​​​​​​​Cumhurbaşkanı'nın Fenerbahçe ziyareti

Fenerbahçe Kulübü Yüksek Divan Kurulu (YDK) toplantısı, bu kez Sayın Cumhurbaşkanı'nın da iştirakiyle 26 Ekim Cumartesi günü yapıldı. Sayın Cumhurbaşkanı da, Fenerbahçe Kulübü üyeliğinde 25. yılını doldurduğu için YDK üyesi oldu ve rozetini taktı. Esasen kendisi ile 1996/2003 yılları arasında kurup sürdürdüğümüz iyi ilişki, hizmet birlikteliği, derin dostluk ve sempati nedeniyle, belediye başkanlığı döneminde başında bulunduğum İstanbul Gençlik ve Spor Teşkilatı'na ve bize katkılarına net şahitim. O tarihlerde de spora çok emek ve destekleri oldu. 2003 yılından sonra ise daha mühim makamlara ulaşmasının ardından, uydurulan "Bizans vari entrikalarla" ara verdiğimiz ilişkimiz sonrası bürokrasinin en çok zarar görenlerinden olsam da, Fenerbahçe Kulübü'ndeki törende kendilerinin sporla ilgili doğru tespitleri beni etkiledi ve mütehassıs etti. Söylediklerinin tümü, kulüp ve federasyon başkanlarına bir ders ve mesaj, tüm siyasilere de ipucu niteliği taşıdığına şahit oldum. Siyasetçinin spor yoluyla kitlelere dokunursa başarılı olacağının en net örneği kendisi idi. Bu işi iyi yaptı. Tüm stadyumları 17 yılda yıkıp yeniden yapmak yolunda Türkiye'nin Tesisleşmede aldığı mesafeyi heyecanla anlattı. Yıldız sporcu yetiştirmekte ve sportif başarı yakalamakta çok gerilerden gelmenin üzüntüsünü ifade ederken kendisine katılmamak mümkün değildi.

***

Söylediklerinden etkilendim. Zira sporla çok ilgili bir siyasetçi. Yaptıkları tesisleşmeyi iftiharla açıklarken, tüm imkanları seferber etmesine rağmen ihtisas sahibi olmadıklarını atladıklarını, bu nedenle bir trenin kaçırıldığını, kaçırılmasa da ciddi bir zaman kaybının yaşandığını itiraf etmekteydi. Bu konuşmaları ile süreçte bir çok bürokratik zarar görüp üzüntü yaşayan bizleri dahi duygulandırdı. Türk sporu adına umutlandık. Bu oluşan hava bizi yıllar ötesine götürmüş, 100 gönüllü, 100 tesis projesini gerçekleştirirken kendisine müracaat ettiğimiz başta rahmetli Sakıp Sabancı ve Erdoğan Demirören olmak üzere Turgut Yılmaz, Murat Ülker, Turgay Ciner, Zafer Yıldırım, Zafer Kurşun, Mehmet Yıldırım, Şefika Pekin, Mehmet Kazancı, Orhan Keçeli, Gürbüz Refioğlu, Davut Dişli, Mehmet Karasu gibi işadamlarını hatırlamamıza neden oldu. Onlarla diyalog sonucu ricayla yaptırdığımız tesisler nedeniyle milletimiz adına kendilerine teşekkür borçlu olduğumuzu bir kere daha hatırladım.

***

İşte Sayın Cumhurbaşkanı'nın karşılaştırdığı o eski dönemde kendileri de şahittir ki; biz spor tesislerini "Ya eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan Bey'in Beylerbeyi Stadı'na gönderdiği makinalarla, ya da yukarıda adını saydığım iş adamlarının kesesinden yaptırıyorduk. Dolayısı ile anlayış, devir ve kişiler yer değiştirseydi, biz parasız ve pulsuz o dönemler yerine paranın gani olup spora yatırıldığı bu dönemde görevde olsaydık itimat ediniz, şimdi Fenerbahçe'deki törende Sayın Cumhurbaşkanı niye "sporcu yetişmiyor, derece yapamıyoruz" diye şikayetçi olmayacaktı. Geldi geçti. Ne derler "Eski güneşle çamaşır kurumaz." O halde had aşmak kabul edilmez ise şikayet edilen konuda bir kuvvetli REÇETE de bizde var. Madem yıldız sporcu veya netice yapamamaktan şikayetçisiniz. Veriniz destek ve talimatınızı, hiç maliyetle 11 milyon 750 bin çocuğumuzdan, MİLYONA varan yetenek sahibi 6-16 yaş grubu evladımızı, ister büyükşehir belediyelerinin kapısında, ister Fenerbahçe Dere Ağzında, Fulya'da, Riva'da ya da Florya'da sıraya sokalım, tarayalım. Hem batan kulüpleri kurtaralım, hem futbolcu fabrikası kuralım. Vesile olanlar kahraman olurken, Türk sporu ihya, başaran da belli olsun....

Yazarın Diğer Yazıları