Cumhuriyet hedefe ulaştı mı?

Cumhuriyetimizin 100. yılına 4 yıl kaldı. 96. yılında büyük Türk milletinin Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun. Bu önemli günde büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün izinde miyiz?

96 yıllık tarihimize baktığımızda Cumhuriyet ile Ata'mızın gösterdiği hedeflere ulaştık mı? Gelin hep beraber bakalım:

ATATÜRK DİYOR Kİ;

Egemenlik: "Milletler egemenliklerini, geçici olarak da olsa verecekleri meclislere dahi lüzumundan fazla güvenmemelidir. Çünkü meclisler bile istibdat edebilirler. Ve bu istibdat şahsi istibdattan daha öldürücü olabilir. (1923)

Devlet: "Siyasi kuvvetin meşru olabilmesi için devletin soyut egemenliği fiilen kime verilmelidir? İşte bu sorulara cevap veren demokrasi yönetimidir." (1929)

Demokrasi: "Demokrasi fikri daima yükselen bir denizi andırmaktadır. 20'inci yüzyıl birçok despot hükümetlerin bu denizde boğulduğunu görmüştür!

Hükümdarlık ve oligarşi, artık zamanı geçmiş geçici şekillerden başka bir nitelikte kabul edilemezler."

Cumhuriyet: "Cumhuriyet rejimi demek, demokrasi sistemiyle devlet şekli demektir.

Hükümetler, millet ve memleketi idare ederler ve meclise karşı sorumludurlar.

Cumhuriyette son söz millet tarafından seçilmiş meclistedir.

Millet adına her türlü kanunları o yapar. Hükümete güvenoyu verir veya düşürür."

Kişilik hakları: "İnsan haklarına saygı göstermeyen devlet varoluşunun nedenini ve anlamını kaybeder

Kişisel hürriyeti düşünürken her kişinin ve nihayet bütün milletin ortak çıkarını gözetmek gerekir.

Bir başkasının hak ve hürriyeti ve milletin ortak çıkarı kişisel hürriyeti sınırlar. Hürriyet başkasına zarar vermeyecek her türlü davranışta bulunmaktır."

Fikir özgürlüğü: "Fikirler zorla ve şiddetle, top ve tüfekle asla öldürülemez

Fikrin serbest hareketi ise ancak kişinin düşündüğünü serbest olarak söylemek, yazmak ve verdiği karara göre her türlü teşebbüse girebilmek serbestisine sahip olmasıyla mümkündür."

Özgürlük: "Özgürlükten doğan bunalımlar ne kadar büyük olurlarsa olsun, hiçbir zaman fazla baskının sağladığı sahte güvenlikten daha tehlikeli değildir.

Hürriyet olmayan bir memlekette ölüm ve yok olma vardır.

Her ilerlemenin ve kurtuluşun anası hürriyettir."

Zenginlik: "Bu memleket ve memleketin insanları daha çok zengin olmaya muhtaçtır ve hakkıdır.

Bundan dolayı onların servetine göz dikmeyeceğiz ve belki orta sınıf tüccarları da onların seviyesine çıkaracağız ve hep birlikte daha çok zengin olacağız.

İsteriz ki efendiler memleketimizde birçok milyoner ve milyarderler olsun. O zengin insanlar başlı başına bu memlekete bankalar, demiryolları, fabrikalar, şirketler ve sanayi müessesesi kursunlar." (1923)

Halkçılık: "Ne olduğumuzu bilelim. Kurtulmak, yaşamak için çalışan ve çalışmaya mecbur olan bir halkız.

Yoksa arka üstü yatmak ve hayatını çalışmaktan uzak geçirmek isteyen insanların bizim toplumumuz içinde yeri yoktur, hakkı yoktur. O halde halkçılık toplum düzenini çalışmaya, hukuka dayandırmak isteyen bir sistemdir." (1921)

Adalet: "Adalet seviyemizi bütün medeni toplumların adalet seviyesi derecesinde bulundurmaya mecburuz.

Hükümet memlekette kanunu egemen kılmak ve adaleti iyi dağıtmakla yükümlüdür.

Adli siyasetimizde izlenecek amaç, öncelikle halkı yormaksızın süratle, isabetle, emniyetle adaleti dağıtmaktır.

Adalet seviyemizi bütün medeni toplumların adalet seviyesi derecesinde bulundurmak zorunluluğundayız." (1922)

İlim ve fen: "Bu hayat ancak ilim ve fen ile olur. İlim ve fen nerede ise oradan alacağız ve her millet ferdinin kafasına koyacağız. İlim ve fen için hiçbir kayıt ve şart yoktur."

Medeniyet: "Osmanlı İmparatorluğunun düşüşü batıya karşı elde ettiği başarılardan çok boş bir gururla kendisini Avrupa milletlerine bağlayan bağları kestiği gün başlamıştır. Bu bir hata idi, bunu tekrar etmeyeceğiz." (1923)

"Dağları delen, göklerde uçan, göze görünmeyen zerrelerden yıldızlara kadar her şeyi gören, aydınlatan, inceleyen medeniyetin kudret ve yüceliği karşısında çağdışı kalmış zihniyetlerle, ilkel, boş inançlarla yürümeye çalışan milletler yok olmaya veya hiç olmazsa esir olmaya ve aşağılanmaya mahkûmdur." (1925)

Miras: "Ben manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum.

Benim manevi mirasım ilim ve akıldır.

Benim Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse manevi mirasçılarım olurlar."

Kaynak: Atatürkçülük, Atatürk'ün Görüş ve Direktifleri, Birinci Cilt, Genelkurmay Yayınları-1983

Son söz: Ata'm izindeyiz, devrimlerinin yılmaz bekçisiyiz…

Yazarın Diğer Yazıları