Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Murat Sururi ÖZBÜLBÜL
Murat Sururi ÖZBÜLBÜL

Çoğulculuk nedir, ne değildir?

Bu makale bir eleştiri yazısı olacak, bu makaleyi Nobel Ödüllü ekonomist Daron Acemoğlu’nun gazeteci Fatih Altaylı’nın YouTube kanalında sarf ettiği “Atatürk gücü eline geçirmeden önce Osmanlı'da daha çoğulcu bir sistem vardı.” sözleri üzerine yazma gereği duydum.

Acemoğlu böyle bir iddiayı bilmeden ortaya atıyorsa aldığı ödüle yazık, yok gerçekleri bildiği halde sırf duygusal nedenler ile Atatürk’ü karalamak amacıyla gündeme getiriyorsa fevkalade ayıp ediyor demektir.

Daron Acemoğlu’nun neden yanlış bir iddiada bulunduğunu anlatabilmem için önce çoğulculuk konusunu netleştirmem lazım.

Bir toplumbilim terimi olan çoğulculuk (pluralism) iki temel anlam içerir:

  1. Toplumsal yaşamda her türlü düşüncenin, eğilimin, gerçekliğin var olmasını, eşitliği ve özgürlüğü savunan görüş.
  2. Her türlü eğilimin, düşüncenin örgütlenmesini ve siyasal yaşamda, ülke yönetiminde söz sahibi olmasını kabul eden siyasal düzendir.

Literatürde klasik çoğulcu anlayışta rekabet hâlindeki grupların varlığı bütün karmaşık toplumların doğal bir özelliği olarak görülür. Buna göre, modern toplum düşünceler, çıkarlar ve hayat tarzları temelinde farklılaşmıştır ve bu farklılıklar siyaseti de etkilemek üzere kendi aralarında organize olmuşlardır. Buna bağlı olarak, iktidar siyasal kararların oluşumunu etkilemek üzere birbirleriyle yarışan bu farklı gruplar arasında dağılmış durumdadır. Başka bir ifadeyle, toplumda iktidar hiyerarşik bir yapıda olmayıp, gruplar arasında süreklilik gösteren bir pazarlık sürecinin merkezinde yer aldığı yarışmacı bir nitelik göstermektedir. Bu çerçevede devletin rolü de farklı taleplerini uzlaştırmaya çalışmak suretiyle bu gruplar arasında hakemlik yapmak olarak tanımlanır. Çoğulculara göre, toplum içinde tek bir grup veya sınıf hâkim konumda değildir; bütün gruplar siyasî süreçte seslerini duyurabilirler.” denmektedir…

Çoğulculuk konusunda daha edecek çok laf var ama bu temel yaklaşımlar bize üç aşağı beş yukarı çoğulculuğun ne olduğunu, ne olmadığını göstermektedir.

Şimdi Daron Acemoğlu’nun bunları bilmemesi mümkün mü?

Elbetteki değildir…

Peki, Daron Acemoğlu’nun Osmanlı iktidar yapısını bilmemesi mümkün müdür?

Eh bu da bana pek mümkün görünmüyor…

Bu durumda Daron Acemoğlu’nun Osmanlı’da cumhuriyet döneminden daha çoğulcu bir sistem olduğunu iddia etmesi saçma değil midir?

Osmanlı’da iktidarın siyasal kararların oluşumunu etkilemek üzere birbirleriyle yarışan bu farklı gruplar arasında dağılmış olduğunu iddia etmek başlı başına bir palavra değil midir?

Yahu her şeyi bir tarafa bırakın bir toplumda farklı etnik, dini ve sınıfsal kesimler elbette olabilir fakat bir toplumun yapısı en temelinde kadın ve erkekler diye ayrılır. Osmanlı’da ise kadın ve erkekler arasında hak ve özgürlükler açısından o kadar büyük bir eşitsizlik vardır ve nüfusun yarısını oluşturan kadınların yönetimdeki etkileri o kadar azdır ki böyle bir toplumu en azından kadın ve erkek cinslerinin hukuk önünde eşitliğini sağlayan Cumhuriyet dönemi ile karşılaştırmak tamamen abesle iştigaldir.

Hani Daron Acemoğlu çıkıp Cumhuriyetin kurulduğu dönemlerdeki gelişmiş toplumlar ile kıyaslasa ve buradan hareketle bir değerlendirme yapsa belki bir nebze tartışmaya değer bir konu olabilir amma velakin Osmanlı ile kıyaslayıp Osmanlı’da daha çoğulcu bir sistem vardı demek koskoca bir safsatadır.

Bak sevgili Acemoğlu, Osmanlı tarihin gördüğü en merkeziyetçi imparatorluklardan biridir. İktidar gücü ve karar verme yetkisi tamamı ile tek bir kişidedir. Meşrutiyet döneminde kısa bir süre geçerli olan anayasa bile bu gücü sağlama alan, yazıya döken bir belgedir.

Ayrıca Osmanlı sistemi teokratik mutlaki monarşidir ve bu padişahın sadece dünyevi değil aynı zamanda da uhrevi otorite de olduğu anlamına gelmektedir.

Böyle bir “tekilcil” bir sistemi “çoğulcul” olarak nitelemek tam bir cehalet değilse olsa olsa karalama amacıyla ortaya atılan bir palavradır.

Ayrıca çok daha mantıklı olan Mustafa Kemal Atatürk dönemini geçmiş ile değil çağdaşı diğer toplumlar ile kıyaslamaktır, bu da başka bir makalenin konusu olsun.

Yazarın Diğer Yazıları