Cumhurbaşkanlığı adaylığı meselesi...
Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda AKP ve yandaşlarının ısrarla isim açıklanması talebinde yine "Siyaset mühendisliği" gündemde. Ortada kesinleşmiş seçim takvimi yok. İktidarın küçük ortağının, Recep Tayyip Erdoğan adını anayasaya aykırı olduğu halde zikretmesine rağmen, AKP''den resmî açıklama yok. Kime hizmet ettikleri bilinen medya ile beraber bazı araştırma şirketleri "Erdoğan''a karşı aday" köpürtmesi yaparak bir nevi Cumhur İttifakı''nın değirmenine su taşıyor. Her yönü ile "ucube" sistem olan "Tek adam rejimi"ni bir başka anlamda tahrik ediyorlar. Padişahlarda, tiranlar da bile bulunmayan yetkileri elinde bulunduran Erdoğan''ı "Seçime gitmeme"ye hazırlıyorlar dersem yeni tartışma çıkar mı? Varsın çıksın! Erdoğan''ı tanıyanlar "Kaybedeceği seçime girmez!" tespitimin doğruluğuna bir müddet sonra katılacaklardır.
Milletin umudu haline gelen "6''lı masa"yı devirmek için Cumhurcuların başvurmadığı taktik yok. Ancak, başta CHP''ye yakın olduğu iddia edilen medya platformlarında "Cumhurbaşkanı adaylığı" konusunda bazı isimler köpürtülüyor. Birtakım rakamlar balon gibi uçurtuluyor. İflas etmiş bu rejimden kurtulmak için "Ortak aklın adayı" yerine halihazırda Belediye Başkanı olarak görev yapan isimler ön plana çıkarılarak, Erdoğan''ın gizli planına hizmet edildiği kanaatini güçlendiriyorlar.
Sadece 6 milyon Ankaralının değil, duruşu, çalışmaları ve icraatları ile bütün Türkiye''nin gönlünde taht kurmuş Mansur Yavaş ismi sürekli gündemde. Oysa Sayın Yavaş, "Benim görevim Ankara''da yatağına aç girmeyen çocuklar" diyor. Gündeminde Cumhurbaşkanlığı adaylığı olmadığını defalarca ifade ediyor. Seçildiği parti CHP''nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da: "Belediye Başkanlarımız görevlerini yapacak" sözleri ile bu işe zaten nokta koymuşlardı. Mansur Yavaş''tan izinsiz, habersiz yapılan açıklamaları doğrusu siyasi nezakete aykırı gördüğümü belirtmeliyim.
Ekrem İmamoğlu''na gelince... 16 milyonluk İstanbul''un başkanı. 2-3 yıl önce söz verdiği ziyaret programlarını "Cumhurbaşkanı adaylığı" olarak yansıtmak doğru değildir. İmamoğlu''nun, İstanbul''a 25 yıldır yapılan ihanetin enkazını kaldırıp, yaşanabilir bir kent haline getirebilmesi için daha on yıla ihtiyacı var. Kaldı ki İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyelerinin meclislerinde AKP-MHP ortaklığı çoğunluktadır. Yavaş ve İmamoğlu''nun adaylığı söz konusu olduğunda icra makamı olan başkanlık aynı gün AKP''nin eline geçecektir. Bir gecede üç yıllık emek heba edilecek, tüm imkânlar iktidarın emrine girecektir. AKP''nin istediği de budur.
İstanbul ve Ankara 22 milyonluk iki koca şehir. Millet İttifakı''nın yönettiği büyükşehir sayısı 11... Dolayısı ile Türkiye nüfusunun yüzde 60''dan fazlasıdır. Muhtemel bir seçimde bu rakamın yüzde 70''lerin üzerine çıkması içten bile değildir. İçinde bulunduğumuz ekonomik çöküntü esnasında vatandaşlarımıza ayrım yapmadan hizmet götüren belediye başkanları kendi işlerine odaklanmalıdır. Cumhurbaşkanlığı seçimi söz konusu olduğunda partilerinin ortaklaşa göstereceği adayın yanında yer alarak Türkiye''nin kurtuluşuna katkı sağlamalıdırlar.
Kimse darılıp, gücenmesin. Seçimlere 14 ay var. Tabii ilan edilen tarihte yapılırsa... Merhum Demirel''in "Siyasette 24 saat uzun zamandır" tespitini hatırlayalım. Aday belirlemede etkin olacak Sayın Kılıçdaroğlu ve Sayın Akşener''in "Asla Ekmeleddin vakası" yaşanmasına izin vermeyeceklerine inanmamız gerekiyor. Kaldı ki Sayın Kılıçdaroğlu siyasi kimliğinden önce Türkiye''mizin en önemli "hesap uzman"larından biridir. Erdoğan karşısında 2-3 puanlık önceliği değil en az 10-15 farkı garantilemenin hesabını yapmaktadır. Birilerinin dayattığı "Vasat akıl" yerine "Ortak akıl" ile sonuca ulaşmanın yolunu feraset sahibi millet bulacaktır.
Sonuç olarak Anadolu''muzun binlerce yıllık tecrübesinin özdeyiş haline gelen ünlü kıssasını hatırlatmakta fayda görüyorum. "Örümcek ağına sinekler düşer..." Siyaset mühendislerinin hazırladığı tuzağa düşmemek için dikkatli olmak lazım...