Daralma ne kadar devam eder?
2018 GSYH, cari fiyatlarla 3 trilyon 701 milyar lira oldu. Dolar cinsinden ise nominal GSYH, 701 milyar dolar oldu. 2018 yılı ortalama dolar kurunun 5,2797 olarak alındığı anlaşılıyor.
Fert başına GSYH da cari fiyatlarla 45.463 lira, dolar cinsinden 9.632 dolar oldu. Eğer 2018'de TL düşük değerde olmasaydı fert başına GSYH daha yüksek, aşağı yukarı 11.000 dolar dolayında olurdu.
Bir önceki yıla ve bir önceki döneme göre, 2018 ortalama büyüme oranı yüzde 2.6 ve dördüncü çeyrek büyüme oranı yüzde eksi 3 oldu.
Dördüncü çeyrekte GSYH'nın daralmasında en fazla özel tüketim harcamalarında yüzde 8.9 oranındaki düşme etkili oldu. Özel tüketimin büyümeye negatif katkısı eksi 5.3 oldu.
Özel tüketim harcamalarının düşmesinde birçok neden var. Halkın satın alma gücü düştü. Memur, emekli ve işçilere enflasyon kadar düzeltme yapıldı. Büyümeden pay verilmedi. Maaş ve ücretlerde düzeltme yapılırken, TÜİK, TÜFE oranı dikkate alındı. Oysa ki gıda fiyatlarının yüksek olmasından dolayı vatandaşa bu enflasyon daha yüksek yansıdı.
Ayrıca işsizliğin artması, tüketici kredi faizlerinin artması, bankaların kredileri daraltması, hızlı kur artışının kriz beklentisi yaratması ve tüketici güveninin düşmesi etkili oldu.
Yatırımlardaki yüzde 12,9 oranındaki gerilemenin negatif katkısı da eksi 3.9 oldu. Yatırımların düşmesinde de yine faizlerin artması, kriz beklentisi, ekonomik önlemlerin algı yaratmak üstüne düzenlenmesi ve bu nedenle tasarruf sahibinde güven kaybı ile demokrasi ve hukukun üstünlüğünde Türkiye'nin geri gitmesi etkili oldu.
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH büyüme oranları, çeyreklik değişimleri gösterir. Takvim etkileri, çalışma iş gününde kaymalar, resmî ve dini bayram tatilleri nedeniyle çalışma sürelerinden ortaya çıkan farkları düzeltmek için yapılıyor.
Çeyreklik büyüme oranları, Türkiye'nin 2018 ikinci çeyreğinden itibaren daralmaya girdiğini gösteriyor. 2018 ikinci çeyreğinde büyüme oranı sıfır, ikinci çeyreğinde eksi 1.6 ve üçüncü çeyreğinde eksi 2.4 oldu.
2017 yılının dördüncü çeyreğinden sonra, GSYH büyüme trendi sert bir şekilde düşme eğilimine giriyor. (Aşağıdaki grafik.)
Bu daralma eğilimi birdenbire durmaz. 31 Mart seçimleri üretici ve tüketici güveninde bir değişiklik yaratabilir. Siyasi iktidar ekonomi yönetiminde değişiklik yapabilir. Ancak bunlar bile 2019 yılının birinci ve ikinci çeyreğinde daralmayı durduramayacak gibi görünüyor.
En son tahminlerden, OECD'nin Türkiye için 2019 büyüme tahmini eksi 1.8 ve J. P Morgan'ın büyüme tahmini eksi 0.9'dur.
Ekonomik durgunluktan hızlı çıkmamız için siyasi iktidarın radikal önlemler alması gerekir...
Hukukun üstünlüğü ve demokraside iyileşme algısı yaratmak için, AB, çıpa olabilir. AB ile ilişikleri bu paralelde öncelikli olarak geliştirebiliriz.
Türkiye'nin CDS'si iç ve dış dengelerin, dış borçların ve tüm ekonominin bir göstergesidir. CDS oranını düşürebilmek için, IMF'yi çıpa olarak kullanmalıyız. IMF'nin vereceği krediden çok mali çıpa olması önemlidir. Türkiye bu durumda daha ucuz dış kredi bulur. Kaldı ki, IMF, doğrudan yabancı yatırım sermayesi için de bir teminattır.
Teknokrat bir ekonomi yönetimi kurulmalıdır. Bu yönetim;
Planlama yapmalıdır. Üretimde ithalat girdi payını azaltacak önlemler almalıdır.
İnşaat sektörü tamamıyla piyasaya bırakılmalıdır. TOKİ'nin işlevi yalnızca sosyal konut alanı ile sınırlı olmalıdır.
Devle -özel sektör iş birliği, yap-işlet-devret modeline dönmelidir. Mevcutlarda süreden taviz verilerek, bütçeden talep garantisi yükü kaldırılmalıdır. Devlet bu altyapıları kendi işletirse, yalnız bunların geliri ile yatırımcının bedelini geri ödeyebilir.
Bugünkü daralma işsizliğin daha da artmasına neden olacaktır. Bir sosyal sorun doğurmaması için 4 milyon mu ne kadarsa, Suriyelileri Esad'la anlaşıp geri göndermemiz, istikrarın olmazsa olmazıdır.