Devletimizin yüzlerce yıllık onuruna zarar veriyorsunuz
Birincisi, Amerika Savunma Bakan Vekili Patrick Shanahan Türkiye'ye Johnson mektubu sonrası çok ağır bir mektup göndererek tehditler yağdırdı…
İkincisi, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, ABD Savunma Bakan Vekili Patrick Shanahan ile telefon görüşmesinde, gönderilen mektuptaki müttefiklik ruhuna uygun olmayan üslup ve yaklaşımdan duyduğu rahatsızlığı dile getirdi.
Üçüncüsü, Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın özetle, "Bu mektup sadece üslubu değil, muhtevası itibariyle de müttefiklik ruhuna da aykırıdır, ikili ilişkilerin nezaketine de aykırıdır. Türkiye gibi egemen ve bağımsız bir ülkenin durduğu yere de tamamen karşı bir yaklaşımdır. Bu mektubun gönderildiği zamanla eşzamanlı olarak sızdırılmış olması da bir ciddiyetsizliktir. Bu devlet ciddiyetine yakışmaz" dedi.
Ve ben de soruyorum;
"Müttefiklik ruhuna ve nezakete aykırı, egemenliğimize ve bağımsızlığımıza karşı, ciddiyetsiz, yakışıksız" dediğiniz bu kahpe mektubu;
Türkiye Cumhuriyeti Devleti adına alır almaz neden İADE ETMEDİNİZ?
Alçak, küstah ve hain Amerikalıların neden SURATLARINA ÇARPMADINIZ?
Bu mektubu kabul edip, yanıt hazırlamaya çalışarak Türkiye Cumhuriyeti Devletini küçük düşürmeye hakkınız da haddiniz de yoktur…
İşte, bu yüzden hızla çöküyor, eriyor ve artık Büyük Türk Devleti'mizin yüzlerce yıllık onurlu kimliğine de büyük zarar veriyorsunuz…
YALAN, DOLAN VE ÇAMUR SİYASETİ
Değerli okurlarım, kapım çaldı sordum kimsiniz? Yanıt geldi "PKK"
PKK'lıya sordum: Nereden geliyorsunuz, ne işiniz var?
Dedi ki, "ASKİ'den geliyorum, su sayacınızı okuyacağım"
Bu satırları anlatacağım ama önce İstanbul ve Ankara'dan iki eylemi mukayese edeceğim.
Önce İstanbul…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin ünlü trafik uzmanı İBB çalışanı Murat Kazanasmaz'ın önderliğinde bir grup İBB çalışanı yasa dışı eylem yaptı.
Kazanasmaz'a, "CHP adayı Ekrem İmamoğlu'nu karalama" görevi kayyum başkan İstanbul valisi tarafından verildi.
"Tek adam" rejiminin partili cumhurbaşkanı tarafından atanan partili vali Kazanasmaz'ın eline okuması için yazılı metin tutuşturdu.
Görev: Mazbatası gasp edilen Ekrem İmamoğlu'nu karalamak ve İstanbulluların anasının ak sütü kadar helal mazbatasını geri almasını engellemek.
İmamoğlu denilince partili vali bu yasa dışı eyleme bir de İmam, zabıta ve itfaiye eri de ekledi…
Göreceksiniz, İmamoğlu kazanınca o imam yine en safta yer alıp merhum AKP'nin ruhuna Fatiha okuyacaktır.
Demokrasi Yandaş Seçim Kurulunun sadece 7 üyesi tarafından açıkça kundaklandı ve hala alev alev yanıyor…
Göreceksiniz Ekrem İmamoğlu gasp edilen mazbatasını geri alınca o itfaiyeci de en ön safa geçip YSK'nın bu demokrasi yangınını söndürecektir.
Şimdi Ankara…
Çorlu'daki tren faciasında yakınlarını kaybedenlerin aileleri basın açıklaması yapmak için Anayasa Mahkemesi önünde bir araya geldiler.
Açıklamayı engellemek isteyen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun kontrolündeki bir grup polis müdahale sırasında plastik mermi kullanmış…
Mağdur olup evlatlarını, eşlerini, kardeşlerini, annelerini babalarını Çorlu'da şehit veren ailelerin basın açıklaması yapması suç…
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı çalışanlarının basın açıklaması yapması serbest.
Adaletin bu mu Adalet ve Kalkınma Partisi?
Bu adaletsizlik AKP'yi metal yorgunu yaptı ki bu partide ne "Adalet" ne de "Kalkınma" olmadığı için ellerine sadece "Parti" adı kaldı.
Onu da alıp devletin başına yapıştırdılar ki 16 Nisan ile Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile "Parti Devleti" maalesef tescil oldu.
PKK'LI ASKİ MEMURU
Şimdi ironi yaptığım konuya dönelim.
Değerli okurlarım,
Bugün İmamoğlu'na "Pontuslu" diyenler, Makedonyalı dedikleri Mansur Yavaş'a da 31 Mart seçimi öncesi çamurlarla, iftiralarla saldırdılar…
Mansur Yavaş için AKP'liler koro halinde, "teröristleri işe alacak" kampanyası açtılar…
Yetmedi, 25 bin işçiyi sokağa atacak, "teröristleri işe alacak" kampanyalarını genişlettiler…
Siyaseten yok olan Mehmet Özhaseki her mitinginde bu iddiaları tekrarladı…
Ne oldu?
Mansur Yavaş fark atarak seçildi.
Ne oldu?
Tek bir belediye çalışanı atıldı mı?
Kapınıza PKK'lı FETÖ'cü terörist geldi mi?
Tek bir terörist işe alındı mı?
AKP'nin çamur siyaseti işte budur…
AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan 31 Mart öncesi CHP'li belediyeler için, "Çöp, Çukur, Çamur" demişti anımsarsanız…
Görüldü ki o Çamur, yalan dolan iddialar Yandaş Medya tarafından dürüst, namuslu insanlara insafsızca atıldı.
Gördüğünüz gibi sadece dış politikada değil, iç politikada da AKP artık Büyük Türk Devletimizin yüzlerce yıllık onurlu kimliğine siyaseten de büyük zarar veriyor…