Diplomasi - Akrobasi
Türkiye''nin;
- Amerika ve Avrupa Birliği ile ilişkileri son derece kötü iken İsveç ve Finlandiya''nın NATO üyeliğini "Amerika baskısı" sonucu kabul etmesi kabul edilemez.
Türkiye, İsveç ve Finlandiya arasında imzalanan bu "mutabakat zaptı" bilinsin ki asla hukuki bir metin değildir.
- Recep Tayyip Erdoğan hükümetinin zafiyetidir.
Mutabakat zaptı; 3 ülke arasındaki "ön anlaşma" demektir.
Yani siyasi bir deklarasyon olmuştur.
Unutulmasın ki;
- Siyasi deklarasyonlar her zaman değişebilir, üzerinde oynanabilir.
Hükümetler değişir, şartlar farklı gelişir ve ülkeler farklı bir siyasi çizgi izleyebilirler…
- Mutabakat metninin kalıcı ve kesin şekilde ülkeleri bağlayıcı bir hukuki yanı yoktur.
Cumhurbaşkanı Erdoğan hukuki bir metin olması için dirense ve ısrarcı olsaydı;
- Mutabakat Metni yerine 3 ülke tarafından imzalanan bir anlaşma olurdu.
Bu anlaşma metni de 3 ülkenin parlamentolarında onaylanır ve kalıcı resmi hukuki bir zemine otururdu.
Erdoğan, "anlaşma" yapılmasını gündeme dahi getirmedi.
- Bir diğer yol da mutabakat metni yerine resmi NATO belgesi hazırlanmasıydı…
Ki Erdoğan bu iki konuda da gerekli adımı atmadı.
Peki, asıl olması gereken neydi?
Lozan gibi;
- Uluslararası ANTLAŞMA imzalanmalıydı….
Şöyle ki;
Cumhurbaşkanı Erdoğan; 17 Mayıs''ta gündeme getirdiğim ve muhalefet liderlerinin de ortaya koyduğu şu şartları Amerika, NATO ve Avrupa Birliğinin önünde masaya ısrarlı şekilde koymalı ve mutlaka kabul ettirmeliydi:
Yunanistan açısından;
- Ege denizindeki "12 Mil" iddiasından vaz geçmeli,
- Vatan toprağı 20 Türk adasını derhal boşaltmalı,
- 12 adayı silahsızlandırmalı,
- Türkiye''nin AB''ye tam üyeliğini veto etmemeli,
- Terör örgütleri PKK ve FETÖ''ye karşı durmalı ve ülkesindeki teröristleri Türkiye''ye yargılanmaları için teslim etmeli…
Avrupa Birliği açısından;
- Türkiye''nin tam üyeliği kayıtsız şartsız kabul edilmeli,
- Schengen vizesi kayıtsız şartsız verilmeli,
- Terör örgütleri PKK ve FETÖ''ye karşı durmalı ve ülkesindeki teröristleri yargılanmaları için Türkiye''ye kayıtsız şartsız teslim etmeli,
- PKK başta tüm terör örgütlerine desteği kesmeli,
- Türkiye''nin sığınmacılara harcadığı 100 milyar doları Avrupa Birliği Türkiye''ye geri ödemeli…
Amerika açısından;
- F-35 uçak üretim projesine Türkiye''yi kayıtsız şartsız geri almalı,
- S-400 hava savunma sistemi yerine Petriot hava savunma sistemini satmalı,
- F-16 Savaş uçaklarımızın modernizasyonu acilen yapılmalı,
- Türkiye''ye yönelik Halkbank dahil tüm ambargoları kaldırmalı,
- Fethullah Gülen''i hemen Türkiye''ye teslim etmeli,
- Suriye politikasından vazgeçmeli ve PKK uzantısı PYD/YPG terör örgütlerine verdiği tüm desteği durdurmalı ve verdiği silahları geri almalı,
- Suriye''nin kuzeyinde terör devleti kurulmasından vaz geçmeli,
- Hain darbeci Fethullah Gülen''i ve ülkesindeki tüm PKK ve FETÖ terör örgütü mensuplarını kayıtsız ve şartsız Türkiye''ye iade etmeli
- Yunanistan''a kurulan tün askeri üsleri Amerika NATO üssü haline getirmeli…
Amerika Başkanı Biden''ın talebi üzerine İsveç ve Finlandiya''nın NATO üyeliğine Türkiye''nin koyduğu ambargoyu Erdoğan''ın kaldırması tam bir teslimiyetçilik rezaletidir.
Yapılan 3''lü mutabakat metninde ise sadece İsveç ve Finlandiya açısından, "PKK uzantısı PYD/YPG terör örgütleri" konusu yer almaktadır.
Amerika''nın, Almanya''nın, Yunanistan''ın ve Fransa''nın "FETÖ ile PKK uzantısı PYD/YPG terör örgütlerine" vermeye devam ettiği destek ne olacak?
Elbette devam edecek…
Olması gereken ise şuydu;
- Türkiye, Amerika, Avrupa Birliği ve münhasıran Yunanistan''ın meclislerinde de kabul edilecek yukarıda saydığım şartları içeren uluslararası bir ANTLAŞMA imzalanması gerekliydi.
Erdoğan hükümeti önüne altın tepsi ile sunulan bu imkanı elinin tersi ile itti.
"Mutabakat metni" ile dağ fare doğurdu…
Yazıklar olsun.
Yunanistan''ın NATO''ya alınmasında darbeci Kenan Evren''in yaptığı hatayı Erdoğan;
- 2009''da Fransa''nın NATO''ya girişine de "kayıtsız şartsız" onay vererek,
- 2022''de ise İsveç ve Finlandiya''nın NATO''ya girmesine "cılız mutabakat metni" ile onay vererek tarihi hataları üst üste yaptı…
İsveç ve Finlandiya için Erdoğan dedi ki;
- "Hiç zahmet edip gelmesinler, NATO üyeliklerine onay vermeyiz…"
Evet, gelmediler ama;
- Erdoğan onların ayaklarına tıpış tıpış gitti,
- Türkiye''nin ambargosunu güle oynaya kaldırdı…
Yazıklar olsun…
İşte "Tek Adam Rejimi" tam da budur.
Uluslararası diplomasi da altın kuraldır;
- Win-Win
Yani; Kazan-Kazan siyaseti…
Erdoğan hükümetinin yaptığı ise sadece şudur;
- Diplomasi - Akrobasi…
Günün sorusu şudur;
- Erdoğan Türk milletine verdiği sözleri neden tutmuyor?
Yanıt şudur:
- Önce meydan okur, sonra geri adım atar…