Dış açık ve sıcak para tuzağı

Bir firma zarar ederse, hayatını devam ettirmek için ya elindeki menkul veya gayrimenkulü satar veya borç alır .
Bütçe açık verirse, devlet borçlanır.. Bizde de bütçe açıkları artmaya başlayınca, hükümet özelleştirmeye hız verdi. Altyapı dahil kamu yatırımlarını blok satış yoluyla özelleştirdi. Köprü ve otoyol gelirlerini kırdırıp, peşin paraya çeviriyor. Bazı tüketim vergilerini, harçları ve kamu kira gelirlerini artırıyor. Ayrıca da yasaların imkan verdiği sınırda borçlanıyor.
Dış işlemler cari açığının da finanse edilmesi gerekir. Yabancıya varlık satışı, yabancı sermaye girişi ve dış borçlanmayla olur. Yani bir yandan varlıklarınız azalacaktır... Öte yandan dış borçlarınız artacaktır.
Bir firma düşünün varlıkları kalmadı.. Borç da alamıyor... Firma iflas eder. Ülkeler iflas etmez.. Ancak maliyetleri topluma yayıldığı için, toplum fakirleşir. Halkın refah düzeyi düşer. Bu nedenle cari açığın yönetilmesi gibi bir yol hiçbir zaman yoktur. Çözümü vardır.
Aşağıdaki tabloda 2012 yılında cari açığın finansmanı görülmekte ve bu finansmanın daha çok sıcak para ile yapıldığı anlaşılmaktadır.

2012 YILI CARİ AÇIĞIN FİNANSMANI

.............................................. MİLYAR
DOLAR

1) DOĞRUDAN YATIRIMLAR 8.3
Gayri Menkul Satış 2.6
Doğrudan Yatırım 5.7
2) PORTFÖY YATIRIMLARI 40.8
Varlıklar 2.6
Özel Hisse Senetleri 6.3
Devlet Borç Senetleri 21.7
Bankalar Tahvil İhracı 9.0
Diğer Senetler 1.2
3) KREDİLER 16.6
Varlıklar -1.2
Dış Krediler 9.5
Mevduat 7.8
Diğer 0.5
4) NEREDEN GELDİĞİ
BELİRSİZ OLAN 4.0

5) TOPLAM DÖVİZ GİRİŞİ 69.7
6) REZERVE EKLENEN - 20.8
7) CARİ AÇIK 48.9

Tablo, Merkez Bankası’nın yayınladığı ödemeler bilançosu tablosundan alınarak basitleştirilmiştir.
Bu tabloda yer alan doğrudan yatırım, dışarıda yerleşik olanların Türkiye’de uzun vadeli yatırım yapmak, Türkiye’deki bir yatırıma veya bir şirkete ortak olmak ve gayrimenkul satın almak için sermaye getirmesidir.
Bu tür yabancı sermaye sıcak paranın ve sonuçta kırılganlığın ve ülke riskinin yüksek olduğu ekonomilere gitmiyor. Bu anlamda gayrimenkul alımı dışında Türkiye’ye yeterli yabancı sermaye girişi yoktur.
Portföy yatırımları veya menkul değerlere olan yatırımlar, devlet, özel sektör ve bankaların bono ve tahvillerini ve diğer para piyasası araçlarını almak için gelen yabancı sermayeyi gösteriyor. Kamuoyunda bu tür yabancı sermaye için, sıcak para tabiri kullanılıyor. Bu tür sermaye girişi ekonomi açısından bir nevi dış borçtur. Üstelik ne zaman ödeneceği belli olmayan bir dış borçtur. Bu nedenledir ki riski azaltmak için Merkez Bankası, daha yüksek rezerv tutmak zorunda kalıyor.
Öte yandan bu tür sermaye girişi, döviz arzını artırdığı için ve cari açıktan daha fazla döviz girdiği için, kur baskısı yaratıyor. TL aşırı değer kazanıyor.
Dış krediler ise devlet veya özel sektör tarafından alınan dış borçlardır. Ekonomik etkileri, Milli gelire etkisi ve döviz arz ve talebi açısından, dış borçlarda özel ve kamu ayırımı yapılmaz. Bu açıdan cari açık, Türkiye’nin dış borçlarını hızla artırmıştır.
O kadar ki 2002 yılında 130 milyar dolar olan Türkiye’nin dış borcu bugün 330 milyar dolara çıkmıştır.
Sonuç olarak 2012 yılında, 69.7 milyar dolar döviz girmiş, bunun 48.9 milyar doları cari açığın finansmanına gitmiş, kalan 20.8 milyar doları da MB rezervlerine ilave edilmiştir. Merkez Bankası’nın 105 milyar dolar brüt döviz rezervi var. Ancak Türkiye’nin 392.3 milyar dolar uluslararası yatırım pozisyonu açığı var.

Yazarın Diğer Yazıları