Diyanet, Erdoğan’ı kurtarmak için ne hallere düştü...
Emekli Müftü, CHP İstanbul Milletvekili İhsan Özkes, dün sabah saatlerinde “Tayyip korkusu Allah korkusuna galebe çaldı” başlıklı yazılı basın açıklaması gönderdi elektronik postama. Açıklamaya ekli belgeler de vardı. Özkes’in satırlarındaki bazı ifadeleri görüp belgeleri de inceleyince bunu rutin bir haber olarak geçiştirmenin haksızlık olacağını düşündüm. Açıklama, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bugün sabah İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde düzenleyeceği “Yüzyılın İslam Kültür Hizmeti, Onur ve Hizmet Ödülleri” programı ile ilgiliydi.
İhsan Özkes’in açıklamasının ilk satırları şöyle;
“Diyanet Başkanı Mehmet Görmez, Haliç Kongre Merkezinde 25 Ocak 2014 Cumartesi günü Tayyip Erdoğan’ın katılacağı bir program organize ederek İstanbul’da görev yapan din görevlilerinin katılmasını istedi. En az 2500 din görevlisinin zorunlu olarak hazır bulunması için İstanbul Müftülüğü harekete geçti. 10.30’da başlayacak programdan bir saat önce 09.30’da salonda bulunmaları istendi. İlçelerden katılacak din görevlilerinin sayısı belirlendi. Her ilçeden katılacakların başında bir sorumlu bulunması emri verildi. 2500 din görevlisinden daha fazlasının katılımı için de teşvikler yapıldı.”
“Bomba” haber yakalamanın telaşı ile telefona sarıldım. Özkes’i İstanbul’da 4’ücü defa dede olmanın tatlı telaşı içinde yakaladım. Hemen, açıklamada üstü kapalı geçilen “teşviklerin” neler olduğunu sordum. Özkes, görüştüğü müftü ve din adamlarından aldığı bilgilere göre bunun bir mükafat olmadığının altını çizdi ve şunları söyledi;
“Teşvikler: Resmi yazıya dökülmeyen hususlar. Görüştüğüm görevliler, müftüler diyorlar ki: (Herkese mesaj çekeceksiniz herkes kendisi ya da cemaatinden kim ne kadar geliyorsa gelecek ama bizim olmazsa olmazımız 2 bin 500 kişi. Bu 2 bin 500, 7 bin 500’e çıkabilir. Ama bizim 2 bin 500 gelmezse hesabınızı düreriz. Bizim emrimize şu kadar kişiyi en az bulunduracaksınız dendi bize.)
Gelmeyenlerle ilgili herhalde işlem yapılacak. Bir emir olarak çıkmış. Teşvik bir ödül mükafat olarak değil. Getirmeye çalışın yani ne kadar getirirseniz o kadar iyi gözümüze girersiniz ya da neyse..
Getirileceklerin başında biri olacak. Kim ne kadar getirdi uyuldu mu uyulmadı mı.. Ne yapsın din görevlisi uyacak mecburen.”
Şimdi, Özkes’in gönderdiği belgelere bakalım;
İl Müftü Yardımcısı Şahin Yıldırım’ın imzası ile tüm ilçelerin zorunlu katılım sayısı tek tek sıralanıyor. Örneğin; Arnavutköy 60, Fatih 200, Ümraniye 100, Üsküdar 140, Zeytinburnu 90....
İl Müftü Vekili Bekir Derin de, Vali adına gönderdiği yazıda şöyle diyor;
“..... İlçe Müftülükleri başta olmak üzere tüm personele programın duyurusu
nun yapılarak ekte belirlenen sayıda görevlinin planlamasının yapılması, görevlendirilen personelin saat 09.30’da mezkur tarih ve yerde hazır bulundurulmasının temini ile ayrıca bir personel görevlendirilerek katılımcıların kontrolünün sağlanması hususunda gereğini önemle rica ederim.”
Vee, yazının sonuna önemli de(!) bir not düşülmüş;
“Söz konusu personel ilçenizde görev yapan İmam-Hatip, Müezzin-Kayyım ve Kur’an Kursu öğrencilerinden planlanacaktır.”
CHP İstanbul Milletvekili İhsan Özkes, İslam Ansiklopedisi’nin 44’üncü cildinin de bu programda tanıtılacağına dikkat çekerek, “Başbakan’a yapılacak bu program seçimden sonra yapılamaz mıydı?.. Ya da medya önünde tanıtım yapılamaz mıydı?.. İlla 2 bin 500 kişi olması mı lazımdı. 100-500 kişilik salonda da olabilirdi bu” dedi.
İhsan Özkes’in yeni Diyanet skandalı ile ilgili açıklamasının geri kalanı şöyle;
“Mehmet Görmez, yerel seçimler için adayların yarışa girdiği bir süreçte, 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonlarının etkisinin yaşandığı bir ortamda, zor ve sıkıntılı günlerini yaşayan Başbakanı aklama gayreti içine girmiştir.
Rüşvet ve yolsuzluğun haram olduğunu açıklayacak makamda bulunan Görmez, tüm bu olup bitenleri görmezlikle yetinmeyerek adeta baskı yoluyla din görevlilerini toplayıp alkışlatarak gündemdeki iddiaları meşrulaştırma telaşına kapılmıştır.
Haliç Kongre Merkezi’ne Pendik, Kartal, Sultanbeyli, Büyükçekmece, Arnavutköy, Esenyurt ve Sarıyer gibi uzak ilçelerden gelen din görevlileri öğle namazlarında ve muhtemelen ikindi namazlarında görevlerinde olamayacaklardır. Camilerde ibadetlerde aksama olacağı ihtimali vardır. Tüm bunlar Başbakan’a şirin gözükmek için yapılmaktadır. Başbakan’ın rızası ve hoşnutluğu Allah’ın rızasının ve hoşnutluğunun önüne geçmiştir. Başbakan korkusu, Allah korkusuna galebe çalmıştır. Bu organize ile Görmez, AKP’ye koltuk değneği olma yoluna girmiştir.
Daha fazla dine ve diyanete zarar vermemesi için Görmez derhal cübbesini ve sarığını çıkarıp istifa etmelidir.”
Diyanet’in AKP’nin nasıl arka bahçesi haline getirildiğine ilişkin daha önceki yazılarımda bana sövenler ve en ağır hakaretlerde bulunanlar...
Ar damarınızı tamamen sıyırmadıysanız; bir kez daha düşünün!..