Cem Uzan yeniden yargılanmalı!

Cem Uzan'ın 12 Haziran 2019 tarihinde video açıklaması ile ortaya koyduğu, "Muhterem cumhurbaşkanım ve saygıdeğer devlet büyüklerim, sizlerden istirhamım hakkaniyet ile bu mağduriyetin giderilmesidir. Bu haksızlığın giderilmesini ve mağdur edilen her bireyin haklarına kavuşmasını yüce Allah'tan niyaz ederim" sözlerine duyarsız kalamadım.

Çünkü 1990 yılında Almanya'dan yayına başlayan Türkiye'nin ilk özel televizyonu Star 1 Magic Box televizyonunun kuruluşunda, Ankara temsilciliğini kurarak görev aldım.

Rumeli Holding Ankara Koordinatörü olarak yaklaşık 250 şirketin resmi vekâletini üstlendim.

1990'dan tüm şirketlerine el konulduğu 2003 yılına kadar Uzan'lar ile 2003 - 2005 döneminde de TMSF ile çalıştım.

Fransa'da yaşayan Cem Uzan şunları söylüyor:

"Kimse ailemize sahip çıkmamıştır. 85 yaşındaki babam ve 80 yaşındaki ev kadını anam, kırmızı bültenle aranmaktadır. Ben ve ailem Türkiye'de 40 bin kişiye iş verdik. Bugün her şeyimiz yok pahasına satılmıştır.

Konuya vakıf olan herkes, nedenli acımasız ve haksız bir komploya maruz kaldığımızı bilmektedir."

Evet, Cem Uzan haklı.

Cem Uzan, "Berke Barajı Türkiye'nin en büyük özel sektör barajıdır. Türkiye'ye olan inancın bir simgesidir. Bu dev eseri vatanımıza kazandırdığımız için ben ve ailem ilelebet gurur duyacaktır."

"Bugün 16 yıl sonra ailemin mağduriyeti halen devam etmektedir" diyen Cem Uzan, "saygıdeğer devlet büyüklerim" derken anlıyorum ki özellikle MHP genel başkanı Devlet Bahçeli'yi kast etmektedir.

Çünkü Bahçeli yüzde yüz yerli sermaye ve Türk mühendisler ile tamamlanan benim de bulunduğum Berke barajı açılışında Kemal, Cem ve Hakan Uzan'a hitaben, "Yapım bekleyen 3-4 dev baraj daha var. Gelin onları da aynı şartlarla siz yapın" demişti.

Çünkü Bahçeli, "Uzan'lar Ürdün vatandaşı, Türk vatandaşlığından çıkarılsın" kampanyasında Uzan'lara açık ve net destek vermişti.

Değerli okurlarım,

Cem Uzan 4 ayrı mahkemeden çeşitli hapis cezaları aldıktan sonra bu cezalar kesinleşmeden yurt dışına çıkmak zorunda kaldı.

Cem Uzan yeniden yargılanmalı derken sadece yukarıda yazdıklarıma değil çok önemli yazılı bir delile dayanıyorum.

O günlerde Emniyet Genel Müdürlüğü'nde Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanı Hanefi Avcı idi.

Avcı 2010 yılında yazdığı, "Haliçte Yaşayan Simonlar" kitabında Uzan Grubu operasyonu hakkında itiraflara ve hatta iftiralara yer verdi.

Avcı, Uzan'ların BDDK yasasının iptali için açtıkları davaları ve diğer dava başvurularını Adalet Bakanlığı ile birlikte nasıl engellediklerini 261. Sayfada yazdı.

İşte Avcı'nın itirafları:

"5020 sayılı yasa el konulan banka sahiplerinin tüm mal varlıklarına el konulmasını sağlıyordu.

Uzan'lar bu hükmün iptali için Anayasa Mahkemesi'ne gitmek amacıyla İstanbul İdare Mahkemesi'ne başvurdular.

Durumu haber aldık ve Adalet Bakanlığı ile birlikte mahkeme başkanına haber verdik ve yapılmak istenen hile daha Anayasa Mahkemesi'ne gitmeden önlenmiş oldu."

Daha açık ve net yazayım.

Emniyet ve Adalet, Uzan'ların Anayasa Mahkemesi'ne gitmek için yaptıkları başvuruyu mahkeme başkanı ile birlikte engellemişler.

Yargıya müdahale ve Uzan'ların dava açma haklarının gasp edildiği bu itiraf ile net şekilde ortaya çıkıyor.

Ve asıl yargılanmaları gerekenler de yargı müdahale edenlerdir.

Bitmedi.

Hanefi Avcı, Uzan'ların bu hukuk mücadelelerine nasıl engel olduklarını da şöyle ikrar ediyor:

"Uzan'ların yapacağı her manevrayı, hileyi önceden haber alıyor ve ilgili kurumları uyarıyorduk. Uzan'lar ise hiç boş durmuyor her zaman bir şeyler çevirmeye çalışıyorlardı; ama iki yıl boyunca her hamlelerini tespit ederek önlemeyi başardık."

İşte o mahkûmiyetle sonuçlanan davalar bu müdahaleler ile Uzan'lar tarafından kaybedildi.

Bir örnek daha vermek gerekirse;

12 Haziran 2003'de yargı kararı olmadan Bakanlar Kurulu, ÇEAŞ ve Kepez'in, "İşletme Hakkı Sözleşmelerini" tek taraflı feshetti.

Hâlbuki Enerji Bakanlığı, ayni sözleşme ile özelleşen İstanbul Anadolu Yakası işleticisi Aktaş Elektriği ise mahkeme kararı ile tahliye etmişti.

Cem Uzan, "Konuya vakıf olan herkes, nedenli acımasız ve haksız bir komploya maruz kaldığımızı bilmektedir" diyor.

Evet, ben konulara vakıfım.

Hatta Hanefi Avcı ile geçtiğimiz günlerde buluştum ve kitabındaki iddialarını ispat etmesini istedim. Tek bir delil veremedi.

İsteyen televizyonda da istedikleri kişiyle Uzan programı yapmaya hazırım.

Diyorum ki "Uzan Operasyonu" Fethullah Gülen cemaatinin Türkiye'de kurduğu ilk ve en önemli kumpastır.

AKP hükümeti de Recep Tayyip Erdoğan da Uzan'lar hakkında yanıltılmış hatta işte kandırılmıştır.

Yerli ve milli Uzan grubu kumpas ile mağdur edilmiştir.

Ergenekon, Balyoz, Casusluk ve Şike kumpasları gibi Uzan'lar da yeniden yargılanmalıdır.

Yarın: Uzan'ların milyar dolarla nasıl eritildi?

Yazarın Diğer Yazıları