Demokrasi olmadan kalkınma olmuyor

YENİÇAĞ 5

-----

İNTERNET İÇİN

////////////

*Demokrasinin olmadığı ülkelerde büyüme sürdürülemiyor

*Türkiye son altmış yılda göreceli olarak yoksullaştı

Kalkınma GSYH’da büyüme yanında, sosyal gelişme, insani değerlerin artması ve demokrasiyi de kriter alan bir göstergedir. Uygulamada demokrasi talebi olmayan toplumlarda, büyüme ve kalkınma olsa da, sonuna kadar gitmiyor ve kesintiye uğruyor.

İşin teorisi bir yana tarihte örneği çoktur.

Şili’de Diktatör Pinochet (1973-1981) döneminde, önce 1981 yılına kadar yüksek büyüme yaşandı ve fakat sonrasında 1990 yılına kadar bazı yıllar eksi büyüme ve bazı yıllar da düşük büyüme yaşandı.

Kaldı ki; Pinochet döneminde çok sayıda insan hakları ihlalleri yaşandı. Düşünce özgürlüğü kısıtlandı. Büyüme topluma yansımadı.

Çoğu iktisatçı, GSYH büyüklüğünde Çin’in ABD’nin yerini alacağını yorumluyor. Aslında zenginliği toplam GSYH değil, fert başına gelir gösterir. Bununla birlikte veriler Çin’deki büyüme sürecinin de sonuna gelindiğini işaret ediyor.

Çin 2010 yılında 9,9 oranında büyüdü. Sonra büyüme oranı düşmeye başladı. Pandemi yıllarını çıkarırsak, 2018 de yüzde 6,6, 2022’de yüzde 3 ve 2023 ilk çeyrekte yüzde 4,5 oldu. Bu büyüme oranları ile Çin, GSYH hasıla büyüklüğünde ABD’yi yakalayamaz. Dahası Çin’de büyüme oranı daha da düşecek. Çünkü;

Tek parti var. İki yılda bir değişme prensibine rağmen, Şi üçüncü kez seçildi. Şi devam etmek için Tayvan gibi millî duygulara yükleniyor. Mamafih kongrede; Birleşme vaadini tekrarladı, gerekirse silah kullanma gibi her yola başvuracaklarını açıkladı.

Öte yandan Komünist Partisi, Çin’in sermaye birikimini tamamladığını, yabancı sermaye girişine sınır getirmeyi tartışıyor. Alibaba ve Tencent örneğinde olduğu gibi dev şirketleri budamaya başladı bile.

Çin, yurt dışında devlet olarak yatırım yapıyor ve bu yatırımlarda yüksek yolsuzluklar var.

Humeyni geldiği sırada İran’ın Global GSYH’dan aldığı pay yüzde 0,83 idi. Mollalar petrol gelirini büyüme ve kalkınma yerine, Suriye’de, Yemen’de Şiiliği yaymak için harcıyor. Suriye’de 100 bin Yemen’de 50 bin asker besliyor. Her fabrikanın yönetim kurulu ve genel müdürü var ve fakat fabrikada genç bir molla mühür vurmazsa hiçbir karar uygulamaya girmiyor. Tebriz’de 3000 kişilik cami yapıldı. Cuma dışında, normal namazlarda 8 kişi namaz kılıyor. Sonuçta İran’ın 1980’de dünya GSYH’sından aldığı yüzde 0,83 pay, şimdi yüzde 0,28’e geriledi. Mollaların halka yaptıkları zulüm de arttı.

Meksika, Brezilya ve Türkiye gibi Hibrit demokrasilerin olduğu ülkelerin de dünya GSYH’sından aldıkları pay azaldı. (Aşağıdaki tablo.)

esf.jpg

Son altmış yılda ülkelerin Dünya GSYH’sından aldıkları pay itibarıyla; İran’dan sonra en fazla Türkiye kaybetti. Türkiye’nin Dünya GSYH’sından aldığı pay 1960 yılında yüzde 1 iken, 2020 yılında yüzde 0,85’e geriledi.

Bugünkü başkanlık sistemi devam ederse, Tükiye’de demokraside kan kaybı devam eder ve payımız daha da azalır. Yani göreceli olarak yoksullaşırız.

Yazarın Diğer Yazıları