Diyanete bazı sorularımız olacak...

ABD’nin Orta Doğu’daki planları doğrultusunda bu emperyalist gücün talimatlarıyla hareket eden Türkiye düşmanı dinci yapılanmalar sadece FETÖ’den ibaret değildir.

*

Emirlerinde oldukları emperyalist güçlerin talimatlarıyla hareket eden Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı yerli iş birlikçiler, özellikle son on yılda kendilerine sunulan sınırsız imkânlarla Atatürk’e ve laik cumhuriyete düşman nesiller yetiştirmekte bir hayli yol katettiler.

Devletin bazı kurumlarına da bu cemaat ve tarikatların yuvalandıkları sık sık ifade edilmektedir.

***

Bunları ifade ettikten sonra Diyanet’e bazı sorularımız olacak;

Vatan için nöbet tutmak bir ibadettir.

Ülkemizin her bir köşesinde vatanımızın bölünmez bütünlüğü için görev yapmış ve nöbet tutmuş askerlere iftiralar içeren davalar açarak askerlerin yıllarca suçsuz yere hapiste yatmasını sağlayanlar,

ülkemizin gizli bilgilerinin bulunduğu Kozmik Oda’ya giren, bazılarının “alnı secdeye geliyor.” dediği, ülkemizin düşmanı ABD ile iş birliği içinde olan FETÖ ve ona siyasi destek verenler, bu süreçte Kozmik Oda’ya girilmesine müsaade edenler günah işlemediler mi?

*

Cemaat okullarına gidenleri gördük.

Ya tecavüze uğradılar ya da terörist oldular. Bunu yaparlarken de bazı siyasetçilerden büyük destek aldılar.

Bunun günahı nedir?

*

Haram paralar ve yenen kul hakları ile hasenat(hayır) yapılır mı?

*

Haram para ile “hac ve umre” olur mu?

*

“Müslüman, güvenilir kişi demektir.” öyle değil mi?

Günümüzde Müslüman Müslüman’a güvenemeyecek duruma gelmişse, çok büyük bir ödenekle faaliyet gösteren Diyanet’in bunda payı ne kadardır?

*

Hırsızlık Kur'an-ı Kerim’e göre günah olduğuna göre sandıklardan oy çalınması, hile yapılması veya trafolara kedilerin girmesi durumunda Diyanet’in görüşü ne olur?

*

Kur'an-ı Kerim’de 30’dan fazla yerde adalet geçmektedir.

Adaleti ayaklar altına alıp yargıda taraflı davrananlar, yargıyı baskı altında tutarak hakkaniyetli karar çıkmasına engel olanlar nasıl bir günah işlemiş oluyorlar?

Neden Diyanet görevlileri bu konuya değinmiyorlar?

*

Haklının, mağdurun yanında olmayıp güçlüden yana olanların günahı nedir?

*

Rant uğruna denizlerimizin kenarlarına gökdelenler dikilmesine müsaade etmek, yeşilin katledilmesine müsaade etmek veya göz yummak, ihalelere fesat karıştırmak neden camilerde kürsülerde, minberlerde dile getirilmez?

Peygamberin;

“Kıyametin koptuğunu görseniz de elinizdeki fidanı dikin" ifadesine rağmen.

*

Müslümanlıkta ayrıştırıcı dil kullanarak toplumu karpuz gibi ikiye bölmek, kutuplaştırmak, gerginlik yaratmak uygun değildir. Hutbelerde, kürsülerde bu konuya neden hiç değinilmiyor?

*

Kamuya personel alınırken mülakatlara siyaset bulaşması, hak edenin hakkının yenmesi, sınavlarda soruların çalınması, çalanlara siyasi destek verilmesi durumunda bunun dinen günahı nedir?

*

Bir şahıs için; “Allah'ın bütün vasıflarını üzerinde toplayan bir lider.” demenin günahı ne olabilir?

*

Kimin cennete ve cehenneme gideceğini Allah’tan başka kimse bilmezken siyasi iradeden birisinin, kendi partilerine oy verenlerin bu oylarının “Ruz-i mahşerde (kıyamet günü) beraat belgesi (kurtuluş)” olacağını söylemesine dair Diyanet ne düşünüyor?

