Çerçeveleyiverdiler!..

“Terörün sona erdirilmesi ve toplumsal bütünleşmenin güçlendirilmesine dair çerçeve kanun tasarısı” hepimize hayırlı ve de uğurlu olsun!..
Ne de güzel çerçevelemişler değil mi?..
Adını süsleyip püslemişler, içini cilalı milalı sözcük ve de cümlelerle kurgulamışlar. Zehri çikolata ile kaplayıp bir de güzel servis ettiler..
Dayanamadınız, yediniz!..
Benim gazetecilik mesleğinden dolayı kötü(!) bir alışkanlığım vardır. İktidarların getirdikleri kanun tasarı ve tekliflerini, maddelerinin yanı sıra genel gerekçe ve madde gerekçelerini de çok dikkatli okur, “Acaba bunun arkasında ne dümenler vardır” ı çözmeye çalışırım. Zaten, çerçeve malumun ilanı da olsa yine aynısını yaptım.
Öncelikle şunu belirteyim; ucu bucağı açık oldukça muğlak bir tasarı. Alışık olduğumuz gibi, yapılacak düzenlemelerde hangi kanunun neyi değiştireceği ve yerine ne getirilip ne ekleneceği veya çıkarılacağı gibi hiçbir somut madde yok. İktidara uçsuz bucaksız yetki veren, onlara tabi olup da kulağının üstüne yatanlara da dokunulmazlık zırhı sağlayan bir ferman. Terör örgütüne karşı TSK’ya izin vermeyen, valileri korumaya alan ve arşivlenen belgeleri de yakmaya yönelik bir eşsiz bir hamle.
Ailenizin dekoderi olarak işe başlayayım;
Genel gerekçede yine o çok sihirli (!) sözcüğe başvurulmuş. Hani, şu küreselci düzenbazların her hinliklerinde bizlere daha fazlasını itelemek için şirinleştirdiği “paradigma değişikliği” var ya!.. (TDK sözlüğü: paradigma: değerler dizisi). İşte o yine sahnede.
Ne diyorlar?
“Atılan bu adımların oluşturduğu olumlu psikolojik ortam, Türkiye’nin geçmişi on yılları bulan ve toplumun barış ve kardeşliğine yönelik en önemli tehdidi oluşturan terör sorunuyla mücadelede bir paradigma değişikliğinin ve çözüm perspektifinin önünü açmıştır.”
Değerlerimiz değişmiş.. Öyle mi?.. Devam ediyorlar;
“Çözüm süreci, şiddeti ve silahı aradan çıkarma, sözü, düşünceyi ve siyaseti devreye alma sürecidir”
Şiddeti ve silahı sanki biz kullandık. Nasıl da bebek katili ve terör örgütünün söylemi ustaca metne yerleştirilmiş ..
Değerlerimiz değişti, çok doğru!.. Vatana karşılıksız şehitler veren bu asil millet silahlı terör örgütü, eli kanlı bebek katilleri de barış güvercini oldu.. Terör örgütüne karşı kahramanca mücadele eden şerefli Türk askerleri de terörist olup, kadın pazarlamacısı olup hapislerde çürüdüler..
Ve, malumun ilanının gerekçesinde asıl heybedeki en büyük turpa geliniyor:
“Çözüm süreci, çok boyutlu ve değişik aşamalar içeren dinamik bir süreçtir. Dolayısıyla sürecin farklı aşamalarında atılması gereken yeni adımlar söz konusu olabilecektir.
Dünyadaki benzer süreçler incelendiğinde sorunun niteliğinden ve ülkelerin kendi özgün şartlarından kaynaklanan farklı fiili ve yasal uygulamaların söz konusu olduğu dikkat çekmektedir. Çözüm sürecinin milli niteliği ve bugüne kadarki ulusal ve uluslararası deneyimler dikkate alınarak hazırlanan tasarı...”
Hazır olun!..
Dünyadaki uygulamalar ve dinamik süreçte atılacak yeni adımlar paradigma değişikliği ile birlikte ne olabilir ki?..
İmralı’nın devamlı konuğu HDP’li Sırrı Süreyya Önder’in 1 hafta önce Diyarbakır’da miting alanında hönkürdüğü gibi;
“Size son defa olarak selamını getiriyoruz. Önümüzdeki yıl Öcalan bu meydanda size selam verecektir.”
Gördünüz mü?..
Bu Yeşilçam klasiklerinden olan höngür höngür ağlayarak seyrettiğiniz baş rollerini Hülya Koçyiğit’le Kartal Tibet’in paylaştığı “boş çerçeve” filmi değil.
İçi gayet dolu dolu bir çerçeve!..
Made in Hollywood..
Hemi de yüzde yüz ağlama garantili. Tabii hâlâ göz pınarlarınız kurumadıysa.. Selpaklar da şirketten..
Ne diyeyim?..
Selam olsun o... ...’lere..
Düzeltme notu: Dünkü yazımda Erbil Milletvekili Aydın Maruf’un, “Yok, asker değil. Bizim mesela orada Türkmeneli Vakfı var, ona bağlı güvenlik dairesi var, onu desteklemesi lazım” şeklindeki sözlerinde bir ifade yanlışlığı olmuş. Aydın Maruf, Türkmeneli Vakfı’nın konuyla bir ilgisi olmadığını belirterek sözlerini Türkmeneli Bölgesi olarak düzeltti. Dikkatlerinize sunarım.

Yazarın Diğer Yazıları