Diktatörlere hizmet riskli iştir
Ukrayna savaşında çuvallayan Rusya’da iç hesaplaşma başladı ve tamiri zor, derin bir çatlak oluştu. Göründüğü kadarıyla bu hesaplaşma çerçevesinde Wagner lideri Prigojin ve arkadaşları infaz edildi.
Eh hep derim; diktatörlerin ya da sultanların yanında yöresinde dolanmak, onlara hizmet etmek akıllı adam işi değildir. Bunlar işlerine yaramayan ve yahut da kullanım süresi dolanı ya kapının önüne koyarlar veyahut da sonsuz kadar kurtulmak için ıssız bir köşe başında kafasına sıktırıp infaz ettirirler ki Putin de bu konuda oldukça meşhur bir diktatördür.
Üstelik bu infaz öyle ıssızda falan da yapılmadı Moskova semalarında el âleme ibret olsun diye gözler önünde yapıldı.
Açıkça söylemek gerekirse Rusya denilen bu acımasız, haydut devlet ile onun beslediği kanun tanımayan oligarklar ve mafyatik oluşumlar tüm dünyada barışı tehdit ediyorlar.
Tarihî sürece baktığımızda Putin’in Rusya’da iktidarı ele geçirdikten sonra demokrasiye ihanet ettiğini ve Rusya’yı büyük bir hızla emperyalist emelleri olan bir diktatörlüğe dönüştürdüğünü görmekteyiz.
Özellikle Putin’in Kırım’a saldırıp işgal ve ilhak etmesi bu dönüşümde kritik aşamalardan birisidir.
Son olarak 24 Şubat 2022 tarihinde Hitler özentisi Faşist Diktatör Putin, Ukrayna'yı istilaya başladıklarını televizyondan duyurmuştu bu şekilde 2014 yılında Kırım’ın işgali ile başlayan süreç tam ve kapsamlı bir savaşa dönüşmüştü.
O dönemde daha saldırının başlamasından hemen sonra 28 Şubat tarihinde ben Günboyu gazetesinde ‘Ukrayna Direnirse’ başlıklı bir makale yayımlamıştım bu makalede:
“Nazi lideri Hitler’e özenen Putin, Lebensraum (yaşam alanım) gerekçesi ile topraklarını genişletme davası gütmektedir.
Nazilerin Almanca Lebensraum Türkçe karşılığı ile ‘Yaşam Alanım’ kavramı, Doğu Avrupa'da Almanya sınırları dışında yaşayan Alman azınlıkların Almanya'nın hâkimiyetinde birleştirilmesi ve yeni toprakların kolonizasyonu ile beraber Alman popülasyonunun bu topraklara yerleştirilmesi politikasıdır.
Putin, Lebensraum politikasını uygulamaya geçirmek için o devasa nükleer savaş makinesini tüm gücü ile harekete geçirerek Ukrayna’da sivil halkın, çoluk çocuğun, kadın kızın üzerine sürmüş bulunmaktadır.
İşin açığı askerî kuvvetler denk gibi görülmemektedir, hemen herkes Rus ordusunun Ukrayna’yı hap gibi yutacağı görüşünde ve lakin işler böyle gitmeyebilir de.” Demiş ve “Dünyanın çok büyük bir kısmı diktatör Putin’in Hitler’e öykünerek kalkıştığı bu işgal harekâtına karşı, Putin ve Rusya’ya bedel ödetmeye kararlıdır.
Rusya her ne kadar coğrafi ve askerî bir dev gibi görünse de teknolojik olarak geri ve ekonomik olarak bir cücedir. Neredeyse tüm gelirini ham madde satışı ile elde etmektedir. Ham madde satışlarında ise en büyük payı petrol, doğal gaz ve kömür almaktadır. İklim değişikliği ile mücadele kapsamında fosil kaynak kullanımının yasaklanması yakın gelecekte Rusya’yı ekonomik olarak epeyce zor bir duruma düşürecektir.
Putin’in bugün yeniden bir süper güç olmaya özenmesi bana hep öküze özenen kurbağa hikâyesini anımsatır, hikâyenin sonu belli. Putin’in bu hikâyesinin sonunda da Rusya bir tur daha bölünüp parçalanabilir.
Diğer yandan Rusya’nın kaba askerî gücü dışında dünyaya satabileceği bir hikâyesi de kalmamıştır. Bolşevik devrimi sonrasında dünyayı etkileyen bir sosyalist dünya düzeni anlatılıyordu. Putin bugün ne anlatacak, mafyatik oligarkların sömürdüğü Rus halkını mı anlatacak?” Diye sormuştum.
Bugün Rusya’da yaşanan iç hesaplaşma ve iktidar kavgası benim o zaman da öngördüğüm bölünme parçalanmanın başladığına işaret etmekte olabilir.