“Büyük Satranç Tahtası”nda Türkiye!
Sözde “Arap Baharı” nın proje babaları ne demişti ve gerçekten de neler oluyor.
Friedman’ın “korkunç hayali” ve Brzezinski’nin “Büyük Satranç Tahtası” safsatası aslında tarihin seyrini bozuyor.
Pentagon’un stratejilerini belirleyen Stratfor şirketin kurucusu ve “Gölge CIA” lakaplı George Friedman, Büyük Orta Doğu Projesi’nin tartışıldığı yıllarda yani 2009’larda, Türkiye’ye yol haritası olarak İslam ülkelerinin liderliğini çiziyordu.
Kulaklarımızla işittiğimiz Friedman’ın sözleri çok ilginç ve korkutucuydu.
“Avrupa Birliği yıkıldı, çağırsa da gitmeyin” diyen Friedman’a göre krizde Türkiye’nin en büyük avantajı AB üyeleri arasında bulunmaması idi.
Friedman “Türkiye artık yüzünü çoğunluğunu İslam ülkelerinin oluşturduğu bölgede liderliğe çevirsin.
Bunun için hem yeterli ekonomik gücünüz hem de Osmanlı’dan kalma yetenekleriniz var” iddiasında bulunmuştu.
İş Yatırım’ın Geniş Açı toplantısındaki konuşmasında “Türkler tarih sahnesine imparatorluk olarak dönecek, bölgesinde lider olacak” diyen Friedman, Türkiye’nin bu politik güce sahip olması için gerekli olan ekonomik gücü şimdiden elinde bulundurduğuna dikkat çekerek ekliyordu:
“Şimdiden Müslüman dünyanın gücünün odağı olan Türkiye dinamik ve hızla modernleşiyor.”
George Friedman, Türkiye’nin bölgesindeki gücünü artırmaya başladığını ve 2040 yılına kadar Osmanlı toprakları üzerinde yeniden hâkimiyet sağlanacağı kehanetinde bulunarak adeta Yeni Osmanlı tezgâhını cilalıyordu.
Türkiye’nin, sarsıntılı İslam dünyasının fay hattı olacağını da belirten Friedman; “İslam dünyasını bir ülke yönetecekse o kesinlikle Türkiye olur. Olay sadece ekonomik de değil.
Bölgede hem barış ortamı sağlayıp hem de Amerika’ya dost olabilecek tek ülke Türkiye’dir” diyordu.
Ne var ki, “CIA Gölgesi” nin yıllar önce ortaya attığı hedeflere doğru, adım adım sürükleniliyor gibi bir atmosfer de bölgemizi sarmış durumda...
ABD’nin ünlü Genişletilmiş Büyük Orta Doğu Projesi yeni yeni mesafeler alırken, daha da “vurucu” hamlelere hazırlanırken, ani olarak “fren” yapıyor.
Her ne kadar, frenlenmiş gibi görüntü veriyorsa da, projede aslında Suriye ve İran’a saldırı erteleniyor.
Üstelik, ABD “büyük düşmanı” İran’la ilişkiye geçiyor.
Tabii ki, bundan bazı Körfez ülkeleri işkilleniyor.
Hatta, Suudi Arabistan açık bir şekilde yeni ABD-İran ilişkilerinden rahatsızlık duyduğunu açılıyor.
Gerçekten de, ABD’nin İran’a “şu veya bu şekilde” el uzatması önemli bir gelişme olarak kabul etmek gerekiyor.
Ne var ki, GBOP’un frenlenmesi şimdilik ABD’yi durduruyor.
ABD bu arada, İran vasıtasıyla, ne yazık ki İslamı kullanan radikal örgütleri durdurmayı deniyor.
Öte yandan, Orta Doğu’nun geçici de olsa kontrolü sanki İsrail’e bırakıldığı sanılıyor.
Zaten, bütün Orta Doğu, ister istemez projenin etkisine girmiş bulunuyor.
Üstelik projenin yeni boyutları da gün geçtikçe kendini gösteriyor.
Aslında uğruna çok kanların akıtılacağı belirtilen proje, temelini Brzezinski’nin tezinden alıyor.
Brzezinski, neo-con yani “yeni muhafazakârların” fikir babalarından sayılıyor.
Görüşleri, Amerikan yönetimlerini o kadar etkilemiştir ki sadece Bakü-Tiflis Ceyhan Boru Hattı ve enerji kaynaklarının yerinde kontrolü gerektiği iddiaları dahi, takip edilip sırasıyla uygulanıyor.
Brzezinski’nin “Büyük Satranç Tahtası” adlı eseri Fransa, Almanya, Rusya, Çin ve Hindistan’ı büyük ve etkin “Jeostratejik oyunu” , Ukrayna, Azerbaycan, Güney Kore, Türkiye ve İran’ı “Jeopolitik mihver” olarak tanımlıyor.
Türkiye ve İran aynı zamanda sınırlı çapta “Jeostratejik oyuncu” olarak niteleniyor.
ABD’nin “küresel savunma stratejisi” nin gelecek en az 50 yılı kapsayacağı bizzat yetkililer tarafından açıklanıyor.
“Büyük Satranç Tahtası” nda Türkiye için düşünülen rolü, bugünlerde yeniden hatırlatmak gerekiyor.
Nereden bakılırsa bakılsın, Türkiye’ye “Büyük Satranç Tahtası” nın oyuncuları arasında yer açılmış bulunuyor.
Ne var ki, hiçbir şekilde de “piyon” olmamak gerekiyor.
ABD’nin radikal güçleri denetleme hamlesi, Türkiye’yi de yakından ilgilendiriyor.