Demokrasi olmadan asla
Geçmişte yaşadığımız ekonomik krizler de, ''krizi fırsata çevirmek'' diye bir yaklaşım kullanırdık. Yüksek büyüme ve istikrarlı bir ekonomi için teşvik anlamına gelirdi. Bu defaki kriz için böyle bir söz söylemek yanlış olur, zira insan kaybının telafisi olmaz.
Dünya; yaşanmakta olan ve Pandemi'nin yarattığı ekonomik krizden daha hızlı çıkacaktır. Ne var ki kalıcı istikrar için temel şart; Demokrasidir.
Doğu Asya'yı hariç tutarsak, petrol krizinden beri geçen yarım yüzyıl içinde yoksul demokrasiler ekonomilerini demokratik olmayan ülkelere göre yüzde 50 daha hızlı büyüttüler. Baltık ülkeleri, Botsvana, Kosta Rika, Gana ve Senegal gibi fakir demokrasiler Angola, Suriye, Özbekistan ve Zimbabve gibi demokrasilerden daha hızlı büyüdüler.(The Democracy Advantage)
Demokrasi ve büyüme tartışmalarında, demokratik kuralların yatırım kararlarını ve yatırım sürecini uzattığı, tüketimi artırma yönünde baskı yarattığı ve büyümeyi etkilediği, oysaki otoriter rejimlerde yüksek merkezi güçler sayesinde, daha hızlı karar alınmakta ve yatırım projelerinin daha kısa sürede tamamlanmakta olduğu öne sürülmüştür.
Aslında ise bu düşünceler hem kısa dönem içindir ve hem de Dünyada fiili durum tam tersini göstermektedir. Otokratik yönetimlerde bürokratik süreç daha pahalıdır. Kamu kaynakları etkin kullanılamaz. Otokrasi kendi geleceği için kamu kaynaklarını ve devlet imkanlarını, popülizmde kullanırlar. Popülizm kaynaklarının etkin kullanılmasını önler. Aynı zamanda toplu tepkilerden korktukları için bütün despot yönetimler yandaş gruplar yaratmıştır. Bu yollarla haksız rekabet ortaya çıkmış ve haksız zenginleşme olmuştur.
Diktatörün niyetine bağlı olmak üzere, otoriter rejimlerde başlangıçta kısa ve orta dönemde önemli bir büyüme yaşanabilse de, Şili Pinochet örneğinde olduğu gibi sonrasında sürdürülememiştir.
İstisnalar olmakla birlikte genel olarak bakarsak, fert başına gelir seviyesi yüksek olan ülkelerin aynı zamanda daha demokratik ülkeler olduğunu, fert başına gelirin daha düşük olduğu gelişmemiş ülkelerde ise otokrasinin hakim olduğu görülmektedir.
Dünyadaki ülkeleri fert başına GSYH grupları içinde sıralar ve Freedom House 2017 raporunda özgürlük endeksi kapsamındaki ülkelerle karşılaştırırsak, bu doğrusal ilişkiyi daha net olarak ta görebiliriz.
FERT BAŞINA GELİR VE DEMOKRASİ | ||||||||
KBGSYH ($) | 113.000- 20.000 | 20.000- 10.000 | 10.000-1000 | 1000 ALTI | ||||
ÜLKE | % | ÜLKE | % | ÜLKE | % | ÜLKE | % | |
TOPLAM ÜLKE | 38 | 100 | 26 | 100 | 85 | 100 | 34 | 100 |
ÖZGÜR | 31 | 81,6 | 15 | 57,7 | 34 | 40 | 1 | 2,9 |
KISMEN ÖZGÜR | 2 | 5,3 | 5 | 19,2 | 29 | 34,1 | 20 | 58,8 |
ÖZGÜR OLMAYAN | 5 | 13,1 | 6 | 23,1 | 22 | 25,9 | 13 | 38,3 |
Kaynak: Bu tablo Freedom House 2017 raporunda özgür, yarı özgür ve özgür olmayan ülkelerin fert başına gelir olarak sınıflandırılmıştır.
Fert başına gelir seviyesi yüksek , 113.000 dolar ile 20.000 dolar arasında olan olan 38 ülkenin 31'i özgür (yüzde 81.6) ikisi kısmen özgür ve beşi özgür olmayan ülkedir. Fert başına gelir seviyesi düştükçe özgür ülke sayısı azalmakta ve özgür olmayan ülke sayısı artmaktadır. En düşük fert başına gelir seviyesi bin doların altına kalan 34 ülkenin yalnızca biri (yüzde 2,9)'u özgür ülkedir.
Çoğu dikta rejimlerde diktatörler kendi savunma militanlarını kuruyor. Hitler de SS'ler , İran'da devrim muhafızları gibi. Kamu kaynaklarının bir kısmı bunlara gidiyor. Kamu kaynaklarında etkinlik düşüyor.
Özetle; Demokrasi temeline dayanmayan büyüme hem sürdürülemez hem de toplumsal refahı sağlamaz. Zira toplumsal refah kalkınma ile sağlanır. Demokrasinin olmadığı dikta rejimlerinde de büyüme olabilir. Ancak kaynakların dikta elinde veya bir azınlık gurupta toplanması, gelir dağılımını bozar. Devletin sağlık, eğitim ve istihdam yaratmak için ayırması gereken kaynakları, otokrasiyi sürdürmek için destek olanlara dağıtması, gelir dağılımı yanında refah göstergelerini de düşürür. Uzun vadede kaynak kullanımında etkinlik azalır. Kaynak kullanımda etkinliğin düşmesi, orta ve uzun dönemde büyümeyi de düşürür. Bu nedenle önceki krizlerden farklı olarak, Birleşmiş Milletler gibi örgütler Demokrasinin yolunu açmak için çalışmalıdır.