Devlet yeniden halkın devleti olmalıdır

Bu seçimde siyasi iktidar, anayasaya ve yasalara aykırı olarak devlet erkini ve devlet imkânlarını ve bürokratları partinin bir organı gibi kullanıyor.

14 Mayıs seçimlerinde siyasi iktidar değişirse, yeni iktidarın ilk hedef devletin yeniden halkın devleti, kurumsal devlet haline getirmek olmalıdır.

1)Merkezî devlet ve yerel yönetimler arasında, yetki ve sorumluluk yeniden düzenlenmeli ve yerel yönetimler merkezî tasalluttan çıkarılmalıdır.

Belediye oluşturma ve kaldırılması için ilgili yörede, referandum şartı konulmalıdır.

Planlama, işleyiş ve örgütlenme yapısı; belediyelerin kendileri tarafından iç denetim yoluyla yapılmalıdır. Parti genel merkezlerinin, İçişleri Bakanlığı'nın ve valilerin vesayet yetkisi kaldırılmalıdır. İcabı halinde, Belediye Meclis üyelerinin onda birinin isteği ile denetim ve yolsuzluk iddialarında kovuşturma, Sayıştay ve yerel mahkemeler tarafından yapılmalıdır.

Belediyelerin de kendilerini ve bölgelerinin haklarını ilgilendiren konularda doğrudan mahkemeye gitme hakları olmalıdır.

Tüm imar planlaması ve uygulaması Belediyeler tarafından yapılmalı; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve TOKİ'nin merkezden plan yapma yetkileri kaldırılmalıdır.

Belediyelerin vergi toplama hakkı genişletilmeli, özel kişi ve şirketler tarafından belediyelere yapılacak hibeler, okul, yurt, hastane şeklinde aynı nitelikte de olabilmelidir.

Bütçeden yapılan hane halkına yardımlar ve hane halkına yardımlar ödenekleri belediyelere aktarılmalıdır. Bu yardımları hak edenler; yöre halkını daha iyi tanıyan; belediye, sanayi odası, ticaret odası ve ziraat odası tarafından seçilen bir heyet tarafından tespit edilmelidir.

Bunun için Türkiye'nin 1988 yılında imzaladığı ve 1993'te yürürlüğe giren Avrupa Konseyi Yerel Yönetimler özerklik şartnamesinde Türkiye'nin çekince koyduğu maddelerden yukarıdaki prensiplere uyan ve demokratik olanlarla ilgili çekincelerini kaldırılmalıdır.

2.Devlette idari yapı değişmelidir.

Devlet idari yapısında, kurumsal devleti temsil eden eski müsteşarlık sistemine geçilmeli, bakan yardımcılığı makamı kaldırılmalıdır.

Memur alımı yazılı sınav yoluyla yapılmalı ve mülakat kaldırılmalıdır. Devlet fonksiyonları yeniden tarif edilmeli ve bu fonksiyonlara uygun liyakat esası getirilmelidir.

Bakanlıklar da bu fonksiyona göre yeniden oluşturulmalıdır. Söz gelimi Millî Emlak Genel Müdürlüğü, Çevre Bakanlığı'na değil, Hazine ve Maliye Bakanlığı'na bağlanmalıdır.

Altyapı yatırımları bütçeden yapılacak, zaruri halde yap-işlet devret yolu ile ihale edilmeli, Kamu-özel iş birliği yasası tamamıyla kaldırılmalıdır.

Bürokrasi tamamıyla E-devlet üzerinden veya internet üzerinden yapılmalı. Özellikle yatırımların teşvikinde objektif kriterler konulmalı ve yatırım teşviklerinin denetimi yalnızca Sayıştay tarafından iş bitiminde yapılmalıdır.

Sit alanları ve çevre koruma planları ve uygulaması; ilgili belediye ve Üniversiteler iş birliği içinde yapılmalı. Merkezî devletin kontrolü ve yetkisi kaldırılmalıdır.

3.Bütçede etkinlik gözetilmelidir.

Cumhurbaşkanlığı ve ilerde olursa başbakanlık örtülü ödeneği kaldırılmalıdır.

Kamuda ithal araba kullanımı yasaklanmalıdır.

Kamu ihale yasası, hiçbir istisna getirilmeyecek şekilde yeniden düzenlenmelidir.

Bütçeden yapılan tarımsal destekler, GSYH'nın en az yüzde biri ve üstünde olmalıdır.

Bütçeye yeniden Meclis ve Sayıştay denetimi getirilmeli, Meclis denetimi dışındaki fonlar, Varlık Fonu ve uygulamalar kaldırılmalıdır. Belediyeler dışında tüm kamu sektörünü kapsayacak, "global bütçe" uygulamasına gidilmelidir.

Çevre vergileri Avrupa'da uygulanan, enerji, ulaştırma, kirlilik ve doğal kaynaklar vergileri şeklinde olmalıdır.

Beş yıl gibi bir zaman aralığından sonra boş kalan ve atıl tutulan arsa ve araziler üstünden ilave potansiyel gelir vergisi alınmalıdır.

4.Kamulaştırma-özelleştirme; siyasi iktidarların kısmen bugünkü iktidarın tamamıyla siyasi popülizmde kullanılan kamu bankalarının, Eximbank dışında tamamı özelleştirilmelidir.

Kamu özel iş birliği yoluyla yapılan yatırımlar ve elektrik dağıtımı devletleştirilmelidir.

Eğer halk bu gerçekleri görmez ve siyasi tercihini bu gerçeklere göre yapmazsa, sonunda hep kaybeden kendisi olacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları