Dış güçler belli
Ekim ayında aylık dış ticaret açığı geçen seneye göre 1 milyar dolar azaldı ve 1,4 milyar dolar oldu.
Dış ticaret açığının azalmasına, yatırım malı ve tüketim malı ithalatındaki azalma neden oldu.
2020''de toplam ithalatın yüzde 18,2''si yatırım malı ithalatı iken bu sene bu oran yüzde 12''ye geriledi. Yüzde 12 oranı, mevcut yatırımların amortismanı için ithal edilen makine parçaları ve yedeklerini karşılar. Üretim artışı, ihracat ve istihdam için yeni yatırımların yapılması gerekir. Demek ki güven sorunu olduğu için yeni yatırım yapılmıyor.
2020''de toplam ithalatın yüzde 12,2''si tüketim malı ithalatı iken bu sene bu oran yüzde 8,6''ya geriledi. Zaruri tüketim malı dışında, ithal tüketim malının azalması, dış ticaret açığı açısından önemlidir. Meğer ki içeride mal kıtlığı olmasın.
YAPI
Dış ticaret açığında asıl sorun, ara malı ve ham madde ithalat payının artmasıdır. Türkiye''de üretim ve büyüme ithal girdiye bağımlı bir yapı kazandı. 2020''de düşük büyüme vardı. İthal girdi payı azaldı. Bu sene büyüme var, ithal girdi arttı. En azından kur artışlarına rağmen azalmadı.
Azalmaz, çünkü üretimin devam etmesi için, ithal girdi mallarını ve ham maddeyi içeride üretmek gerekir. Ama hukuki altyapı yok, demokratik altyapı yok, iktidar piyasayla kavga ediyor. Politika yok polisiye önlemler var. Güven yok. Bu nedenlerle içeride yatırım iştahı yok. Dahası ithal girdi yerine devlet bile yatırım yapsa üretime geçmesi için en az üç sene gerekir.
Siyasi iktidar TL krizini kabul etmiyor ve bu nedenle de istikrar önlemi almıyor. Aslı riskli olan ve krizi buhrana çevirecek olan hükümetin bu tutumudur. İstikrar paketi yerine;
1.MB ''kura müdahale etmiyoruz, yüksek kur ile dış açıklar azalır ve enflasyon düşer'' diyor. Dış açıklar azalıyor. Ama bitmiyor. Çünkü ara malı ithal etmezsek, içeride üretim yapamayız. Enflasyonda ise hiperenflasyona gidiş var.
2.Hükümet; Ekonomide yeni bir deneme yapıyoruz diyor. Bu anlayış tam tamına Amerika''yı yeniden keşfetmeye benziyor.
3.Dış güçler bizi denklemin dışına itmeye çalışıyor. Kurtuluş savaşı veriyoruz. Aşağıdaki tabloda Ekim ayı dış ticaret verileri bu dış güçlerin kimler olduğunu ortaya koyuyor.
İTHALAT
Ekim ayı toplam dış ticaret açığımız 1,4 milyar dolar. Ekim ayında Çin''e karşı daha çok 2,3 milyar dolar dış ticaret açığı vermişiz. Rusya''ya karşı da 1,8 milyar dolar dış ticaret açığı vermişiz. Yani başka ülkelerden kazanıp, Çin''le Rusya''ya veriyoruz.
Rusya''dan doğal gaz ithal ediyoruz. Çin''den bazı makine ve teçhizat ithal ediyoruz. Ama aynı zamanda mobilya, deri-kösele, plastik eşya, aydınlatma cihazları, oyuncaklar, bilardo-bowling ithal ediyoruz. Bunların hepsi de Türkiye''de yapılıyor.
Son 20 senede her sene ortalama 20 milyar dolar dış ticaret açığı veriyoruz. Uluslararası anlaşmalara uygun kota ve vergi getirerek, bu açığı en kötü ihtimalle yarıya düşürmek mümkün iken, hükümet neden adım atmadı? Bu yola gitseydik en az 100 milyar dolar Türkiye''de kalırdı. Bugünkü sıkıntıları yaşamazdık.
Türkiye''de Çin lobisi mi var? Bunlar kimdir? İktidara yakınlıkları nedir? İktidar bunlar için mi Çin''e karşı önlem almadı?
Dış güçler meselesi bu soruların cevabında saklıdır.