Ekmeğimiz azalıyor
Rusya Ruble krizinden sonra, iç fiyatların artmasını önlemek için buğday ihracatına kısıtlama getirdi. Aslında 2010 yılında da Rusya Buğday ihracatına yasak getirmiş ve dünyada buğday fiyatları artmıştı. Bu defa ayrıca buğday ihracatına vergi konulmasının da düşünüldüğü açıklandı.
Rusya’nın en büyük tahıl alıcıları arasında , Türkiye , İran ve Mısır var. Rusya Türkiye’ye sınırlama getirmeyeceğini açıkladı. Ne var ki İhracat vergi konulursa bu Türkiye için de ister istemez kısıtlama olacaktır.
Dünyada kişi başına yıllık buğday tüketiminin 90 ile 100 kilo arasında olduğu tahmin edilmektedir. Ayrıca Dünyada ortalama olarak Dekar başına buğday verimi 300 kilogramdır.
Ülkemizde ise yaklaşık 9.5 milyon hektar alana buğday ekilmekte ve yaklaşık yılda 20 milyon ton ürün alınmaktadır. Dekardan alınan verim , dünya ortalama verimliliğin altında , 210 - 220 kilogramdır.
Tarım sektörü işsizleri absorbe ederek , sosyal patlamaları da engellemektedir. Söz gelimi sanayi sektörünün milli gelir içindeki payı yüzde 19’dur. Sanayide çalışan sayısı 5 milyondur. Tarım sektörünün milli gelir içindeki payı ise yüzde 7’dir. Buna karşılık tarım sektöründe çalışanların sayısı daha yüksek, 6 milyondur.
Bu önemine rağmen dünyada buğday üretiminde gerilemesi, siyasi iktidarın tarım politikasının doğru olmadığını göstermektedir. Aşağıdaki tablo, dünyada buğday üretimin en fazla Türkiye de düştüğünü göstermektedir.
İsrail çölde buğday yetiştirirken, buğdayın vatanı olan Türkiye’de neden üretim ve verimlilik düşük kalıyor?
1. Başta gelen neden siyasi iktidarların bilinçsiz tarım politikasıdır. Tarım politikası, diğer sektörel politikalar içinde dengeli bir şekilde ele alınmalıdır. 2001 yılında güçlü ekonomiye geçiş programında bütün sektörler, hortumlanan bankacılık sektörünü kurtarmak için kullanılmıştır. Bunun içindir ki, tarıma yapılan destekler program gereği yarı yarıya azaltılmıştır.
Sonraki Hükümetler de Tarımda verimliliği ve ürün kalitesini artırıcı destekler vermek yerine, ithal gıda desteği ve kömür desteği gibi oy popülizmine dönük çalışmıştır.
2. Üretim ve verimin düşmesinin önemli bir nedeni de tarlaların ve çayırların imara açılmasıdır.
Fethiye de kayaköy eski bir Rum köyüdür. 1930’lu yıllarda Rumlar tarafından boşaltılmış. Rumlar köylerini yamaçta ve tarıma uygun olmayan kayalık alanda yapmıştır. Verimli ve sulak ovaları ise ekip- biçmiştir. Hem yamaçta güvenli evlerde oturmuş , hem de daha fazla ürün alarak daha refah yaşamışlar. Bu gün ise o ovalar beton yığınıdır. Oturanlar da ithal buğday yiyor.
3. 2003 yılından beri uygulanmakta olan güçlü TL veya tersi düşük kur, buğday ithalatını teşvik etmiştir. Zira düşük kur nedeniyle, ithal buğday daha ucuza gelmiş ve buğday ekimi azalmıştır.
4. Türkiye ortadoğuda gereksiz bir maceraya girmiştir. Türkiye de 1.5 milyon Suriyeli girmiştir. 5.5 milyon işsizin olduğu ülkemizde, kendimiz doymazken, birde Hükümetin yanlışları nedeni ile Suriyelileri doyurmak zorunda kalıyoruz.
Sonuç olarak: Kaldı ki, buğday stratejik bir üründür. Eğer bir sorun varsa bunun sorumlusu elbette hükümettir.