Demokrasi ve etik açıdan referandum
Referandum süreci “Rüzgar gibi geçti” . Kimse halka referandumun içeriğini anlatmadı... Anlatamadı... Hatırda kalan siyasi parti genel başkanlarının kavgaları ve birbirlerine yakıştırmaları oldu.
Başbakan, referandum ile demokraside yeni bir miladın başlayacağını söyledi.
Gerçekte ise Başbakan referandum sonuçları ile birlikte, Başbakanlık sisteminin gereğini de açıklayarak, gizli ajandasındaki niyetlerinden birini daha açığa vurdu.
Başkanlık sistemi her şeyden önce insanın aklına “eyalet” sistemini de getiriyor. Bir televizyon da BDP’li birisi “Referandum bize bir şey vermedi... Eyalet sisteminden bile söz edilmedi” diyerek, niyetlerinin ne olduğunu açıklamış oldu.
Öte yandan, dmokraside de halkın özgür iradesi ile oy vermesi esastı. Oysa ki güney doğuda ve doğuda birçok vatandaş, PKK tehdit ettiği için seçim sandığına gitmedi ve özgür iradesini kullanamadı.
Kaldı ki, Başbakan da demokratik davranmadı... Medyayı, sermayeyi, işadamlarını ve halkı tehdit etti... Başbakan yardımcısı “Hayır” çıkarsa “Travmatik sonuçlar alın” diye piyasayı tehtit etti.
Hükümet referandum sürecinde etik davranmadı... Örneğin; Ramazan’ı kullanarak, bütçede öngörülen ödenekten fazla harcama yaptı. İlan edilmesine ve plan-bütçe komisyonundan geçmesine rağmen mali kural yasasını çıkarmadı.
Sonuçta ortaya çıkacak bütçe açığı ya yeni borçla veya özelleştirme gelirleri ile karşılanacaktır. Veya kamu altyapı yatırımları kısılacaktır.
Borçları ve faizini yine halk vergileri ile kapatacaktır... O kadar ki bugün kamu borcundan dolayı doğmamış çocuğun dahi 6500 lira borcu var.
Ayrıca bütçe açıklarını kapatmak için Hükümet, toplumun ortak malı olan kamu altyapı yatırımlarını blok satış yoluyla satacaktır. Dahası, bütçe gelirlerini, örneğin köprüler ve paralı yolların gelirlerini, iskonto ile satacaktır. Bu şartlarda halk malından olmaktadır. Gelecek iktidarların köprü ve paralı yollardan elde edecekleri gelirleri bu günden satarak açıkları kapatacaktır.
Üstelik hükümet açıkları halktan gizledi. Vergi verenlere ve topluma karşı hükümetin her ay devlet bütçesini açıklama görevi var. Vergi verenler vergilerinin nereye gittiğini bilmelidir. Oysa ki Maliye Bakanı bütçe uygulamasını, Temmuz ve Ağustos aylarında açıklamadı. Bu yolla hükümet görevini ihmal etmiş oldu.
Oylanan pakette AKP halka, referandumda değiştirip etki altına almak istediği yargıyı kamufle ederek sundu ve bu yolla da halka tuzak kurdu.
Halka yanıltıcı bilgi vererek, “Evet” çıkmasını sağladı.