"Büyük oyun" küçük oyunlarla devam ediyor
İçişleri Bakanı Beşir Atalay’la, Irak İçişleri Bakanı Cevad Bolani’nin, Ankara’da “bir buçuk” saat süren müzakereler sonunda, vardıkları “mutabakatla” yıllardan beri sürmekte olan “ PKK terörü” sorunu, artık “ortak” mücadeleyle çözülecek mi? Ve asıl mesele kökleri çok eskilere 19. Yüzyıla dayanan Türkiye’yi parçalamak, “küçültmek” , Kürdistan’ı, “büyütmek” BÜYÜK OYUNU sona erecek mi? Hiç kendimizi aldatmayalım. Tarihin perspektiflerinde ve bugünün dünya ve Orta Doğu gerçeklerinde bu “Büyük bir hayaldir”. Bu anlaşma, bu “mutabakat” sonunda ancak “üzerine yazıldığı kağıtlar kadar” kıymetli ve “yatsıya” kadar gerçerlidir. İçindeki “sınır ötesi” sıcak operasyon için Irak hükümetinden, yani patronu ABD’den izin ve icazet beklemek hükmü, bunun kanıtı! Anlaşma fiiliyatta, uygulanmayacak yahut da uygulanmış gibi yapılacak!
Geçenlerde Irak Başbakanı Maliki de Ankara’ya gelmiş ve güya mutabakata varılmıştı. Sonra ne oldu; Irak Başbakanı ülkesindeki tepkiler yüzünden ofsaytta, “mutabakat” sözü kağıtta kaldı. Haydi diyelim ki, bu sefer Bakan Cevad Bolani’n başına aynı şeyler gelmesin ama iddia ederim ki, sonunda netice aynı olacak. Ama, AKP iktıdari bunu diplomatik zafer ilan edecek. PKK’yı terör örgütü ilan eden, “topraklarımızda yaşatmayız” diyen Barzani ve Talabani, Ankara’ya davet edilecek, Çankaya’da kırmızı halılarda ihtiram kıtasıyla karşılanacak. Lâfı güzaf! Göreceksiniz bu “mutabakat”, sonunda uygulanamayacaktır. Günümüzün ve tarihin gerçekleri mani. Ne Talabani ne de Barzani PKK’ya, Kürt kardeşlerine karşı asla ciddi harekete geçemezler ve zaten onların iplerini elinde tutan ABD de buna izin vermez. Hele şu sırada ABD Başkanı Bush’un Irak Orta Doğu fiyaskosundan kendisini temize çıkarmak için girişebileceği bir İran operasyonunda, enerji hatlarının “sadık muhafızları” Kürtlere özellikle ihtiyacı var. Ancak ikilem şu ki, bu operasyonda Türkiye’ye de ihtiyacı var ve bu son “mutabakat” şovları da ağzımıza bir parmak bal çalmak için!
Daha büyük tablo: ABD kuvvetleri Irak’tan çekilecek ve sonra da, büyük olasılıkla Kürtler, Sünniler ve Araplar arasında bir iç savaş çıkacak ve zaten “sanal ve yapay” Irak Devletinin yerinde Büyük Kürdistan kurulacak.
Tarihi kökenler
Önceki gün, Yeniçağ Televizyonunda, emekli Amiral İlker Güven 1890 tarihli bir Amerikan Kongresi kararını açıkladı. Büyük Kürdistan hayali o zamanlarda başlamış ve Osmanlı İmparatorluğunu parçalamak ve mirasını paylaşmak için, 19. Yüzyılın sonlarından beri, Amerikalılar ve Avrupalılar tarafından tahrik edilmişti. 1919’da Kürt aşiretlerini tahrik etmek için Güneydoğu’ya gelen İngiliz ajanı Noel, raporunda “Kürtlerde milliyetçilik yok, milli hisler yok ama biz biraz iteleyerek, bunu yaparız” diyordu. Elhak başardılar!
1960 başlarında Amerika’da yayınlanan kitabımın (TURKEY AND THE WORLD) son cümlesi şöyle idi: “Gözlenmesi gereken bir başka tehlike ihtimali de, komünist tahriki ile Kürt milliyetçiliğinin canlanmasıdır”. Bugün bu ihtimal gerçek oldu ve en büyük tehlike... Bir farkla; artık komünistler yok, ABD ve AB var!
Ben, naçizane, yeni yayınlanan kitabımda ( “Küçük Türkiye - Büyük Kürdistan/ Akasya Yayınları) E. Amiral İlker Güven gibi bu tarihi ve güncel gerçekleri, anlatmaya çalıştım.
Bu gerçekler karşısında ” mutabakat “ olmuş-olmamış, ne yazar? DTP’yi, yani PKK’yı Meclise indirmekle, Güneydoğu’ya sadece iş ve aş götürerek, eyalet sistemiyle özerklik vererek iş ve aç götürererk, bölücü vurucu gücü PKK sona ermeyecektir. Bölge halkı terörden bıkmış olsa bile. ” Bağımsız Kürdistan devleti “ gözlerimizin önünde büyümekte.
Bunun için de, hayallerden uyanıp ülkemizin birlik ve bütünlüğünü eğer gerçekten istiyorsak, kendi yöntemlerimizi geliştirmemiz gerekiyor! Bunun nasıl yapılması gerektiğinin işaretlerini Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ, Kara Harp Okulu’ndaki ” dersinde “ verdi. Ancak, bunları gerçekleştirmek için, askeri irade ve bilgi -şimdilik- yetmiyor gerçek siyasi irade lazım. Nerede? Türkiye gerçeği bu ikilemde, açmazda!