Cumhurbaşkanı ve AKP başkan adayları
Televizyonlar, radyolar, gazeteler müthiş bir algı operasyonun parçası oluyorlar.
Vatandaşların beyinleri korkunç bir şekilde yazılı, görsel ve işitsel medyada nakış işler gibi şöyle işleniyor.
"Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 20 ilin belediye başkan adayını açıkladı..."
Açıklayan kim?
AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan...
Neden "Cumhurbaşkanı" unvanı kullanılıyor?
Ben söyleyeyim, milletin ve doğal olarak seçmenin beyninde "belediye başkanının adı" ile "Cumhurbaşkanı" unvanının akıllara yer etmesi için yürütülen profesyonel bir algı operasyonudur.
Örneğin;
"Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayının Mehmet Özhaseki olduğunu açıkladı."
Yandaş medya da, bu algı operasyonunun farkına varmayan medya da bu bilinçaltı propagandaya alet oluyor.
Doğrusu, yani hukuken de gerçeği şu olmalı:
"AKP Genel Başkanı, 20 ilin belediye başkan adayını açıkladı..."
Daha çarpıcı bir örnekleri Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi'nin sürekli yazdığı ve son iki yazısında da dikkat çeken şu ifadeleri ile vereyim:
"Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Latin Amerika gezisi, Meclis Başkanı Binali Yıldırım'ın 2-8 Aralık tarihleri arasındaki Çin, Kazakistan ve İran gezisinden sonra sıra adaylığın ilanına gelecek."
"Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Latin Amerika gezisi dönüşünde 21 ilin belediye başkan adayı açıklanacak."
Cumhurbaşkanlığının resmi web sitesinde 24 Kasım tarihli bir haberden de şu çarpıcı örneği de vereyim ki bu ifade tüm medyada da bu şekilde yer aldı:
"... Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Seçim manifestomuzu inşallah önümüzdeki ay adaylarımızın tamamını ilan ettikten sonra milletimizin takdirine sunacağız..."
Cumhurbaşkanlığı seçimi mi var?
Hayır, AKP'nin Yerel Seçim Manifestosudur söz konusu olan.
Ancak algı operasyonu devreye giriyor ve AKP Genel Başkanının yapması gereken açıklama Cumhurbaşkanı açıklaması olarak vurgulanıyor.
Otorite Cumhurbaşkanı oluyor.
Algı, ikna, otoriteye boyun eğme (itaat)
Değerli okurlarım bu müthiş algı operasyonunun bilimsel yönlerine bakmak gerekli ki bu teşhisimi daha net bir şekilde sizlere sunayım.
İnsanların birbirlerinin tutum, duygu ve davranışlarını etkileme çabalarına sosyal etki denir.
Sosyal etki bireyler arasında, birey-grup arasında ve basın ve yayın aracılığı ile oluşur.
Kitlelerin yetileri sınırlı, algılama yeteneği küçük ve hafıza yoksunluğu ise yüksektir.
Bireyin grup baskısı sonucu, herhangi bir emir olmadığı halde düşünce ve davranışlarını diğerlerine göre değiştirmesine, uyma denir.
1936 yılında Muzaffer Şerif (Sherif)'in "Otokinetik Etki Deneyi'' ve Solomon Asch'in "Çizgiler Deneyi'', insanların önlerine kanıtlar konsa, doğruyu görseler bile, dışlanmamak, alay edilmemek için "yanlış hareket yaptıklarını" göstermiştir.
Böylece, insanlar yanlış yaptıklarını bilir fakat olumlu bir benlik sunma arzusu nedeniyle "uyma davranışı" gösterir.
Sosyal psikologlar Campell ve Fairey'in deneyleri uyma davranışının eğitim ve zekâ ile yakından ilgili olduğunu, bireyin bilgisi ve eğitim düzeyinin düşük olması durumunda daha çok uyma gösterdiğini ortaya koymuştur.
"İtaat etme", bireylerin, otoritenin emirlerine karşı çıkmadan uyması durumudur.
Burada otoriteden gelen bir emre uyma söz konusudur.
Bickman'ın yaptığı deneyler, insanların karar verirken, otoritenin unvanlarından hatta giysilerinden dahi etkilenildiğini ortaya koymuştur.
Recep Tayyip Erdoğan'ın neredeyse bir giydiği takım elbiseyi bir daha giymediğini de dikkatinize sunarak unvan konusuna gelelim.
Etki, Algı ve Otorite unvanı: Cumhurbaşkanı.
Bilim insanlarının yaptığı sosyal psikoloji deneyleri, aşırı otorite düşkünü kişilerin otoritelere daha fazla itaat ettiğini kanıtlamıştır.
Milgram Deneyi, bireylerin birbirlerine ve kendilerine zarar vereceğini bildikleri halde otoriteye itaat ettiğini ortaya koymuştur.
Uzmanlara göre;
Otorite, ne kadar yüksek ve ulaşılmaz ise ona itaat artmakta,
Otorite, ne kadar yakın ve ulaşılabilir ise duygudaşlık ve doğal olarak demokrasi artmaktadır.
Şimdi bu bilimsel gerçeklerle Erdoğan'ın ne kadar "yüksek ve ulaşılmaz" olduğunu yaşam tarzından görebilirsiniz.
İşte seçmenlerin "itaat" ya da "biat" etmelerinin kaynağını bu teşhiste de görebilirsiniz.
Değerli okurlarım, 16 Nisan'da yapılan Anayasa değişikliği ile tarafsız cumhurbaşkanına taraflı yani partili olma imkânı da tanındı.
Bugün Recep Tayyip Erdoğan, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanıdır.
Erdoğan ve danışmanları bu iki unvanı o kadar profesyonelce kullanıyorlar ve 31 Mart 2019'da yapılacak yerel seçime kadar kullanacaklar ki, milleti yani seçmenleri maksimum seviyede etkileyecekler.
Ya muhalefet partileri ne yapıyor?
Frakında bile değil ki ancak seyrediyorlar...