Çin işi…

Çin'in başına gelenler, ekonomik olarak da bütün Dünyayı etkiliyor. Çin, Dünya ticareti içinde büyüklük sırasına göre ABD'den sonra ikinci sırada geliyor.

Küresel süreç, Çin'in büyümesine destek verdi fakat bu desteğin kendi halkından çok gelişmiş ülkelere yararı oldu. Dünyada büyük üretim şirketleri, Çin ucuz emeğini kullandı, Çin'in döviz rezervlerini de ABD kullanıyor. Ne var ki artık Çin'de emek ucuz değil. 2019 da ortalama asgari ücret 347 dolardır ve bu birçok ülkeden fazladır.

Çin, son yıllarda cari fazla vererek tasarrufunu artırdı. Başka ülkelerde yatırım yapmaya başladı.

Çin'de, demokrasi yok fakat büyüme oranları yüksektir. Ancak büyüme tek başına kalkınmayı göstermez. Halkın refah seviyesini kalkınma gösterir. Uluslar arası standartlara göre de Çin gelişmiş ülke değildir.

Coronavirus sorununun Mart ayında bitmesi bekleniyor. Ancak intibak için de bir zaman geçer. Dahası birçok yabancı yatırım Çin'den çıkmaya başladı. Bu nedenle de Çin ekonomisi eski rayına girmez. Zaten Çin'de, piyasa ekonomisi komünist partisi tarafından kontrol altındadır. Eğer demokrasiye geçemezse, eninde sonunda intibak sorunu yaşayacaktır.

Söz gelimi South China Morning Post haberine göre; Çin'in güneyindeki Gunagcou ve Sıncın şehirlerinde virüs salgını ile mücadele etmek için bölge yönetimlerine özel mülkiyete el koyma yetkisi verildi. Bu uygulama batı sermayesinin alışık olmadığı bir uygulamadır.

Çin Komünist Partisi, Batının demokrasi kültürünün Çin'e hakim olmasından korkuyor. Önceki yıl Global Times haberine göre, yılbaşı yaklaşırken Çin'de Hunan kamu güvenliği bürosu, parti üyeleri ve yerel hükümet yetkililerinin Noel kutlamalarına katılmalarını yasakladı ve ağır ceza ile tehdit etti. Öğrencilere de batılı kültürlerin istilasına karşı milli duruş sergilemeleri çağrısında bulundu.

Bu nedenledir ki, Çin Komünist Partisi, büyüme modelini değiştirmek istiyor ve iç tüketime dayalı yeni bir modele geçmek istiyor.

Öte yandan, Çin'de büyük şehirlerde kayıt dışı ticari işlemler hayli yüksektir. Yurt dışında Çin devletinin yaptırdığı işlerde yolsuzluk oranının yüksek olduğu belirtiliyor.

Standart and Poor's, coronavirüs etkisinin Çin de, 2020 yılı GSYH'da büyümeyi 0.7 puan, dünyada ise 0.3 puan düşüreceğini tahmin ediyor. Ancak Çinliler, çalışmadıkları katma değer yaratamadıkları, Çin'li firmaların üretimlerini durdurdukları, ihracatlarını erteledikleri dönemde tasarruflarından tükettiler. Yani ayrıca servet azalması oldu.

Türkiye'nin Çin'le olan dış ticaretine akıl sır ermiyor… Çin'e karşı; 2016 yılında 23 milyar dolar, 2019 yılında 17.8 milyar dolar, yılda yaklaşık 20 milyar dolar dış ticaret açığı vermişiz. 2019 yılı dış ticaret açığının azaldığı yıldır. Buna rağmen dış ticaret açığımızın yarısından çoğunu Çin'e karşı vermişiz.

2003 yılından 2019 yılına kadar geçen 17 yılda, Çine karşı 256,6 milyar dolar dış ticaret açığı vermişiz. Çin'de büyüme mucizesi Çin'in becerisi değil bizim gibi hesap-kitap bilmeyen ülkelerin beceriksizliğidir.(Aşağıdaki tablo )

TÜRKİYE'NİN DIŞ TİCARETİNDE ÇİN'İN YERİ (MİLYAR DOLAR)

İHRACAT İTHALAT AÇIK

2019 TOPLAM 171,5 202,7 -31,2

2019 ÇİN 2.6 20.7 -18.1

2003-2019 ÇİN 42,3 296,2 - 256,6

Üstelik Çin'den hiç ithalat yapmazsak üretimimiz değişmez. Çünkü Çin'den aramalı ve teknoloji ithalatının payı çok düşüktür.

Bundan sonrasında, Çin'den ithalata kota koymalıyız. Çin'in Dünya'ya ihraç ettiği malları ihraç etmeye çalışmalıyız.

dfs-004-001-011.jpg

Yazarın Diğer Yazıları