Çocukluk aşkı Konyaspor’u mahkemeye veren sportif direktör! Recep Çınar açıkladı
Eski Başkan Fatih Özgökçen’le birlikte yaptıkları çöp transferlerle Konyaspor’u ekonomik krize sokanların başında gelen eski “scout” ve “sportif direktör” İrfan Kulekaya, bütün bunlar yetmezmiş gibi, “çocukluk aşkım” dediği Konyaspor’la mahkemelik oldu!
Konyaspor kulübü, Fatih Özgökçen döneminde yaşadığı krizler nedeniyle, bugün düşme potasından çıkmanın mücadelesini veriyor…
Çıkar mı?
Bilemiyorum…
Daha önceleri altını çizdiğim gibi, işi zor…
Konyaspor’a hem maddi hem de manevi anlamda büyük depremler yaşatan Fatih Özgökçen’in, en büyük yanlışlarından birisi İrfan Kulekaya, diğeri de Mustafa Göksu’yu bu kulübün başına sarmasıydı!
Her ikisi de kulübe zarar verdi…
Kimse, bu ikisinin kulübe verdiği zararlara “hayır” diyemez.
x
“Davet etmeselerdi ne işim vardı Konyaspor’da” diyen Fatih Özgökçen’in, mal bulmuş mağribi gibi, dört elle sarıldığı, önce “Scout” olarak görevlendirdiği, daha sonra da “Sportif Direktör” olarak futbolun başına getirdiği bulunmaz Hint kumaşı! İrfan Kulekaya, kulübü mahkemeye vermiş…
İyi mi?
Önce arabulucu vasıtasıyla 90 bin TL’yi cebine indiren İrfan Kulekaya, bununla yetinmemiş, rakamla “7” sayıyla “yedi” maaş alacağı için de çocukluk aşkı! Konyaspor’a dava açmış…
Aşka bakın aşka!
Ve bu İrfan Kulekaya, kendisine “aş” veren, kendisine “iş” veren Fatih Özgökçen’le alakalı acayip iddialarda bulunmuştu…
Daha önce de yazmıştım…
Neler söylediğini hatırlatmakta yarar var…
Kulekaya’nın açıklamalarında “başkan yalan söylüyor”dan tutun da, “kulübü 5’li çete yönetiyor”a kadar bir sürü iddia var…
Adam, “YÖNETİM TAYFASI” diyor…
Adam, ''BEŞLİ ÇETE” diyor…
Adam, “BAŞKAN YALAN SÖYLÜYOR” diyor…
Adam, ''YERLİ TRANSFERLERİN HEPSİNİ YÖNETİM YAPTI” diyor…
Diyor da, diyor…
Ve adam başka bir şey daha diyor…
Eski Sportif Direktör açıkça “kulüpte olan bitenler sadece bununla sınırlı değil” demeye getiriyor, ne yazık ki ve maalesef ne Fatih Özgökçen ne de diğer yöneticiler, İrfan Kulekaya’ya tek kelime cevap vermiyorlar, veremiyorlar.
x
İrfan Kulekaya’nın bu konuda haklı mıdır?
Haklıdır…
Kulüpten alacağı varsa ve kulüp de borcunu ödemiyorsa, adamın mahkeme yoluyla alacağını tahsil etmesinden daha doğal bir şey olamaz…
Eyvallah…
Burada sıkıntı yok…
Sıkıntı, “Çocukluk aşkım Konyaspor” demesinde…
Sıkıntı, “Görevde olduğum süreçte tek amacım, kulübün bir kuruşunu bile zayi etmemekti” gibi iddialı bir söylemden sonra, alacağı 3 kuruş için, mahkemeye koşmasında…
Hak etmişse, alacağı verilmelidir…
Ama, verilmiyor diye de mahkemeye koşuyorsan, “çocukluk aşkım Konyaspor” demeyeceksin
Biraz gülünç oluyor…
“Davet etmeselerdi ne işim vardı Konyaspor’da” dedikten çok sonra, “Konyaspor başkanıyım ve bundan da memnunum ve Konyaspor’a karşı bir sevgimiz var” diyen Fatih Özgökçen’nin gülünç duruma düştüğü gibi…
Çok inandırıcı olmuyor…
“Fatih Özgökçen” deyince şunu da belirtmeden geçmek olmaz…
Akyokuş’ta “Kartal yuvası” diye isimlendirilen, Konyaspor yönetiminin toplandığı mekan, şimdilerde Fatih Özgökçen ve kendisiyle birlikte yöneticilik yapan bazı arkadaşlarına “okey salonu” hizmeti veriyormuş…
Konyaspor maçlarını burada izledikten sonra, yemek-memek, sonra da okey partileri düzenleniyormuş!
Ve bu mekanın kirasını da kendi ceplerinden ödüyorlarmış!
Ben demiyorum, konu-komşunun iddiası böyle…
Şu da bir gerçek ki, Konyaspor batıyor, Konyaspor düşüyor, bunların umurunda değil!
Ki, batıran da, düşüren de kendileri…
Köy yanarken durumları.
TÜRK FUTBOLUNDA “RADİKAL” KARARLAN ALINIR MI?
Türk futbolunda yaşanan bu skandalları “milat” kabul edip bundan sonrası için tertemiz ve yepyeni bir sayfa açılacaksa, ki toplumun hemen hemen yüzde 99’ı bu eğilimde, “radikal” kararlar almaktan başka çıkar yol yok!
Çünkü, diğer yollar kapalı…
Bu kadar net…
Burada ne yazık ki, Mehmet Büyükekşi gibi, futbola “uzak”, temsil gücü sıfır, pratik çözümlerden uzak bir adama ülkenin futbolunu teslim ederseniz, olayların bu noktalara gelmesini de önleyemezsiniz…
Mehmet Büyükekşi “maya”sı tutmadı…
Ve gerçeklerin zaman içinde ortaya çıkma gibi kötü bir huyu olduğunu keşke ıskalamasaydı da Mehmet Büyükekşi, kendisiyle birlikte Türk futbolunu da bu kaosun eşiğine getirmeseydi…
Aslında, bu kaosun çıkmasında sadece TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi, sadece MHK Başkanı Ahmet İbanoğlu, sadece hakemler mi, kabahatli?
Elbette değil…
Karşı tarafın, yani kulüplerin, özellikle de birbirlerini boğazlamak için fırsat kollayan “ligin abileri” denilenlerin hiç mi kabahati, yani kusuru yok?
Önümüzde Fenerbahçe-Galatasaray derbisi var…
Maçtan sonra çıkacak olan gürültüleri şimdiden duyar gibiyim…
Kazananın da, kaybedenin de oklarının nereye gideceğini kestirmek zor değil…
Kulübünden başkanına, yöneticisinden federasyonuna, hakeminden gözlemcisine, topçusundan popçusuna kadar bembeyaz bir sayfa açılmazsa, futboldaki bu “kaos” devam eder…
Sonu nereye gider?
Bilemem…
Ama, iyi bir yere gitmeyeceği kesin.