Dünya neden tıkandı?

Dünya ekonomisi 2008-2009 krizinden sonra bir türlü kriz öncesine dönemedi. Kriz nedeniyle ABD ve AB parasal genişleme yaptılar. 2011 başlayan Avrupa borç krizi nedeniyle de, Avrupa Merkez Bankası (ECB), varlık fiyatlarının artmasını sağlayarak servet etkisi yaratmak ve toplam talebi artırmak amacıyla yine finansal genişlemeye gitti.

Parasal genişleme gelişmekte olan ülkeleri ve bizi önce olumlu sonra olumsuz etkiledi.

Genişleme yıllarında kısa vadeli sermaye hareketleri yeniden hızlandı. Gelişmekte olan ülkelere giden kısa vadeli sermaye, Borsanın balon yapmasına ve Milli paranın aşırı değerlenmesine yol açtı. Milli paranın değerlenmesi bu ülkelerin rekabet gücünün düşmesine ve sonuçta dış işlemlerde cari açıklarına neden oldu. Bu süreç 2-3 yıl sürdü.

Parasal genişlemenin yarattığı toplam talep artışının yatırımların artmasına neden olması gerekirdi ve fakat olmadı. Zira, nasıl kötü para iyi parayı piyasadan kovarsa sıcak para şeklinde hareket eden sermaye de ekonomilerde riski artırdığı için ciddi yatırım sermayesini kaçırdı.

Türkiye'ye gelince... Biz finsal kriz öncesi de aynı sorunu yaşıyorduk. Bu süreç kriz sonrası 2012'ye kadar sürdü. Daha sonrasında kur artışına rağman aramalı ve hammadde ithalatına bağlı üretim yapısından kurtulamıyoruz. Çünkü aşırı kırılgan ekonomide yerli ve yabancı aramalı üretmek için yatırım yapmıyor.

Bugün dünya ekonomisinde oluşan tablo ise şöyledir :

2014 ve 2015 yılında dünyada ortalama büyüme oranı yüzde 2.5 oldu. Gelişmekte olan ülkelerde bu oran yüzde 3-4 oldu.Bu sene, 2016 yılı içinde benzer bir büyüme bekleniyor.

Dünya Ticaret hacmindeki artış yavaşladı. IMF' ye göre, 1990 'lı yıllarda küresel büyümede yüzde 1'lik bir artış, Dünya ticaret hacmini yüzde 2.5 artırıyordu. Son yıllarda ise aynı oranda büyüme Dünya ticaret hacmini yüzde 0.7 oranında artırıyor.

ABD dış ticaret hacmi 2015 yılında 200 milyar dolar, bu sene ilk dokuz ayda ise 470 milyar dolar daraldı.

Uluslararası ticaret hacminin daralmasında, Rusya ve İran'a konulan ambargolar ile terörün artması ve Ortadoğu sorunu da etkili oldu.

Dünyanın tıkanmasını neoliberal politiklara bağlamak yanlıştır. Zira hangi politikalar olursa olsun genellikle 30-40 yıl aralıklarla ekonomide önce genişleme sonra tıkanma olmuştur. Doğa kanunu gibi ekonomi tarihinde devam eden bu konjonktürel (Devri ) hareketlerin oluşmasında, siyasi ,sosyal ve ekonomik sorunlar yanında , tüketici psikolojisi de etkili olmaktadır.

1976 Nobel İktisat ödülünü, Tüketim analizi, para tarihi ve teorisi alanlarındaki başarısı için ve istikrar politikasının karmaşıklığını gösterdiği gerekçesi ile Milton Friedman'a verildi. Friedman'a göre, gelişmiş ekonomilerde 1970'lerden sonra baş gösteren krizin asıl nedeni John Maynard Keynes'ten esinlenerek uygulamaya sokulmuş konjonktür politikalarıdır. ''Yüksek düzeyde istihdam yaratmayı hedefleyen keynesgil politikalar, parasal gevşeklikten ve kamu açıklarından doğan etkilerle, ekonomiyi rayından çıkarmıştır''

Gerçekte ise 1930 dünya buhranı ve sonrasında 2. Dünya Harbi nedeniyle durgunluğa giren dünya ekonomisini ancak Keynesgil politikalar canlandırabilirdi. O yıllarda Keynes'in tam istihdam hedefi olmasaydı, bunun yerine Milton Friedmanın monetarist önerileri ekonomide canlanma sağlayamazdı. Çünkü yalnızca para ve faiz politikaları durgunluktan çıkışı sağlamakta yetersiz kalır.

1970 sonrası iktisadi konjonktür düşmeye başlayınca, Keynesgil politikaların da sonu geldi. Tıpkı bu gün dünya ekonomik konjontürünün inişe geçmesiyle, Friedmanın monetarist politiklarının ve küreselleşmenin sonu geldiği gibi.

Sonuç : Bunun içindir ki Dünya yeni bir çıkış yolu arayışı içine girmiştir.

Yazarın Diğer Yazıları