CHP’nin köküne kibrit suyu ekmek istiyorlar...
CHP her zaman hareketli bir parti olmuştur. Zira CHP tabanında biat kültürü olmamıştır. Ecevit’in genel başkan seçildiği kurultaylarda, tabanın demokratik tutumu açıkça ortaya çıkmıştır. Partideki bu hareketler ve tartışmalar olmasaydı bugünkü demokratikleşme olmazdı. Ayrıca tartışmalar ve aykırı hareketler, partinin ve Türkiye’nin mutlu geleceği için yapılmıştır. Dahası da Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlık döneminden önce, söz konusu hareketler hiçbir şekilde laik, çağdaş ve bölünmez Türkiye imajına zarar vermemiştir.
Bugün CHP’de olan hareketleri ve aykırı sesleri aynı paralelde yorumlamak imkanı yoktur.
Bugün herkesin bildiği CHP’deki sesler, CHP’nin tarihi değerlerine aykırı seslerdir. Aykırılığın başını Hüseyin Aygün çekiyor. Her gün parti tabanını ve parti tüzüğüne aykırı bir sorunlar çıkarıyor.
Ettikleri bini aştı...
* Dersim olaylarını katliam olarak nitelendirip, Atatürk’ü ve CHP’yi Dersim katliamını yapanlar diye sorumlu tuttu.
* “Seyit Rıza önderimizdir” dedi.
* Atatürk’e karşı grupta hassas davrananlara, “Bunlar kafasızdır, bunlar birşeyden anlamazlar” dedi.
* Kendisini kaçıran veya anlaşmalı gittiği, PKK’lılar için “iyi çocuklar” dedi.
* Paris’te öldürülen Sakine Cansız’ın evine taziye ziyaretine gitti.
* En son Yunanlı Dido Sotiruyu’nun “Benden Selam Olsun Anadolu” ya isimli romanını “Ege’de Rumlara etnik temizlik yapıldığı” şeklinde yorumladı.
Türkiye aleyhine daha ne yapsın... Belki Kılıçdaroğlu buna yanıt verebilir.. Ancak vermez.. Çünkü bu kadar Hüseyin Aygün’ü koruması altında tuttu.
Taziye sonrası Çin’den açıklama yapan Kılıçdaroğlu, Hüseyin Aygün’ü eleştirmedi, uyarmadı. Sadece “döndüğümde bakarız, değerlendiririz” dedi. Bu defa parti içinden gelen tepkilere Kılıçdaroğlu’nun dayanması beklenmiyor. Merak konusu olan Kılıçdaroğlu’nun Ahmet Takan’a söylediği, “Bütün yaptıklarımızı mahvetti” sözünün arkasında durup durmayacağıdır.
Normal dönemlerde olsa, tarihi gerçekleri romandakinden farklı olarak ve Türkiye aleyhine yorumlayan bir kişiye bütün CHP tepki gösterir. Ancak son on yıldır siyaset, son iki yıldır da CHP kuşatma altına alındı. Parti içi demokrasi kalktığı için, herkes önce Kılıçdaroğlu’nun tepki göstermesini bekliyor. Ne var ki Kılıçdaroğlu konu, Hüseyin Aygün olunca, ortaya konuşuyor.
Aygün’ün kasıtlı ve Türkiye’ye karşı hasmane tutumu, gerçekleri de yansıtmıyor. Söz gelimi, Rumlarla ilgili yorumunun bu konuda çalışmış olan Kemal Anadol yanlış olduğunu açıkladı. Kemal Anadol, “Hüseyin Aygün’ün bu yorumunun, önce bilgisizliği sonra da Sevr Anlaşması’nın yırtılıp atılmasından doğan hırsı ve kini yansıttığını, gerçekte ise kitapta, Türk ve Yunanlı olarak kardeşi kardeşe kırdıran emperyalistlerin suçlandığını” söylüyor.
CHP’den en büyük tepki, Deniz Baykal’dan geldi..
Baykal; “Parti büyük yara alıyor, büyük zarar görüyor. Bu şahsın korunması ve kollanması durumunda, bu kan kaybı bizi çok zor günlere götürebilir.
Herkesin temel önceliği; partiyi korumak ve kollamak adına kamuoyunda partinin aleyhine dönüştürülecek tartışmalara izin vermemektir. Her ne olursa olsun her partili partisini sakınmak durumundadır. Cumhuriyet Halk Partisi’nin kurumsal kimliğini bu ayrışmalardan, ötekileştirmelerden ve dönüştürmeye yönelik girişimlerden özenle dışında tutmak lazımdır. Cumhuriyet Halk Partisi asla sahipsiz değildir” şeklinde açıklama yaptı.