CHP’ye seçmenin mesajı
Nerden bakarsanız bakın, seçimlerden en zararlı çıkan parti CHP oldu. Özellikle Ankara ve İstanbul’da bir kısım MHP oylarına rağmen CHP kaybetti. Hizmet gurubunun açıkladığı kadarıyla kapıkapı dolaşıp CHP’ye oy istemelerine rağmen kaybetti.
Sayın Kılıçdaroğlu öteden beri yolsuzluk üzerine çalışmıştır. Meclis’te bizler kanun teklifi hazırlarken Kılıçdaroğlu yolsuzluk dosyaları üstüne çalışırdı. Bazı medyanın da desteği ile iki dosyada çok başarılı oldu. Ne var ki 17 Aralık’ta başlayan yolsuzluk iddialarında halkı inandıramadı.
Kendi memleketi Tunceli’de üç dönemdir belediye başkanlığını kaybediyor. Ayrıca 2011 seçimlerinde partinin aldığı yüzde 56 oyu da bu defa yüzde 30’a düşürdü. Erdoğan kendi memleketi olan Rize’de kazandı.. Bahçeli, Osmaniye’de kazandı.. Bir liderin kendi memleketinde kaybetmesi psikolojik olarak parti için önemli bir sorundur.
CHP’de bir Genel Başkan Yardımcısının köyünden, CHP’ye 7 oy çıktı. Kılıçdaroğlu ve bir Genel Başkan Yardımcısı, Deniz Baykal’ın gereği kadar güneydoğuya gitmediğini söylediler.. Kendisi daha çok gitti. Gel gelelim ki bu seçimde bu bölgede CHP bugüne kadar görülmemiş derecede kaybetti.
Algan Hacaloğlu’nun hazırladığı bölge değerlendirme çalışmasında şöyle deniliyor: “CHP Doğu Anadolu Coğrafi Bölgesi’nde yer alan (Toplam 5,6 milyon nüfusa sahip) 13 ilin ve Güneydoğu Anadolu Coğrafi Bölgesi’nde yer alan (Toplam 8,2 milyon nüfusa sahip) 9 ilin hiçbirinde İl Belediye Başkanlığı kazanamadı.”
Keza, “Ağrı, Batman, Bitlis, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Gaziantep, Hakkari, Kilis, Mardin, Muş, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak ve Van’a” bağlı hiçbir ilçede Belediye Başkanlığı kazanılamadı; toplam 125 ilçe Belediye Başkanlığının tümünü kaybetti.
Partili olmadığını ısrarla söylemesine rağmen Kılıçdaroğlu’nun Tunceli’den milletvekili yaptığı Hüseyin Aygün bile Tunceli’deki seçim sonuçları için partiyi suçladı ve “Tunceli’de aday belirlemede kendisi ve Kamer Genç’in görüşlerinin sorulmadığını, partisinin bir stratejisinin olmadığını” söyledi. Kaldı ki, CHP’nin Genel Başkan Yardımcıları içinde, İl Başkanları içinde, İlçe Başkanları içinde, abartılı sayıda Tunceli’li olanlar var.
Bugüne kadar iktidar olan partiler farklı iki yoldan hareket etmiştir. Birisi kendi ideolojisini, misyonunu, yapacaklarını, projelerini halka iyi anlatarak, halka umut ve güç vermek yoluyla iktidar olmuşlar.. Ecevit ve Erdoğan böyle yapmıştır.
İkincisi ise ideoloji ve misyon anlamında koalisyon oluşturarak oy almış ve iktidar olma yoludur. Özal da böyle yapmıştır.
Özal’ın yaptığı bir ihtilal sonrası ortamda olmuştur... Toplumun bütünleşmesine ve dayanışmasına ihtiyaç vardı ve bunun için ideoloji ve misyon ikinci planda kalmıştı. Sayın Kılıçdaroğlu, Özal’ın yaklaşımı ile ve herkesi partiye toplayarak kitle partisi oluşturmak istedi. Bunun için adına yeni CHP dedi. Yanlış zamanda ve siyasi ortamda oluşturulmak istendiği için, sonuç hayal kırıklığı oldu.
Bundan sonra yaşananları iyi değerlendirmek gerekir. Seçimden ders almak gerekir. Ne var ki seçim sonuçları için yorum yapan Kılıçdaroğlu, sandıktan daha çok çalışın’mesajı çıktığını söylüyor.
Kılıçdaroğlu’nun bu yorumu aşırı iyimser bir yorumdur. Her şeyin aşırısı zarardır. Aşırı iyimser olmak doğru karar vermeyi engeller. Kılıçdaroğlu ve parti yönetimi CHP’nin aldığı oy oranını, seçmen sayısındaki artış oranına göre düşürmüştür. Seçmenin tek sözü “Size, yeni CHP anlayışınıza ve parti yönetimine güven duymuyoruz” olmuştur.
Bu siyasi konjonktürde CHP’ye çok ihtiyaç var. Başarısızlığı başarı olarak değerlendirsek, partinin geleceğini riske sokarız ve partiden çok, ülkeye zarar vermiş oluruz.