Dünya ve Türkiye'de nüfus sorunu...
Son bir yılda Türkiye Nüfusu, 1.1 milyon dolayında arttı. Bir yandan da GSYH' da küçülme var. Kişi başına düşen ortalama gelir azaldı. Öte yandan küçülmeye paralel olarak İşsizlik arttı. Refah seviyemiz geriliyor.
Nüfus politikası, nüfusun büyüklüğünü, yerleşim alanlarını, çalışma alanlarını ve çalışma süresini, nüfus yapısını (kompozisyon) belirleyen politikadır.
Nüfus artış hızı fert başına GSYH'nin büyüklüğünü etkiliyor. Artan GSYH daha fazla veya daha az nüfusa bölünüyor. Ancak işgücü açığı olan ülkelerde nüfus artışı bu açığı kapayacağı için GSYH'de nüfus artış hızından daha yüksek büyüme sağlanabiliyor.
İktisadi kalkınma hedefi için, iktisadi planlamayanında sosyal planlama da gerekir. Bunun için her ülke optimal bir nüfus miktarı ve yapısını hedefler. Şimdi gelişmiş batı ülkeleri nüfus artışını teşvik ederken, nüfusu fazla Çin gibi ülkeler, nüfus planlaması yapıyor.
Çin'de 1960 yılında nüfus artış oranı eksi yüzde 0.1 idi. Bunun nedeni Mao'nun deyimi ile "kolektif enerjiyi seferber edecek art arda devrimlerin" yapılmasıydı. Bu slogan doğrultusunda Çin Halkı ölçüsüz zorlandı. 1957-1960 büyük sıçrama olarak vasıflandırılan yıllarda köylüye tarım cephesi askerleri denildi. 13 milyon kişinin açlıktan ölmesine yol açan bir kıtlık dönemi yaşandı. Mao yönetimden çekildi.
1970 yılında Çin'de nüfus artış hızı yüzde 2.5'e yükseldi. Aynı yıl nüfus planlamasına başladı. Planlama etkili oldu ve nüfus artış hızı düşmeye başladı ve 1990'larda yüzde 2.1 ve 2016 yılında yüzde 0.5'e geriledi.
Almanya'da ise tersine nüfus artışı teşvik ediliyor. İlk iki çocuk için kişi başına ayda 184 Euro yardım yapılıyor. Üçüncü çocukta bu rakam 190 Euro'ya çıkıyor. Üç çocuktan sonra ise her bir çocuk için ailelere 215 Euro veriliyor.
Almanya 1960'lardan başlamak üzere, sanayide vasıfsız iş gücü eksiğini başka ülkelerden işçi girişini kolaylaştırmak yoluyla çözdü. En fazla Türkiye'den olmak üzere birçok ülkeden işçi gitti. Bugün Almanya için aynı sorun daha sınırlıdır… Zira emek yoğun yatırımlar daha az, sermaye ve teknoloji yoğun yatırımlar daha fazla yapılmaktadır.
Çağımızda nüfus konusunda genel tablo, gelişmiş ülkelerde yaşlanan ve azalan bir nüfus, gelişmekte olan ülkelerde genç ve artan bir nüfus şeklindeki tablodur.
Dünya Bankası 2012 yılı nüfus artış hızına göre ülkeler listesinde, gelişmiş ülkelerde nüfus artış hızı birkaç istisna dışında, yüzde birin altındadır. Nüfus artış hızı yüzde 1.5'in üstünde olan ülkelerin tamamı gelişmekte olan ülkelerdir. Bunlar içinde de en yüksek nüfus artış hızı İslam ülkelerindedir. Söz gelimi Umman yüzde 9.13, Katar yüzde 7.05, Kuveyt yüzde 3.95, Nijer 3.84, Birleşik Arap Emirlikleri yüzde 3.10'dur. Bunun nedeni, dini nedenlerle kürtaj yasakları ve nüfus planlamasının hoş görülmemesidir.
Bugünkü nüfus artış hızı ile Birleşmiş Milletlerin dünyada ve seçilmiş bazı İslam ülkelerinde nüfus tahminleri şöyledir:
Kaynak: BM, Dünya Nüfus Görünümü, 2017
Türkiye'de 1963 yılına kadar nüfus planlaması yapılmamıştır. 1923 ile 1960 arasında, önce birinci ve ikinci dünya savaşları erkek nüfusa ihtiyaç göstermiştir. Sonra siyasi ve askeri güç sağlamak, tarımda işgücü elde etmek için nüfus artışı istenmiştir. Bu nedenle, doğum evleri kurulmuş, altı ve daha fazla çocuklu aileler para ile ödüllendirilmiş, çok çocuklu ailelere vergi muafiyeti getirilmiş, göçmenlere düşük faizli kredi verilmiş, doğum kontrol ilaçları ve kürtaj yasaklanmıştır.
1963'te başlayan planlı dönemle birlikte, nüfus planlaması aile planlaması yapılmıştır. 2000'li yıllarda bu politikadan vazgeçilmiştir. Açıklanmayan ve bilinen gerekçe, nüfusun etnik yapısının, belirli etnik guruplar lehine bozulmasını önlemektir.
2017'deki dünya nüfusunun 2100 yılına kadar yüzde 48 oranında artarak, 11.2 milyar olması bekleniyor. 2100 yılında bölgeler nüfusu en fazla artan bölge yüzde 256 artışla Afrika olarak tahmin ediliyor. Asya'da yüzde 6, Latin Amerika'da yüzde 10, Okyanusya'da yüzde 75 artacağı ve Avrupa'da ise bugünkünden yüzde 10 ve daha düşük olacağı tahmin ediliyor.