Dış bilançomuz daha da bozuldu
Merkez Bankası, 2013 yılının ilk üç ayı yani ilk çeyrek ödemeler bilançosunu açıkladı. İlk üç ayda ortaya çıkan cari işlemler açığı 15.9 milyar dolar oldu.
“Ödemeler dengesi, geniş anlamıyla, bir ekonomide yerleşik kişilerin (genel hükümet, parasal otorite, bankalar, diğer sektörler), diğer ekonomilerdeki yerleşik kişiler (yurtdışında yerleşikler) ile belli bir dönem içinde yapmış oldukları ekonomik işlemlerin” bir bilançosudur. Dış işlemler dengesini, dış ticaret dengesi, hizmetler dengesi ve gelir dengesi belirler.
* Dış ticaret, mal ithalat ve ihracatını,
* Hizmetler, taşımacılık, turizm, inşaat hizmetleri, sigorta hizmetleri, finansal hizmetler ve resmi hizmetlerin gelir ve giderini,
* Gelir dengesi ise, ücret ödemeleri, doğrudan yabancı yatırımlar ve Portföy yatırımlarının gelir ve giderlerini gösterir.
Bu sene dış ticaret açığımız geçen seneye göre daha yüksek. Ancak bu sene net turizm geliri arttığı için, cari açık geçen seneye göre yüzde 2.5 oranında geriledi.
Bu sene ödemeler bilançosunun yapısı ve finansman şekli daha kötü...
1-Bu sene ilk üç ayda, cari açığın finansmanında, doğrudan yatırımların payı azaldı. Buna karşılık sıcak para da dediğimiz portföy yatırımlarının payı arttı. Bu durum ekonomide kırılganlığın ve riskin artmasına neden olmaktadır.
2-Geçen seneye göre dış borcumuz, mevduat ve ticari kredi olarak 2.4 milyar dolar, doğrudan dış kredi olarak 15.3 milyar dolar olmak üzere, toplam 17.8 milyar dolar arttı. Hükümet IMF’ye borcumuz bitti derken, Türkiye’nin dış borcu geçen yılın aynı dönemine göre 3 ayda 17.8 milyar dolar arttı.
3-Ödemeler dengesi içinde, net hata ve noksan kalemi her zaman tartışmalı olmuştur. Net hata ve noksan, ödemeler bilânçosunda kaynağı belirsiz olan döviz girişini göstermektedir. Ödemeler bilançosunda denkliği tarif gereği bilanço denkliği hesaplanamayan döviz giriş veya çıkış fazlaları net hata ve noksan kalemi altında gösterilmektedir. Bu kalem, artı veya eksi olabilir. Her sene Türkiye’ye kaynağı belirsiz para girişi yaşanırken bu sene ilk çeyrekte 3.6 milyar dolar para çıkışı yaşandı. Para çıkışının nedeni, reel faizlerin eksi olmasıdır. Ayrıca, hem doğrudan yatırım sermayesinin azalması, hem de kaynağı belirsiz para çıkışı, sermayede güvenin azalması demektir.
Sonuç olarak; Türkiye’de cari işlemler açığı yönetilebilir mi, şeklinde çelişkili bir tartışma var. Cari açık, bir ülkenin dış ekonomik ilişkilerden dolayı katlandığı kaynak kaybıdır. Bu kaynak kaybı tek bir şart altında zararsız olacaktır. Eğer cari açığın finansmanı doğrudan ve yeni yabancı sermaye yatırımları ile yapılıyorsa, potansiyel üretim, istihdam artışı, geçmişteki bu kayıpları telafi edecektir. Bu şart dışında bu kaybın önüne geçmek ancak cari işlemlerde denge sağlamakla olur. Bu kaybın finanse ediliyor olması veya cari açıkla yaşanması kaybın olmadığını göstermez. Yalnızca cari açığı varlık kaybı, dış borç stoku gibi maliyetleri artar.
Bir diğer çelişki de cari açığın nedeni olarak enerji ithalatının gösterilmesidir. Oysa ki cari işlemlerde turizm gibi avantajlarımız da vardır. Kaldı ki Çin de petrol ithal eder, Almanya da petrol ithal eder fakat bu ülkelerde cari fazla vardır.