Cizre ve Şırnak notları
Tempolu bir ziyaretti.. Nefes aldırmayan türden.. Bir defa her iki kent de tam bir şantiyeye dönmüş.. Hendek macerasından sonra TOKİ üzerinden büyük bir operasyon başlamış..
Güzel bir iş.. Ancak ruhu sıkıntılı.. "Dikey yapılaşma kentlere ihanet" diyen Cumhurbaşkanı bir yanda, bulduğu her boşluğa kule gibi bina diken anlayış diğer yanda..
Cumhurbaşkanı'nın ifade ettiği 'ihanet' devam ediyor belli ki..
**
Gazeteci olarak bölgede o kadar çok bulundum ki.. Gidiş sebeplerim, takip ettiğim işler bir kitap olur, ayrı.. Ama siyasilerle yaptığım iş seyahatlerini düşündüğümde İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in ziyaretinde önemli bir fark vardı..
Bölgedeki insanımız siyasilere hafif yan dönerler.. Ev sahipliğini yere sermezler ama hafif yan dönerek de, bir mesafe koyarlar.. Onlarca seyahatte tanık olduğun budur..
Oysa Meral Akşener'in ziyaretinde tablo bambaşkaydı.. Kadın lider faktörünün etkili olduğu muhakkak.. Kadına karşı daha bir dikkatli, daha bir nezaketli insanlar elbette.. Ama onun da ötesinde bir ilgi ve merak vardı..
Merkez siyasetin temsilcilerine daha bir gardlı olan insanlar, Meral hanım için balkondan, pencereden 'Meral abla' diye seslendiler.. Batı, orta ya da kuzeyde sıradan görülse de, güneydoğuda öyle sıradan bir durum değil bu..
Meral Akşener'in sıkça vurguladığı bir gerçek var; Doğu ve güneydoğuda vatandaşlar iktidar partisi AKP ile HDP arasında sıkışmışlar.. Birinin peşine takılsa HDP ve bağlantılı olarak örgütten tepki alıyor, diğerinin peşine takılsa hizmetten mahrum kalıp, devletin sert yüzüyle muhatap oluyor..
Batıdaki sıkışmışlıktan nitelik olarak farklı bu durum, bir 'üçüncü yol' arayışı gibi duruyor güneydoğuda.. Radikal bir üslupla ve çatık kaşlarla yaklaşarak konuşmak isteyen gençler, Meral Akşener'in "Ben zaten sizi dinlemeye geldim" sözleri üzerine yumuşuyor.. Ve başlıyorlar anlatmaya.. Haklı oldukları kısımlarda hak teslim edilip, yanlış noktalarda da doğrusu ifade edilince, bir samimiyet görüyorlar..
Cizre ve Şırnak'ta bu samimiyetin iz bıraktığı kanaatindeyim.. Bu kişisel değil, mesleki bir kanaat..
Ve bu samimiyetin, doğu ve güneydoğuda, öğrenilmiş çaresizlik gibi duran sıkışmışlığı kıracak bir etken olduğu açık.. Ve bu kırılma, millet olarak, ülke olarak canımızı yakan bir beladan kurtulma yolunda önemli bir adım.. İnsanlara aynı gemide olduğumuzu bıkmadan usanmadan anlatmak zorundayız..
Sonuçta Şırnak Nuh'un kenti.. Ve aynı gemide olduğumuzu Nuh'un kentindeki insanlarımız bilmeyecek de kim bilecek ?
Bir berber bir berbere..
Cuma günkü yazımda iki kelime bahsetmiştim..
Efendim Kahramanmaraş'taki bir fetö davasında bir polis konuşmuş ve demiş ki, "2012 yılında emniyet teşkilatındaki bir abimize talimat gelmiş.. Meral Akşener'e destek olun denmiş.. Kendisi bir parti kuracakmış.. Onu destekleyecekmişiz.." Taa 1012 yılında.. Yani iktidarla f tipinin ballı börekli olduğu günlerde.. Müneccimlere bak sen..
Eee.. E si, gazeteler internet siteleri, dikkat buyrun, noktasına virgülüne aynı haber metniyle doluverdi, "Akşener-fetö bağlantısı.."
İnanmayanlar gugıllayıp bakabilir, metinler, başlıklar hep aynı..
Peki nedir bu hadise? Bütün istihbarat imkan ve kabiliyetleriyle, alttan girip üstten, güneyden dalıp, kuzeyden, doğudan girip batıdan çıkan araştırmalara rağmen bir şey bulamayınca.. Ve bu saçmalığın, gerçekten saçmalık olduğunu da en iyi bilenlerden biri Cumhurbaşkanı olunca.. Bazı yarım akıllılar yeni çırpınışlarla tezgah açmaya devam ediyor..
Bir siyasetçi düşünün; bir buçuk yıldır "Kardeşim bir şey varsa buyrun tutuklayın, ne duruyorsunuz?" diyor.. Ne polisten, ne istihbarattan, ne yargıdan tek bir adım, soruşturma, rapor çıkmıyor.. Çaresiz kalanlar, duruşma salonlarında bazılarına sipariş cümleler kurduruyor.. Bu kurduranlar, olmadıkça, tutmadıkça da kuduruyor..
Aha işte bu kudurmaların sonucudur Kahramanmaraş'taki davanın tutanağı..
Başlığı onun için tercih ettim.. Cuma günü dediğim gibi "Bir berber bir berbere gel birader seninle bir berber dükkanı açalım" demiş.. İyi baba, girişimcilik iyidir, açın da, dükkanın vergisini niye Meral Akşener'e yıkmaya çalışıyorsunuz..
İktidar cephesinden baktığınızda o berberi beraber açmışlardı zaten..
Muhalefet cephesinden baktığınızda, 2014'te biri 2015'te biri, dükkan açmasa da bu berber biraderlerle oturup kalkmıştı..
E iş faturaya gelince gözlerini bir anda Meral Akşener'e çeviriyorlar.. Dükkanları zarar etti, faturayı Meral hanım ödeyecek he mi.. Oh, ne güzel İstanbul..
Dolayısıyla, neyin ne olduğunu, kimin ne olduğunu ya da ne 'olmadığını' herkes biliyor da, kır ata çul biçmeye çabalıyorlar..
Oysa, bir büyüğümün dediği gibi;
-Kır at, çullu da belli, çulsuz da belli..