CHP'ye FETÖ iftirasını kim attı açıklıyorum
AKP''liler, reisleri Recep Tayyip Erdoğan vasıtası ile CHP''ye ve Kemal Kılıçdaroğlu''na hücum ettikçe ediyorlar ama iş öyle bir boyut aldı ki neredeyse, "15 Temmuz darbe girişimini Fethullah Gülen değil Kemal Kılıçdaroğlu yaptı" diyecekler…
Peki, CHP ile FETÖ''yü yan yana getiren kim?
Bu iftirayı ilk atan da tanıdık bir gazeteci çıktı:
Dünün Yeni Şafak bugünün Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi…
2 gündür köşemde görüşlerine, yazısına yer verdiğim Selvi, 24 Ocak 2014 tarihinde, Yeni Şafak gazetesinde "Hocaefendi''nin Wall Street Journal tercihi kime mesaj?" başlıklı yazısında CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu hakkında şu iftirayı yapıyor:
"Fethullah Gülen Hocaefendi''nin, Wall Street Journal''de yayınlanan röportajını Başbakan''ın temaslarını izlemek üzere bulunduğumuz Brüksel''de okumuştum.
Röportajda Hocaefendi''nin, CHP ile yakınlaşma sorusunu reddetmemesi ya da alternatif oluşuma sıcak bakan ifadeleri dikkatimi çekti ama herhangi bir rahatsızlık hissetmedim.
Hem malumun ilanı olması açısından rahatsız etmedi beni. Hem de Cemaat-CHP işbirliğini Mısır''daki sağır sultan bile duydu. CHP''nin İstanbul ve Ankara adaylarının belirlenmesi sürecinde Kılıçdaroğlu''ndan daha fazla gayret gösterdikleri herkesin malumu.
AK Parti''ye karşı alternatif hazırlanmasını ise 17 Aralık darbe girişiminin siyasi sonucu olarak görmeli.
Hem ayrıca Gülen Hareketinin siyasi sonuçlarını göze aldığı sürece CHP ile ittifak kurmasının ya da yeni oluşumlara göz kırpmasının yadırganacak bir yanı yoktur.
Geçmişte Ecevit ile işbirliği yapmışlardı, şimdi Kılıçdaroğlu ile. Bize bu izdivacın hayırlı olmasını dilemek düşer.
Beni asıl ilgilendiren Hocaefendi''nin, ''Türk halkı, son iki yıldır demokratik sürecin tersine dönmüş olmasından dolayı üzüntülü'' olduğu ifadesiydi.
Hocaefendi, böylece AK Parti ile yaşadıkları sorunu, iktidarın son 2 yıldır demokratikleşmeden vaz geçmesine bağlıyordu."
Değerli okurlarım,
Dün yazımın tamamını Selvi''nin "Hocaefendi''sine" (!) yazdığı açık mektuba yer vermemin nedeni bunların gerçek yüzünü tanımanız içindir.
Abdülkadir Selvi''nin ve o günlerin en ateşli Fethullah Gülen savunucusu, "Hizmet" denilen bu cemaatin hizmetkârları arasındaydı.
Yeni Şafak gazetesindeki köşe yazısında CHP''yi ve Kılıçdaroğlu''nu Gülen cemaati ile işbirliği içinde gösteren o iftirası bugün AKP''liler ve Erdoğan tarafından siyaseten malzeme olarak kullanılıyor.
Değerli okurlarım,
20 Temmuz Kıbrıs Barış Harekâtı destanının AKP iktidarı tarafından yeterince kutlanmadığını ve nasıl geçiştirildiğini gördünüz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kıbrıs Barış Harekâtı''nın 46. Yıldönümü Mesajı" başlıklı açıklamasında
- Ne Başbakan merhum Bülent Ecevit''ten,
- Ne Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan''dan,
- Ne merhum Dr. Fazıl Küçük''ten
- Ne de merhum Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş''tan,
- Ne de Kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimizden tek kelime bahsetmedi.
Değerli okurlarım,
20 Temmuz tarihli yazımda Ecevit ve Erbakan''ın kabirlerinin ziyaret edilmesine yer vermiştim.
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcıları Selçuk Özdağ ve Feramuz Üstün ile beraberlerindeki heyet merhum başbakan Bülent Ecevit''in devlet mezarlığındaki kabrini ziyaret ettiler.
Özdağ, yaptığı konuşmada dedi ki;
"20 Temmuz 1974''te Kıbrıs''a yapılan barış harekâtı gerçek bir destandır.
Kıbrıs bize Piyale Paşa''dan itibaren kalan emanettir, stratejik olarak önemli bir bölgedir.
Adnan Menderes ve arkadaşları tarafından Londra''da imzalanan Ankara Antlaşması''yla garantörlük haklarımızı elde ettik.
Bu antlaşma Kıbrıs''taki 20 Temmuz 1974 harekâtının da güvencesi oldu.
Ecevit''in başbakanlığında ve Erbakan''ın başbakan yardımcılığında bir barış harekâtı yapılması sonucunda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kuruldu.
Rauf Denktaş''ı da Fazıl Küçük''ü de rahmetle anıyoruz.
Orada canlarını veren mücahitleri ve kahraman tüm askerlerimizi rahmetle anıyoruz.
O gün Bülent Ecevit ve Necmettin Erbakan birlikte bir karar aldılar, zor şartlarda egemenlik haklarımızı savundular, siyasi iktidarlarını tehlikeye atmak pahasına egemen güçlere meydan okudular.
Ciddi tepkilerle, ambargolarla karşılaştılar ama direndiler. Dünyada egemen güçlere direnenlere, haklarını savunanlara, dik duranlara ve mücadele edenlere buradan ''selam olsun'' diyoruz.
Birileri siyaset yaparken, oy ve ideoloji uğruna konuşurlar.
12 Eylül döneminde cezaevi arkadaşlığı yaptığım, aynı koğuşu paylaştığım rahmetli Bülent Ecevit dürüsttü.
Gelecek Partisi heyeti olarak Bülent Ecevit''e, Necmettin Erbakan''a, Rauf Denktaş''a, Fazıl Küçük''e ve tüm mücahitlere rahmet diliyoruz.
Rahat uyu Sayın Ecevit, bir gün tüm dünyanın tanıyacağı ve egemenliğini kabul edeceği bir Türk devleti Kıbrıs''tan yükselecektir."
Özdağ, Üstün ve Gelecek Partilileri gösterdikleri önemli vefa için kutluyorum…