Çanakkale ve İstiklal Harbinde Azerbaycan...
Bugünlerde "Osmancılık Modeli"nin hayranı olan ve AKP'nin "İslamcı ideolojisi"nin derin kaynaklarına uzun uzun girmenin anlamı olmasa da dağılmakta olan Osmanlı İmparatorluğunu kurtarma telaşına düşenlerin üç ana alternatifi vardı. Türkçülük, Osmancılık ve İslamcılık... Balkan Bozgunu, Arap Coğrafyasının ihaneti üzerine Anadolu'yu son vatan yapan akım Türkçülük adıyla yola çıkan ve büyük bölümü "Yurdunu kaybeden"lerden oluşan Türk Milliyetçileri idi bu bir...
Osmanlı Coğrafyasında okuma-yazma oranı yüzde 2 bile değilken patlayan Birinci Dünya Savaşında seyyid, medreseli, imam gibi imtiyazlı sınıfta olan islamcılar askere alınmadıkları için cephe yüzü falan görmediler. Çanakkale 15 ile 20 yaşında ortaokul, liseli, üniversite sayına Darulfünun öğrencileri gök ekinler gibi biçilip şehit olurken yanlarında onlara "Kömeğe" yani yardıma gelen Azerbaycan Türkleri vardı. Tarihin televolesinde dünya çapındaki başarıların sahipleri yıllar sonra "İslamcı televolesi"ni icat ettiler. Televizyon kanallarında salya-sümük ağlayan sözde imamlar neredeyse Peygamber ile Uhud'da kılıç salladığını anlatıyor ve ne yazık ki kitleler afyon çekmiş gibi inanıyordu. Tarihin televolesine dinin aşuresi eklenip, sarıklı dervişlerin, bedeni değil ruhu görünen imamların su dağıtıp, yedi düvelin askerini baston ile kovaladığı rivayetleri de islamcıların gözyaşları ile dinledikleri yalanlardandı. Dini geçim kaynağı, cinsel sapıklıklarına alet edenlerin meşhur rüyaları Çanakkale Zaferinden yıllar sonra depreşmişti. Biraz palazlanınca hikaye, roman, çizgi film derken sinema filmlerinin en önemli sahneleri o meşhur rüyalar oldu. Bir Allahın kulu İngiliz ordularının arasında müslüman Hintlilerin, Yeni Zelanda, Malezyalıların niye bulunduğunu sorma zahmetine girmediler. Fransız donanmasında Müslüman Arapları sorgulamadılar. İslamcı ideolojinin bezirganları ömürleri boyunca görmediği Çanakkale cephesinde sahabelerin, evliyaların, enbiyaların ve seyyidlerin kahramanlıklarını anlatarak onların ruhuna dua okurken, Türk'ün adını bile anmadılar. Bu günde anmıyorlar.
İstiklal Harbi esnasında Mustafa Kemal ve arkadaşlarını "Hain" ilan ederek katline ferman verenlerin başında da Şeyhülislamın önderliğinde İslamcılar geliyordu. Gazi Samsun'a giderken Dolmabahçe Sarayında 14'ncü karısı ile düğün yapan Vahdettin'in etrafında vaziyetini kurtarıp, çaldıkları serveti nasıl harcayacağının hayalini kuranlar ise Osmanlıcı idi... Oysa Osmanlı bir ailenin adı idi... Türk Devletinin değil... Günümüzün Osmanlıcıları ile sentez oluşturan İslamcılara göre Vahdettin binlerce altın verip Mustafa Kemal Paşa'yı Anadolu'ya göndermiş ancak Kemal, Padişaha ihanet ederek "Laik Cumhuriyeti" kurmuştu ya...
Anadolu coğrafyasına sıkışan Türkün imdadına yine Türkler yetişti. Oysa "Halife" ünvanı ile fetva yayınlayan Osmanlı'nın yardım taleplerine Türkistan dışından cevap bile gelmemişti. Bolşevik Devrimi sonrası Çarlık Rusyasının Doğu Cephesinden çekilme sebeplerinin başında Azerbaycan gelir. Bakü'de gerçekleşen toplantılarda Moskova'dan emperyalizme karşı savaşan Türkiye'ye yardım kararı çıkmıştır. Bakü-Moskova-Ankara hattındaki görüşmelerde ne bir molla, ne bir İslamcı ne de Osmanlıcı vardır... O dönemin koşullarında SSCB'nin Türkiye'ye yardım zorunluluğu ayrı bir tartışma konusu olmakla beraber Azerbaycan'ın yüklendiği misyon asla unutulmamalıdır...
Yarın sözde İslamcıların yıllar içindeki cihad girişimleri, Afganistan'daki kısa süreli mücahitliklerinde karşılaştıkları Azerbaycanlıları yazacağız...