Din-devlet ve ibadet-siyaset üzerine
T.C. Cumhurbaşkanlığının "@tcbestepe" kısa adlı Twitter adresinden resmi açıklama dün şöyle yapıldı: "Beştepe Millet Camii'nde 27 Şubat Perşembe günü yatsı namazını müteakip Regaib Kandili Özel Programı düzenlenecektir. Tüm halkımız davetlidir."
Eklenen video kapağında ise, "Kur'an-ı Kerim tilaveti ve ilahi grubundan salavatlar ile Regaib Kandili Özel Programı düzenlenecektir" etiketi yer alıyor.
3 dakikalık video ise Recep Tayyip Erdoğan'a benzerliği ile dikkat çeken Millet Camii'nin imamı Adem Kemaneci'nin okuması ile başlıyordu…
Değerli okurlarım,
Anayasamız der ki;
"Madde 2 - Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
Madde 24 - Kimse, Devletin sosyal, ekonomik, siyasi veya hukuki temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasi veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz."
Değerli okurlarım,
Lâiklik, genel anlamda din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması, dini inançların devlet yönetiminde ve siyasette rol oynamaması esasına dayanır.
Büyük Türk Milleti, asırlar boyunca devlet yönetiminde laiklik ilkesinin olmamasının çok acılarını çekmiş ve çağdaş gelişme ve ilerlemenin gerisinde kalmıştı.
Bu bakımdan Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurucusu büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk, lâiklik ilkesini çağdaş Türk toplumunun temel ilkelerinden biri olarak, "değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen" hükmü olarak anayasamıza koydu.
Ayrıntıları ile yazacak olursak laiklik;
- Devlet yönetimine dinî kural ve görüşlerin karıştırılmaması
- Toplumda din ve vicdan özgürlüğünün sağlanması,
- Din ve mezhepleri ne olursa olsun yurttaşlara eşit davranılması,
- Devletin resmi bir dininin bulunmayışı,
- Toplumda fikir ve inanç ayrılıklarının düşmanlığa dönüşmemesi
- Ülkede birlik ve beraberliği sağlayan temel unsurlardan biridir.
Özetle;
Lâiklik anlayışında din, devlet ve dünya işleri karışmayacak, vicdanlardaki yüksek ve kutsal yerini koruyacaktır.
Lâiklik dinsizlik, din düşmanlığı, dine baskı, dine saygısızlık değildir ve bu anlamlarda yorumlanamaz; tam tersine lâiklik dinin her türlü çıkar hesaplarından uzak tutulması, siyasete âlet edilmemesidir.
Yaşar Nuri Öztürk
Merhum Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk ile Star TV'de birçok canlı yayın yaptım.
Öztürk, kitaplarında da yer alan şu görüşleri her zaman söyledi:
"Mevlit, regaip, miraç, berat kandil geceleri, Kur'an'da ve sünnette yer almaz. Bu geceler Hz. Peygamberimiz zamanında ve dört halife döneminde kutlanmamıştır.
Kur'an'da ve sünnette yer almayan uygulamalar din dışıdır. Kandil geceleri Emevi döneminde kutlanmaya başlanmış, Emevi-Arap adetidir.
Arap'ın adetini kutsamak, kutlamak Müslümanların işi, görevi değildir.
Kandil geceleri adı altında bazı geceleri kutsal ilan etmek, o gecelerde edilen tüm duaların veya tövbelerin mutlak kabul göreceği, işlenen tüm günahların af olacağını söylemek, Kur'an dışı, din dışı inanıştır.
Bu gecelerin kutlanması açık bir bid'attır. Bid'atlar dinde yozlaşmaya yol açar ve günahtır. Kandil geceleri denen Emevi adetini dinimize ilave etmeye çalışarak kutlayanlar, sevap kazanmak veya günahlarından arınmak bir yana günah işlemektedirler…"
Diyanet'te Bid'at için diyor ki;
"İcat etmek, örneği olmaksızın yapıp ortaya koymak, Geniş kapsamlı tarife göre bid'at, Hz. Peygamber'den sonra ortaya çıkan her şeydir…" diye tanımlıyor.
Değerli okurlarım,
Demem o ki;
İsteyen istediği gibi inanır. Din, Allah ile kul arasındaki köprüdür, bağdır. İsteyen Kandil der kutlar isteyen kutlamaz ki her görüşe saygı duyarım.
Ancak cumhurbaşkanlığının resmi Twitter adresinden "dini programa davet" çağrısı yapılması anayasaya aykırıdır.
Recep Tayyip Erdoğan, şahsi Twitter adresinden bu çağrıyı yapmalıydı…
İbadet, siyasete işte böyle alet edilir, din ve devlet işleri böyle karıştırılır..