Eğitime yapılan yatırım çöpe gidiyor

Bir toplum tarafından eğitim ve uzmanlık vererek, “insana yapılan yatırımın, beşeri yatırımın” dünyada son 60 yıldan beridir fiziki yatırımdan daha önemli olduğu anlaşıldı. Almanya’da İkinci Dünya savaşından sonra hızlı kalkınmaya “Erhart Mucizesi” denildi. Gerçekte ise hızlı kalkınmayı sağlayan Nazi Almanya’sından elde kalan eğitilmiş işgücü ve uzmanlardı.
Bu gün Rusya gelişmekte olan ülke statüsündedir ve fakat teknoloji olarak daha ileridedir. Bunun nedeni, Sosyalist dönemde eğitilmiş işgücü varlığıdır. O kadar ki, bugün Sovyetler blokuna dâhil ülkelerin ellerinde kalan en önemli yatırım insana yapılan yatırımdır. Sovyetler döneminde herkes eğitim görmüştü. Uzman sayısı fazlaydı. Bunun içindir ki bizdeki Nükleer Santrali de Ruslar yapıyor.
Türkiye’de 1980 sonrası eğitim param parça edildi. Bugün de işgücü planlaması yapılmıyor. Eğitim sistemi farklı amaçlar için kullanılıyor. Oysa ki bütçeden en fazla pay eğitime ayrılıyor.. Eğitimi ülkenin kalkınma potansiyeli için kullanmazsak bu vergileri çar-çur etmiş oluruz.. Ayrıca Türkiye’nin geleceği ipotek altına alınmış olur.
Eğitimin yatırım özelliği ve faydasının tüm topluma yayılması içindir ki hepimizi yakından ilgilendiriyor. Bugünkü eğitim politikasına ve eğitimdeki yanlışlara en iyi yorumu İstanbul Sanayi Odası Başkanı Erdal Bahçıvan getirdi... Bahçıvan “Katma değeri yüksek, sürdürülebilir ekonomi ve büyüme için temel sorunumu , bu hedefe göre bir eğitim altyapısı oluşturmamaktır. Eğitimde son yıllarda uzun vadeli politika oluşturulmadı. Eğitim sorununu ciddi bir reformla uzun vadeli çözmezsek hedefe ulaşamayız” dedi.
Özet olarak, eğitim ve sağlık gibi insana yapılan yatırımının etkisi kısa sürede ortaya çıkmaz. Ancak uzun dönemde iktisadi gelişmenin vazgeçilmez şartıdır.
Eğitim planlaması ve insan gücü planlaması olmadığı için, Türkiye’de bazı dallarda ihtiyaçtan fazla, bazı dallarda da ihtiyaçtan daha az insan gücü yetişiyor. Söz gelimi Türkiye’de mühendis fazlası var ve fakat doktor ve hemşire eksiği var. Bunun içindir ki yüksek öğrenim yapmış olanlar arasında işsizlik oranı daha yüksektir. Ayrıca yüksek öğrenim görmüş gençlerin işsiz kalmasının da daha ağır maliyetleri vardır. Her şeyden önce bir genci okutup, üniversite mezunu yaptıktan sonra, onu işsiz bırakmak kaynak israfıdır. İnsana yapılan yatırımdan düşük verim alınması demektir. İkincisi, eğitim yapmış gençlerin işsiz kalması halinde, tepkileri daha radikal oluyor. Sosyal rahatsızlık yaratıyor.
Öte yandan gençlerin istediği lisede veya istediği dalda eğitiminin önlenmesi, bu gençlerde psikolojik baskı yaratıyor. Eğitimde başarı seviyeleri düşük kalıyor.
Psikolojik sorunlar ve işsizlik sorunları yaşayan gençleri, bir yerde sistem teröre ve anarşiye zorluyor. Bizim gençlerimizin ailesine ve topluma olan bağları bu yanlışı frenliyor ve fakat bu defa da gençlerin özgür ve bağımsız davranma özelliği körleniyor.
Öte yandan, bugünkü iktidar, eğitimi tamamıyla özel sektöre bırakmak istiyor. Bu da yanlıştır. Çünkü özel sektör sadece talep olan dallarda eğitim programı açar. Araştırmaya yönelik yatırım yapmaz. Mamafih, Vakıf Üniversiteleri asistan yetiştirmiyor, dışarıdan paralı ders verdirmeyi tercih ediyor.
Yine, eğitim ve sağlığı özel sektöre bırakmak, parası olanın okuması demektir. Gelişmekte olan bir ülke için, bu yol yanlıştır. Çünkü vatandaşın eğitimi ve sağlığı devletin asli görevlerinden birisidir.
Eğitimin iktisadi açıdan etkin olması için, eğitim göreceklerin daha geniş tabandan ve kabiliyetli olanlar arasından seçilmesi gerekir. Eğitimi paralı yaparsak, bu kabiliyetliler dışarıda kalacaktır. Ziyan olacaktır. Bundan toplum kaybedecektir.
Yine devletin vasıflı işgücüne istihdam yaratması ve bu tür istihdamı ayırıcı teşvikler vererek teşvik etmesi gerekir. Aksi halde vasıflı insan gücü transferi olur. Beyin göçü denilen vasıflı iş gücü ve yüksek öğrenim görmüş uzmanların, başka ülkelere göç etmesi, göç veren ülkeler açısından kaynak kaybına neden olmaktadır. Zaman zaman, gelişmiş ülkelerde, özellikle ABD, Avrupa ve sanayileşmiş diğer ülkelerde, gelişmekte olan ülkelerden giden uzmanların dünya çapında isim yaptıklarını görüyoruz.

Yazarın Diğer Yazıları