Cari açığın finansmanı zorlaştı (15 Mayıs 2014)
2014 yılı Ocak-Mart arası ilk üç ayda, ihracatımız yüzde 9.7 oranında arttı. İhracat artışı dış talebe ve Türkiye’nin rekabet gücüne bağlıdır. Dış talepte bir artış olmadığı açıktır. Zira dış ticaret partnerimiz AB gibi ülkelerde durgunluk var. Demek ki ihracatın artmasının en önemli nedeni, döviz kurlarındaki artıştır. Çünkü son bir yıl içinde içinde dolar kuru da yüzde 23 oranında arttı.
İhracatçının 1 dolarlık ihracat karşılığı eline geçen para geçen sene ilk üç aylık dönemde ortalama 1.81 lira iken, bu sene aynı bir dolarlık ihracat karşılığı eline 2.23 lira geçti. İhracatçının rekabet gücü arttı.
Dolar kuru yüzde 23 arttığı halde ihracat daha düşük, yüzde 9.7 oranında arttı. Zira kur artınca ithalat da daha pahalı oldu. İhracatta ithal ham madde payı yüksek olduğu için, kur artışının avantaj olarak yalnızca bir kısmı yansıdı.
İthalatta ise bu sene ilk üç çeyrekte, geçen yıla göre yüzde 2.4 oranında bir azalma oldu. İthalattaki azalma iç talepteki azalma ve kurdaki artışa bağlanabilir. Kur artınca ithalat önceki yıllara göre daha pahalı gelmeye başladı. İthalatta azalmanın, hem ihracat artışından hem de kur artışından daha düşük oranda olmasının nedeni ise üretimin ara malı ve ham madde ithalatına bağlı olmasıdır. İthalat yerine söz konusu ara malları ve ham maddenin içeride üretilmesi zaman alır. Kur düşmezse zaman içinde ithalat azalacak ve cari açık daha da düşecektir.
Turizm gelir ve giderlerinin ağırlıklı yer aldığı hizmetler dengesinde ise az bir artış var. Yine kurlarda aşırı bir düşme olmazsa, geçen sene 32 milyar dolar olan turizm geliri bu sene 35 milyar dolara çıkacaktır. Çünkü bu kur seviyesinde turistler için Türkiye ucuz ve cazip olacaktır.
Sonuçta ilk üç ayda cari açık yüzde 30.8 oranında azaldı. Cari açık geçen sene ilk çeyrekte 16.5 milyar dolar iken bu sene ilk çeyrekte 11.5 milyar dolara geriledi. Bu gerilemede ihracat artışı yanında ithalattaki düşme de etkili oldu.
Bu gidişle 2014 yılında cari açık 40 milyar dolara veya altına düşse bile yine de yüksektir. Çünkü cari açığın finansman şartları da giderek kötüleşmiştir. İlk 3 ayda doğrudan yabancı sermaye yatırımları, 3.141 milyon dolar, portföy yatırımları eksi 2.467 milyon dolar, diğer yatırımlar eksi 713 milyon dolar olmuştur. Rezerv varlıklar 4.880 milyon dolar erimiş. Net hata ve noksan 6.635 milyon dolar olmuştur. Sonuç olarak cari açığın finansmanı MB rezervleri ve net hata ve noksanla yapılmıştır.
Net hata ve noksanın bu kadar yüksek olması, özel sektörün ithalat finansmanını dışarıda bulunan kendi parasıyla yapmış olmasından ileri gelmiş olabilir.
Ödemeler dengesi içinde, net hata ve noksan kalemi her zaman tartışmalı olmuştur. Net hata ve noksan, ödemeler bilânçosunda kaynağı belirsiz olan döviz girişini göstermektedir. Ödemeler bilançosunda denkliği tarif gereği bilanço denkliği hesaplanamayan döviz giriş veya çıkış fazlaları net hata ve noksan kalemi altında gösterilmektedir. Bu kalem, artı veya eksi olabilir. Mesele Türkiye’de bu kalemin çok büyük olmasıdır. Söz gelimi bu net hata ve noksan 2011 yılında 12,5 milyar dolar ve 2012 yılında da 4 milyar dolar, 2013 yılı ilk üç ayında eksi 3.8 milyar dolar ve 2014 yılının ilk üç ayında ise 6.6 milyar dolar oldu.
Net hata ve noksanın büyük olması, kayıt dışılığın da büyük olduğunu göstermektedir. Bu nedenle istikrar için risk oluşturmaktadır.