CHP'ye yazık olmasın Kemal Bey...
En az 10 seçim yenilgisine rağmen iflah olmaz bir yanılgı CHP'de direnmekte kararlı görünüyor...
Bu gaflet uykusundan kim uyandıracak Atatürk'ün partisini acaba?..
Sağa kayarak, tarikatçısına, cemaatçisine, cumhuriyet karşıtlarına taviz vererek ya da ana muhalefetin dillendirdiği gibi Altıok karşıtlarından "helallik" isteyerek bir yere varılamayacağını daha nasıl anlamalı CHP?..
Partiye oy veren kitlenin en az yüzde 70'inin tek gerekçesinin "Atatürk" olduğunu kanıtlayan onlarca anket acaba CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun önüne gitmedi mi, götürülmedi mi?..
CHP'ye oy veren kitlenin ezici çoğunluğunun
(tüm yenilgilere, hezimetlere rağmen) cumhuriyete, Altıok'a, Aydınlanma Devrimi'ne ve Atatürk'ün mirasına ısrarla sahip çıktığını acaba ne zaman anlayacak CHP yönetimi?..
Erbakan'ın Millî Görüş'le, Demirel ve Tansu Çiller'in DYP'sinin kendi ideolojisiyle, ANAP'ın 4 eğilimle iktidara geldiğini, AKP'nin muhafazakâr demokrat çizgi ile 20 yılı aşkın süredir devleti yönettiğini göz önünde bulundurmayanlar, partilerin tüzükten, ideolojiden uzaklaşarak ve en önemlisi de dallarını budayarak büyümek yerine, köklerine balta vurarak tükenmeye yüz tutacağını nasıl görmüyorlar acaba?..
Doğanın her açıdan kurallarını onlarca kez yazdık bu köşede;
Bir tren rayından çıkarsa uçuruma gider...
Uçaklar gökyüzünde, devasa gemiler denizde rotalarında ilerliyorlar...
Ve en sıradan örnekle, otomobiller, kamyonlar, otobüsler kara yolu güzergâhlarında doğru düzgün gitmezlerse, uçuruma sürüklenmekten kurtulamıyorlar...
Suçlu taban değil, erozyon...
CHP işte tüm bu uyarıları o derin gaflet uykusu nedeniyle ya görmüyor, ya görmek istemiyor, ya da çoğu sağcı ya da AKP'li danışmanların saçma sapan stratejileriyle yanlış yola sürüklenmeye, hezimet ve koltuk kavgalarının içerisinde, enerji tüketmeye devam ediyor...
Acaba CHP'nin Atatürk'ün mirası olduğunu Ankara Kalesi'ne çıkıp dev hoparlörlerle bağırmak mı gerekiyor...
Ya da; ideolojik çarpıklıklara, yanlış kadrolaşmalara, sağa açılma bahanesiyle gericiliğe, bölücülüğe taviz vermekle CHP'nin tükendiğini göstermek için yüz binlerce yurttaşın Anıtkabir'in önüne gidip bayrak açması mı gerekiyor?..
Yoksa CHP Genel Merkezi önünde davul zurna çalarak slogan atmak mı gerekiyor, "aslına dön CHP" diye?..
Kılıçdaroğlu artık anlamalıdır; CHP Atatürk'ün çizdiği yolda Türkiye Cumhuriyeti'nin "muasır medeniyet hedefi"ne ulaşmasında bir lokomotif olarak öne çıkarılmış ve laik cumhuriyetin sağlam temellerinin atılmasında en büyük gerekçe olarak varlığını korumuştur...
İşte Kılıçdaroğlu'nun koltuğa oturduğu 2010 yılından bu yana partiye, tabana, seçmene ısrarla dayatılan bir ideolojik değişim saçmalığı CHP'yi hiçbir yere vardıramadı...
Zaten partinin yüzde 25'i aşamamasından da net biçimde anlaşılıyor gaflet stratejisi...
