Dinbaz Ayasofya’da...
Dinbaz: Müslümanlar arasında, bugüne kadar görülmemiş şekilde dini kullanan ve Müslümanları aldatan en donanımlı ve sapkın bir zümrenin temsil ettiği dini yorum ve yaşam tarzı.
Bkz. Dinbaz (ek tanımlamalar)
* Namaz vakti, seçim mitinglerine gelsinler diye cami imamlarına resmi izin verirler.
* Cuma namazı çıkışı cami kıpısında ellerinde mikrofonla siyasi propaganda yaparlar.
* Ayasofya’nın cami olarak yeniden ibadete açılmasını engellerler. Bu konuda yapılan her türlü girişime set olurlar. Seçim dönemlerinde ise değişime uğrayıp, oy için vizyona soktukları reklam filmlerinde Ayasofya’nın minaresinden ezan okuturlar. İmamı da minareden iki saniyecik de olsa göstermeyi ihmal etmezler.
* Salavatı tapındıkları adama uyarlarlar.
* Sonra, bakınız daha neler söyleyip neler yaparlar;
“Ben Diyanet İşleri Başkanlığımızın bastırmış olduğu Kürtçe mealli Kuran-ı Kerim’i gösteriyorum, beyefendi bundan rahatsız oluyor. Ne diyor, ’Diyanet İşleri bundan bir tane bastırdı, onu da Cumhurbaşkanı’na gönderdi. ‘Eline diline dursun, ilk etapta 10 bin adet bastırıldı. Tüm Güneydoğu’ya, Doğu’ya gönderildi. İşte ortada ‘Qur’anaPiroz’.”
“Bundan sonra Rumeli’de ve dünyanın neresinde olursa olsun bütün isteyen herkese, soydaşlarımıza üç emaneti götüreceğiz. Albayrak, Kur’an-ı Azimüşşan ve Türkçe sözlük”.
“Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kaldıracağız. Din derslerini kaldıracağız. İmam hatip okullarını kaldıracağız, dediler. Dindar Kürt kardeşlerimin bunların karşısında nasıl duracağını biliyoruz”.
“Kürt kardeşlerim, yiğit bacılarımız birlik mesajı için, ’Kudüs Türklerindir, Kürtlerindir, Araplarındır’demek için bu havalimanına ‘Selahaddin Eyyübi’ adını vermek istiyoruz”.
“Hakkarili, Yüksekovalı,Şemdinli’li, Anadolulu yiğitler, bütün Türkiye sana söz veriyor Selahaddin Eyyübi! Sen nasıl Ortadoğu’yu kardeş kıldıysan biz de kardeş kılacağız. Kudüs, İsrail’in değil Müslümanlarındır, diyoruz”.
“Biz Selahattin-i Eyyubi’nin Kudüs’e yürüyen ordusuyla omuz omuzaydık”.
“Hazreti Nuh deseniz ne anlarlar? Hiçbir şey”.
“Vatikan’da Papa’ya uçak tahsis ediyorlar. Tarifeli uçaklarla seyahat etmiyor. Bizim de havuzumuz var. Başbakanımıza teklif edeceğim. Biz de havuzumuzdan tahsis edeceğimiz uçakla Diyanet İşleri Başkanımız yurt dışına gidecek”.
“Bizi de Adnan Menderes gibi tehdit ediyorlar. Halbuki ölümsüzlüğü tadanlara ölüm ne yapabilir ki. Onlar bilmiyorlar ki şehitler ölmez. Gençler ne görün ne duyun hiç önemli değil. Mukadder olan ölüm bizi gelip zaten bulacaktır”.
“Bu kez dedim ki Mardin’e gittiğimizde Mardin’de uyuyacağım Mardin’de uyanacağım. Bugün Mardin’de kıldığım sabah namazında o duyguyu hissettim, şükrettim”.
“Bizim neden İsrail’de Büyükelçiliğimiz yok. Biz Mescid-i Aksa’ya postallarıyla girenlerle dost olmayız”.
“Bu ülkede kızlarım, oğlum okuyamadı. Neden, başörtülü olduğu için, oğlum katsayıya takıldı. Devlet başkanları, Amerika’dakiler bana dedi ki, neden gönderdiniz. Başörtülü olduğu için dedim. Siz Müslüman değil misiniz dediler. Orada hançer saplandı göğsüme. Orada okuyor ama kendi ülkende okuyamıyorsun. Şimdi kat sayı kalktı, istediğiniz üniversiteye de gidebiliyorsunuz”.
“Mübarek ‘Allahuekber’ sesine bu semalar hasret kalmıştı”.
“Bu sene inşallah ilk defa başörtülü bacılarımız örtüleriyle meclise girecekler”.
“Furkan’ı da rahmetle anıyorum. Onlar görevde olsaydı Furkan’ın katillerinden tank alırdı”
* Garip vatandaş dinbaz’a uyanıp kendine gelince ne yapar?..
Yüce Yaratana yalvarır;
“İki kere oy verdim. Allah o elimi alsın”.