Devlet küçüldü... Bürokrasi büyüdü
Kamuoyunda devlet ve bürokrasi bir biri ile karıştırılıyor. Oysa ki bürokrasi genel anlamıyla bir kurallar grubudur. Yalnızca devlette değil büyük şirketlerde de bürokrasi vardır. Bürokrasi devlette daha fazla olduğu için, kamu yönetimi ile bürokrasi bazen eş anlamlı gibi kullanılmaktadır.
Bürokrasi genelde idari ve hiyerarşik bir mekanizmadır. Bu hiyerarşi zincirinin her halkasında devlet bürokratının kullandığı yetki, bu görevi düzenleyen yasaların sorumluluk alanıyla ve amirlerinin takdir yetkileriyle sınırlıdır.
1) Aslında demokratik toplumlarda devleti oluşturan kurallar, devletin örgüt yapısı aynı zamanda devlet bürokrasinin de sınırlarını çizer. demokratik toplumlarda siyasi iktidarın devlet bürokrasisi üstündeki etkisi sınırlıdır. Kısmi demokrasilerde ve demokratik olmayan ülkelerde ise tüm bürokrasi ve bürokratlar siyasi otoritenin etkisi altındadır.
Demokratik ülkelerde devlet kalıcıdır. Söz gelimi, ABD’de başkan kim olursa olsun, devlet politikası ve kamu yönetiminde bürokrasi kuralları değişmiyor. Türkiye de ise siyasi iktidarlar önce yasalarda değişiklik yaparak bürokratik kuralları ve aynı zamanda bürokratları değiştiriyor. Bu nedenledir ki bizde kızağa alınarak müşavir yapılmış bürokrat sayısı fazladır.
2) Bürokrasi, halk arasında daha olumsuz bir anlamda da kullanılıyor. Bürokrasiye, bürokratik örgütlerin olumsuzlukları ve resmi otoritenin kötüye kullanılması olarak bakılıyor.
3) Türkiye’de devlet ve bürokrasi arasında son yıllarda ayrışma ortaya çıktı. Devlet küçüldü... Bürokrasi büyüdü...
Özelleştirme anlayışı devletin zayıflamasına neden oldu. Zira siyasi iktidar, özelleştirmeye kamuda etkinlik ve fayda azamileştirilmesi olarak bakmıyor, gelir getirici bir unsur olarak bakıyor. Bunun içindir ki kamu altyapı yatırımlarını ve varlıklarını da özelleştirdi. Paralı yollar ve köprülerden sağlanacak potansiyel kamu gelirlerini, kırdırmayı da özelleştirme kapsamında yaptı.
Eğitim ve sağlık hizmetlerinin, hem kişilere yararı hem de topluma yararı var. Bu nedenle gelişmekte olan ülkelerde eğitim ve sağlıktan en yüksek sosyal faydayı sağlayabilmek için, bu hizmetlerin devlet tarafından yapılması gerekir. Bu hizmetler özel sektör tarafından yapılırsa, eğitimde en yetenekli olanlar, en fazla yararlı olacaklar değil, en çok parası olanlar bu hizmeti alır. Bu durumda sosyal fayda düşer.
Siyasi iktidar, eğitimi özel sektöre bırakıyor. İlkokulların da öze sektör tarafından yaptırılacağı açıklanıyor.
ABD’de, Harvard ve Perdue Üniversitelerinin üç yıl önce yaptıkları ortak bir değerlendirmede güvenlik sorunu, eğitim ve sağlığın özelleştirilmesi nedenleriyle Türkiye’nin zayıflamaya başlayan devletler kategorisinde olduğu vurgulandı.
Devletin zayıflamasına karşın, bürokrasi arttı ve merkezileşti. Özel yatırımlarda bürokrasi arttı. Mevcut turizm yatırımlarında yetkili ve sorumlu bakanlık ve daire sayısı arttı. Yatırımlarda kamu arazisi tahsisleri Başbakanlığın olurundan sonra yapılabiliyor. Vergilerde herkese ilgisi olmayan sürpriz yazılar geliyor. Birçok imar yetki ve uygulaması mahalli idarelerden alınarak, TOKİ’ye verildi. Şimdi içki ruhsatlarının da belediyelerden alınıp, Valiliklere verileceği açıklandı.