Diktatörlük mü Talibancılık mı?

Cumhurbaşkanlığı seçimi yaklaştıkça nereden ve kimden geldiği belli olmayan algı operasyonları bazı köşe yazarları tarafından dile getiriliyor. Bugün iki ayrı köşe yazarının görüşlerini değerlendireceğim.

Nagehan Alçı yazısında özetle diyor ki;

- "İtiraf edeyim, Afganistan''dan döndüğümden beri bu gözler eski gözler değil. Her şeye başka bakıyorum şimdi."

Dedim ki

Nagehan da "Tek Adam Rejiminin Türkiye''yi yönetemediği gerçeğini" gördü.

Dedim ki;

Cumhur İttifakının eş başkanları Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli''yi uyarıyor.

Sonra gelen cümlesi ise şöyleydi:

- "2023''te yapılacak seçim her halükarda çok zorlu ve sert geçecek. Eğer bu seçim yapılırsa…"

Hayda dedim bu satırları okuyunca…

"Eğer bu seçim yapılırsa" ne demek?

Yapılmama olasılığı mı var?

Nagehan Alçı, "gözler eski gözler değil" diyerek önceden göremediği neyi gördü Afganistan dönüşü?

Taliban''ın seçim yapmadan Afganistan''ı uzun süre idare edeceğini açıklaması Nagehan''ın da Erdoğan''a bu yolu önermesini mi sağladı acaba?

Yani diktatörlük mü Talibancılık mı?

Nagehan''ın devamında yazdığı şu cümlesi ise çok çarpıcı ve dikkat çekişi:

- "… Ben 1 Kasım 2015''e benzer bir atmosferde seçime gireceğimizi düşünüyorum."

Bu tehdit kime? Muhalefete mi?

Yoksa iktidarın hazırladığı bir senaryonun yürürlüğe konulması ihbarı mı?

7 Haziran ile 1 Kasım arasında yaşanan terör olaylarının tekrar yaşanabileceğini kast ediyor ki o bilançoyu hatırlatayım:

- 146 günlük dönemde cumhuriyet tarihinin en büyük terör saldırıları gerçekleşti.

- Sadece Suruç ve Ankara''daki IŞİD saldırılarında 136 kişi katledildi, aynı süreçte 167 güvenlik görevlisi hayatını kaybetti.

- Bu süreçteki operasyonlarda resmi açıklamalara göre 453 PKK''lı öldürüldü, çatışmalarda 106 sivil can verdi.

- İki seçim arasındaki dönemde hayatını kaybedenlerin sayısı 862''ye ulaştı.

Türk Milletine bu acıyı kim ya da kimler tekrar yaşatacak Nagehan?

Abdülkadir Selvi:

Madem bugün saçma sapan yazılardan söz ediyoruz o halde Abdülkadir Selvi''nin şu cümlesi ile devam edelim:

- "Kılıçdaroğlu, son anda vazgeçer mi?"

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu sanki resmen aday oldu da Selvi adaylıktan vazgeçip geçmeyeceğini sorguluyor.

Selvi diyor ki;

- "Favori gösterilen isimler fedakârlık yapıp sizin lehinize çekildiği halde siz aday olmuşsunuz ama seçimler Erdoğan''ın yeni bir zaferi ile sonuçlanmış. Bu nasıl ağır bir yük."

Oldu olacak seçim yapmayalım ve Selvi''nin kararı ile "Erdoğan''ın zaferini" ilan edip Nagehan''ın yazdığı gibi seçimsiz bir şekilde Erdoğan''ın ölünceye kadar cumhurbaşkanı kalmasını mı sağlayalım?

Selvi''ye soruyorum;

- Erdoğan Kılıçdaroğlu karşısında aday olup kaybederse bu nasıl ağır bir yük olacak?

- Kılıçdaroğlu''nun karşısına hangi "Favori" aday çıkacak?

Bak Abdülkadir Selvi sana bir ağabey tavsiyesi yapayım.

Kemal Beyi hiç tanımamışsın.

Kemal Bey demokrasiyi benimsemiş çok önemli bir siyasetçidir ki şu sözünün de eridir:

- "Dostlarımızla ayrı ayrı mı ortak mı aday çıkaracağımızı belirleyip, eğer tek adayda birleşmeyi benimsersek kimi cumhurbaşkanı adayı göstereceğimize oturup birlikte karar vereceğiz."

Gerek Kılıçdaroğlu''nun gerekse Akşener''in yakın çalışma arkadaşları ile konuştum.

Akşener''in, "Ben Başbakanlığa adayım" sözünün büyük bir alçakgönüllülükle söylendiğini vurguluyorlar.

Birincisi şudur ki;

- Daha ortak mı ayrı ayrı mı aday gösterileceği konusunda partiler arası hiçbir görüşme yapılmamıştır.

İkincisi şudur ki;

- Tek aday çıkarılması kararlaştırıldığında tüm alternatif isimler kurulacak Millet İttifakı liderleri tarafından titizlikle değerlendirilecek, ciddi anketlerle kamuoyu yoklamaları yapılacaktır.

Üçüncüsü şudur ki;

- Erdoğan ve Bahçeli''nin tüm çabalarına rağmen muhalefet partileri arasında "güçlü parlamenter rejim" konusunda görüş birliği sağlanmıştır.

Son olarak bilin ki;

Meral Akşener''in "Başbakan olma" hedefi cumhurbaşkanlığına millet ittifakı tarafından aday gösterilmesine asla engel değildir.

Yazarın Diğer Yazıları