Çırpındıkça batıyoruz
Ne kadar yazık, üzülerek biraz geç de olsa fark ettim. Durumumuz, yazıp çizdiğimiz, anlattığımız, hissedip anladığımızdan, çok çok daha kötü. İşin acı tarafı, bu goy goy takımına katılım kolay olduğu için, sayılar giderek artıyor. Bu kervana, yeni basın örgütleri de katılıyor. Korkudan mı, çıkardan mı bilemiyorum. Gazeteler, televizyonlar çaktırmadan kervana dâhil oluyor. Ama hesap sorulma zamanı geldiğinde, tarih kimin haklı, kimin çıkarcı olduğunu ortaya koyacak.
Ne zaman bir yabancı ülke lideri bizi överse, şöyle etrafıma bakar, önümde arkamda bir tuzak arar ve çok kaygı duyarım. Mutlaka, bu tür sözlerin ardından büyük bir kazık gelir. Övgünün boyutu, yiyeceğimiz kazığın boyuyla da, doğru orantılıdır. Zira hiç kimse, bizim kara gözlerimiz için bizi methetmez. Sonunda gördük ki Obama da bu kervana katıldı. Düşünün Erdoğan ile sürtüşen ve Amerikan basınına göre, günahı kadar bizimkileri sevmeyen bir yabancı ülke lideri, aniden ülke için methüsenalar düzmeye başlarsa, bırakın korkmayı, kâbuslar görmemiz gerekir. Neler yaptıracaklar ki methettikleri bu gruba.
Sevgili okurlarım; Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı’nın son dönemleri de dâhil, hiç bu kadar batağa saplanmamıştı. Hem de öylesine bir batak ki aynı, filmlerde seyrettiğimiz gibi, kımıldadıkça daha çok batıyoruz. Türkiye yaklaşık bir asır, bu bataktan uzak durmayı başardı. Ne yazık ki bu takım, bu batağa bulaştıkça daha da batıyor, kendini kurtaramıyor.
Elimizdeki verilere bakarsak, Ankara ile ABD’nin çeliştiği en önemli nokta, AKP liderliğinin, Suriye lideri Esad’ı devirmek istemesine rağmen, Batı ve özellikle Washington’un, bundan vaz geçmiş görünmesi. Mesela bizimkiler Suriye’de uçuşa yasak bölge istiyor. Amerikalı ve Batılılar ise IŞİD’in elinde hava kuvveti olmadığı için, bu talebin Şam yönetimine yönelik olduğunu biliyor ve kabul etmiyor. Bu tutumu, başka türlü açıklayabiliyorsanız, oturun siz açıklayın.
Esad’dan bırakın vazgeçmeyi, Suriyeli ve Amerikalı subaylar, IŞİD’e karşı mücadelede etkili olabilmek için, koordinasyon içindeler. Bunda da birçok Arap ülkesi arabuluculuk yapıyor. Bizimkilerin Esad’ı devirme ısrarlarına karşı, hemen hemen her gün ABD tarafı, sırayla bir Beyaz Saray, bir Dışişleri Bakanlığı olmak üzere, açıklama yapıp, hayır diyor.
Net bir şekilde uluslararası trafiğe ve görüşmelere bakarsanız, gelişmelerde AKP iktidarının bir inisiyatifi olmadığı, ancak verilen talimatları yerine getirdiği anlaşılıyor. Ankara, arada bir çıkışlar yaparak, kendi seyircisi indinde, durumu kurtarmaya çalışıyor. Mesela, pazarlık yapıyor havası, dışarıda bir etkinliği olmayan, ancak içeride tribünlere bir hareket.
Herkes Kobani’de, IŞİD’in gerilediğini sanıyor. Ben bunun şimdilik, öncelik sıralamasında, Kobani’nin sonlarda yer alan bir stratejik karar olduğuna inanıyorum. Özellikle, Irak başkenti yakınlarına IŞİD’in yığıldığı ve neredeyse kuşatmaya başladığı bir dönemde, ABD hava saldırılarının da pek etkili olmadığı ortaya çıkıyor. Irak, bir ekstremden, bir başkasına doğru koşuyor. Laik Baasçı Saddam diktatörlüğünden, doğrudan şeriatçı, radikal dindar bir sisteme doğru gidiyor.
Uluslararası olayları incelediğinizde, ABD ve müttefiklerinin, Arap milliyetçisi Baasçılara oranla, radikal dinci grupları tercih ettiğini görüyoruz. Bunda da, Baasçı grubun daha iyi eğitimli, laik ve vatansever olmalarına karşılık, radikal dincilerin, cahil ve kolay kullanılabilir olmasının etkenliği göze batıyor.
Ben onlar için değil, ülkem için kaygı duyuyorum. Ankara’ya ve sınıra yığılan yabancı yetkili sayısı, korkulacak durumda. Televizyon haberlerinde ve yazılı basındaki bilgi kirliliği akıl almayacak boyutlarda. Etraf toz duman. Neyin doğru, neyin eğri olduğunu anlamak zor. Konu üzerinde, yeni yeni türeyen uzmanların anlattıklarına ise anaokulu çocukları bile güler.
Sevgili okurlarım; bir süredir yaptığım Ebola salgını konusundaki uyarılarım, ne yazık ki gerçekleşmeye başladı. Amerika işi ciddiye alıp, Afrika’ya sefer yapan uçaklarında, bazı kurallar uygulamaya koydu. Yeni bir hasta daha tespit edildi. Ama sormak istiyorum; Afrika ile iç içe yaşayan bizde, ne tür önlemler alınıyor ve gelen uçaklardaki yolcular nasıl kontrol ediliyor? Bir felaketten başkasına koşuyoruz, sonumuz hayırlı olur inşallah.