14-28 Mayıs seçimlerinde de uygulandı ki, çoğu AKP'li 70'ten fazla şahsı CHP listelerine almak, ana muhalefet partisine bırakın oy getirmeyi, milyonlarca oy kaybettirdi...
Ulusal bayramlarda sessiz kalarak, Devrim Kanunları'nın yıldönümlerinde "türbana özgürlük" diyerek, laikliğe yönelik saldırılara direnmeyerek, Atatürk'e saldıran soysuzlara, şerefsizlere haddini bildirmeyerek sessiz kalmak CHP'ye zerre kadar fayda sağlamadığı gibi, hem yeni partilerin ortaya çıkmasına, hem de kararsızların artmasına yol açtı ki, ana muhalefet halen uyanmıyor...
CHP'nin uyanmadığının bir kanıtı da, Kılıçdaroğlu'nun ikinci cumhuriyetçi olarak bilinen Oral Çalışlar'a yaptığı açıklamalarla bir kez daha dışa vurmuş...
Kılıçdaroğlu, suçu parti örgütlenmesinde ve stratejilerinde aramak yerine, CHP'yi ayakta tutan ana unsurları yargılayarak, sorgulayarak gaflet siyasetinin devam ettirileceğinin sinyalini de vermiş...
Altıok; Ulusalcılık-Milliyetçilik...
"Yüzde 25 oyumuz var, yüzde 50’ye ulaşmak için müttefiklere muhtacız. Bu listeleri bahane ederek partimiz içinde sert ve öfkeli tepkiler örgütlendi" demiş Kemal Bey ...
Hatta CHP lideri hızını alamamış; "‘Parti sağa kayıyor’ gibi haksız değerlendirmeler yapıldı. Bazı ulusalcı seçmenler bu propagandanın da etkisiyle aşırı milliyetçi seçenekleri tercih etti. İktidardan kopuş eğiliminde olan muhafazakâr kitle, sonucu tayin etti. Aday listelerine gösterilen aşırı tepkilerden, söz konusu kitle olumsuz yönde etkilendi. Kararsız muhafazakârlar, 'Ulusalcılar iktidara gelirse yeniden eski günlere dönebiliriz korkusu' ile oylarını dönüp tekrar Erdoğan’a verdiler." değerlendirmesinde bulunmuş.
CHP lideri yanılgı dolu bu iddialarla yetinmemiş,
“Altılı Masa’nın Anayasa değişiklik taslağı okunduğunda gelişmiş bir demokrasi programı hazırlandığı görülebilir.” diyerek, o protokolde cumhuriyet, Atatürk, laiklik olmadığını da unutuvermiş...
Gelelim Kemal Bey'in başka yanılgılarına...
Evet; Atatürkçü-ulusalcı seçmen başta İzmir ve Ankara'da olmak üzere, Ali Dibocuların, Atatürk'e, cumhuriyete saldıran Taraf tetikçilerinin, geçmişte FETÖ'nün Abant toplantılarına katılanların CHP listelerine konulmasına tepki göstererek partiden uzaklaştı...
Sözde ulusalcılıkla ilgili korkuya gelince; Kemal Bey ne yazık ki 28 Mayıs seçimleri öncesinde milliyetçi sloganları unutmuş, ulusalcılığın CHP'nin Altıoku'ndan biri olan milliyetçilikle tıpatıp aynı olduğunu da görmezden gelmiş...
Sözün özü nettir ve bunu CHP'ye oy veren ya da çarpıklıklar nedeniyle CHP'den uzaklaşan milyonlarca insan da çok net görüyor;
Rotasından çıkan hiçbir varlık, hiçbir araç-gereç ve ideoloji hedefine kesinlikle ulaşamaz...
Kemal Bey "gençleşiyor" dediği delegelerle yeniden koltuğuna oturabilir ama vahim yanılgılardan, Altıok'u özümsememiş zatlardan uzaklaşmadığı sürece, ana muhalefete iktidar yolu çok zor açılır...
CHP'ye yazık olmasın Kemal Bey...