*

Dalkavukluğun İslam’daki yeri nedir?

*

İslam’da liyakat mi yoksa rütbe, makam veya menfaat uğruna hiç bir şeyi sorgulamadan gösterilen sadakat mi önemlidir?

*

Allah’la toplumu kandıranlar, kandıranlara destek verenler ahirette ne gibi bir bedel öderler?

*

Gençlerde “Deist” olanlarda artışın olduğunu araştırmalar gösteriyor.

Diyanet’e göre buna sebep ne olabilir?

*

Halkının önemli bir bölümü aç iken, zevkusefa içinde yaşamanın, yalılarda, saraylarda, köşklerde saltanat sürmenin, çok lüks makam araçlarına binmenin İslamiyet’te yeri nedir?

Peygamber isteseydi lüks ve şatafat içinde yaşayabilirdi. Peki, neden lüks ve şatafat içinde yaşamayıp mütevazı bir yaşamı tercih etmiştir?

*

Dini kullanılarak yalan söylemenin, makam ve mevki uğruna taraflı fetva vermenin, ilim ve medeniyet dünyasından ayrılıp milleti cahil, yoksul ve geri bırakmanın ne gibi bir günahı vardır?

*

Kendi çocuklarını yurt dışlarında veya özel okullarda okutanların, garibanın çocuklarının imam hatiplere gitmesini istemeleri ile çok mu sevap işlemiş olurlar?

*

Binlerce okul, ihtiyacın katbekat üzerinde imam hatipe çevrildi. Bu ülkenin bugün imama mı yoksa bilim insanına mı daha çok ihtiyacı vardır?

*

Yanmayan kefen satanlar hakkında Diyanet neden bir görüş bildirmez?

*

Din kullanılarak halkı sömürmek, dini siyasi araç olarak kullanmak dinen caiz midir?

*

Namaz kıldırarak veya mezarlıklarda, mevlitlerde Kur’an-ı Kerim okuyup para kazananlar hakkında Diyanet ne düşünüyor?

(Örneğin, Yasin okutmaya hoca çağrılır. Hoca paranın miktarını açıkça söylemez. Ama bazı hocalar ne kadar para verilirse onu alır öyle değil mi?)

Bakara suresi 174. ayet;

“Allah’ın indirdiği kitabın bazı kısımlarını gizleyen ve bunu az bir bedel karşılığı satanlar yok mu? İşte onlar, karınlarına cehennem ateşi dolduruyorlar. Kıyamet gününde Allah ne onlarla konuşacak, ne de onları temize çıkaracaktır. Onlara elem verici bir azap vardır.”

*

Kadının eş seçme hakkı yok mu da tarikat ve cemaatlerde hem de küçücük çocuklar imam nikâhıyla zorla evlendiriliyorlar?

Neden camilerde hocalar bu konuya değinmezler?

*

Allah ile kul arasındaki bağlılık olan dinin, devlet işlerine bulaştırılmasının asıl gerekçesi nedir?

*

“Pudra şekeri” çekip trilyonluk arabalara binen danışmanlara sahip çıkanlar hakkında Diyanet ne düşünüyor?

*

İslam akıl dinidir. Vicdan işidir.

Herkes vicdanına göre hareket etmede özgür olmalıyken, istediği gibi ibadetini yapmalıyken dinin devletin kurumlarında ön plana çıkarılması ne kadar uygundur?

*

Mustafa Kemal Atatürk, Elmalılı Hamdi Yazır’a Kur'an tefsiri yaptırıp Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kurmasına rağmen, Atatürk’ü din düşmanı gibi göstermeye çalışanlar ve ona hakaret edenler hakkında Diyanet’in görüşü nedir?

*

Sonuç;

Cennete gitmek isteyenlerin cehenneme çevirdiği bir dünyadayız.

Müslümanız diyenler dünya-ahiret dengesini yitirdiler.

“63 yıllık ömründe hiç karnı doymayan bir peygamberin ümmetiyiz.” diyenlerin bugünkü halleri içler acısı.

Yazarın Diğer Yazıları