve ortak aklı inşa edebilmek amacıyla karbon nötürü gerçekleştirme amacı güdem zirvede 12 bin katılımcı olacak. 11 eski-yeni Devlet Başkanı, 300''den fazla konuşmacı, 10 ayrı salonda 40''dan fazla etkinlik gerçekleşecek. 20''den çok uluslararası kurum ve kuruluş, 30''u geçen Üniversite, 150 orta öğretim kurumu 4 bin metrekarelik fuar alanında standlar kuracak. Yurt içi ve yurt dışından 50 binden fazla ilgili çevrim içi ve uzaktan ziyaret gerçekleştirecek. Atık elektrikli ve elektronik eşyaları getirenler Eko İklim üyelik kayıtlarını yaptıracak.
Başta Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş olmak üzere, Büyükşehir, il ve ilçe belediye başkanları, bilim adamları, bürokratlar, gönüllü kuruluşlar, siyasilerin katılımları ile gerçekleşecek zirveye dünyaca ünlü haber ajansları yanında Türkiye''nin dört bir yanından 2 binden fazla yerel gazete ve internet siteleri de katılarak eko-iklim konusuna dikkat çekilecek. Türkiye''mizin çevre konusunda duyarlı sanatçıları, gazeteci ve televizyoncuların yanında, üniversitelerin Tekno kentleri, Türk ekonomisinin köklü şirketleri, ARGE''leri ile genç bilim insanı adayı öğrenciler içinde fırsat alanı oluşturacak.
Zirvenin sloganlarından birisi de "Ben de Varım"... "İklim Değişikliği ve Sanayi Politikası" konulu oturumda bu satırların yazarı da gönüllü olarak konuşmacı oldu. 12 bin katılımcı, 200 den fazla konuşmacının isimlerini tek tek yazmak mümkün değil. Üç aydır geceli-gündüzlü çalışmanın koordinatörlüğünü ATO Başkan Vekili ve Ankara Kent Konseyi Başkanı Halil İbrahim Yılmaz yürütüyor. Kelimenin tam anlamı ile "Hiperaktif" olan Yılmaz''ın ne ara uyuduğunu hesaplayamıyorum. Ancak birbirlerinden çok farklı unsurları, kurum ve kuruluşları uyum içerisinde bir araya getirme başarısını sergileyen Halil İbrahim Yılmaz''ı tebrik ediyorum. Bir kaç ay önce İrlanda''nın başkenti Glasgov''da Ankara''nın "Sevgi Çiçeği"ni bütün dünyaya tanıtan Yılmaz, dünyanın ilk "Eko İklim Fuarı ve Zirvesi"ne imza atarak Türkiye''nin onuru oldu. Gençlik yıllarından bu yana tanıdığım, sevdiğim, çalışkanlığını ve kendisini geliştirmesini takdir ettiğim Yılmaz''a inanıp, güvenen Mansur Yavaş''a da teşekkür etmek istiyorum. Her şehre bir Mansur Yavaş bulmak zor. Ancak her şehrin Kent Konseylerine bir Halil İbrahim Yılmaz bulmak için en azından çaba gösterilmeli. Kent konseylerinin öneminin farkına varılmalı...