Bush’un dümen suyunda

ABD Başkanı Bush, Başbakan Erdoğan’a; Rice’ın söylediğinden farklı ne söyleyecek? Adım gibi biliyorum. Bush yine öğüt verecek.
Kime niyet, kime kısmet; bizim çarşıdaki medya camiası, rehin 8 askerimizi, “Hasan Cemal Abi’nin Barzani’nin desteğiyle alıp geleceğini” umut ediyordu, olmadı. Umudumuz, yere düşmüş çiğ yumurta gibi oldu!
Fakat hayat dinamik!
Hayat varsa!
Umut vardır.
“Hasan olmazsa İlnur” olur. Gelen bilgilere göre, bizim çarşıda “Tüccar gazeteci olarak kendisine seçkin bir çizgi yaratmış olan İlnur Çevik, rehin 8 askerimizi, Barzani ile Talabani’nin katkılarıyla kurtarıp” Türkiye’ye getirecek! Böylece 8 askerimizin kaçırıldığı günlerde Büyük Millet Meclisi’deki 507 milletvekilinin “milletin kabaran duygularını hissedip” çıkardıkları; Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’na Irak’a ordu gönderme yetkisi veren “tezkerenin hedeflediği şiddetli caydırıcılık ihtiyacı da hafiflemiş” olacak.
Zaten olan oldu.
ABD dümen suyuna girdi.
Tezkere iki haftada sulandı.
Tezkerenin çıktığı gün Türkiye’nin Başbakanı Tayyip Erdoğan’a telefonda; “bize 72 saat süre verin” diyen ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’ın 572 saat sonra geldiği ülkemizde Türk halkına söylediği, “sade suya sulandırmadan” öteye gitmeyecek laf salatasıdır.
U-2 uçaklarını uçurduk.
Nitelikli istihbarat topluyoruz.
Niteliği paylaşacağız.
Biz ABD’yiz.
Siz bizi dinleyin.
İşareti Başkan verecek.
Başkan Bush’u bekleyin.

* * *
Adım gibi biliyorum.
Bush yine öğüt verecek.
Nasihat sunacak.
Yanılabilirim.
Eğer ABD Başkanı Bush, Barzani’nin “ABD’nin Orta Doğu’daki petrol üleşim oyununu bozacak” bir diklenişe girerek biraz şımardığını düşünüyor ise ve “Barzani’ye haddini bildirmek” kararını almışsa “belli bölgeye tek taraflı sınırlı zamanlı operasyon” kapısı açabilir, bir yandan da “ABD askeri güçlerinden oluşan
bir güvenlik kuşağı” yaratabilir.
8 rehin asker kurtarılır.
Dağlar bombalanır.
Birkaç PKK’lı yakalanır.
Türkiye’ye teslim edilir.
Gazeteler, TV’ler bunu “büyük başarı... İki stratejik müttefikin kucaklaşması... Dünya bizi konuşuyor... Irak Fatihi Tayyip...” diye verirler. Mutlu son: Kovboy yani beyaz adam, kızı kurtarır, Türk halkının gazı da alınmış olur. Bir tezkere işte böyle sulanır.
Klasiktir.
Yanılmaya razıyım!
*Necati Doğru / Vatan

Köşk’te değil ama, köşesinde öfke kustu!
Radikal yazarı Perihan Mağden, kendisini “tasvir ederek” Çankaya Köşkü’nde sarhoş olup kustuğunu iddia eden Akşam yazarı Oray Eğin’i yalancılık ve iftiracılıkla suçladı. Oray Eğin’e tazminat davası açacağını açıklayan Perihan Mağden “kusma vak’ası” nı köşesine taşıdı. Dünkü yazısında Köşk’te kusmadığını anlatan Mağden, köşesinden Oray Eğin’e öfke kustu.
Perşembe günü, Oray Eğin (isimli Akşam’da Serdar Turgut Yaratması) ’Yılın Skandalı: Çankaya’da alkolü fazla kaçıran köşe yazarı’diye bir bomba ’patlattı’. Antre olarak o gün, Hasan Cemal’i övüyor ve ahkâm kesiyor (Medya üstüne ahkâmlarıyla ’patladı’ya). Böyle muhabir ruhunu kaybetmeyen köşeci, hâlâ işinin başında kalabilirmiş- zart zurt. Bu mevzular, onun takdirine bakıyor. Zira âlemde.
Aşağıdaki çıkıntıda ise, içip içip Çankaya’daki Cumhuriyet resepsiyonunda KUSAN bir kadın gazeteci jurnalleniyor. İsim vermeden!! ’üstü kapalı’tasvirlerle duyurduğu sansasyonel ’haber’istediği etkiyi yapıyor. Bokböcekleri misali ’olayın’üstüne üşüşen Medya Siteleri manşetten giriyorlar. Öğleden sonraya kadar zor sabrediyorlar.
Öğleden sonra her biri teker teker, onca hakikat olmasını arzu ettikleri ’vukuatın’’failini’saçıklıyorlar: “Çankaya Köşkü’nde sarhoş olup kusan kadın yazar Perihan Mağden mi?”
Akşam Yaratığının, isim vermeden ve fakat beni çamurlamak maksadıyla üfürdüğü haberin, hedefine ulaşması için verdiği ’ipuçları’kolayca tedavüle konuluyor yani. Pislik Oku hedefi on ikiden vuruyor! Alkışlar bizden.
Küçük Adam (kaybedecek hiçbi şeyi olmadığı sanrısının verdiği coşkuyla) aba altında sopa- yapıyor. Döksün bence etekliğindeki tümmm taşları! Bu memleket ondan (hem sivil+hem askeri) hizmet bekliyor! Benim onun hakkında bildiklerim, gazete sayfalarına dökülemeyecek kadar karanlık lekeler zira. (Ayrıca, hâlâ da acırım ona.)
Bir de tamamen güvenilirliğimle oynayabilmek için ’fabricate’edilmiş melun iftira yalan dolanlarından kazanacağım tazminatın, sokak köpeklerine harcanağının bilinmesini isterim.
*Perihan Mağden / Radikal

Kara şahin
Amerikalılar onu, “Tom Amca’nın Kulübesi” ndeki, beyaz efendisinin bir dediğini iki etmeyen sadık hizmetkárı Chole Teyze’ye benzetiyor.
Fransızlar ise, kısaca “Bounty” diyor... Dışı çikolata, ısırıyorsun, içinden bembeyaz hindistancevizi çıkıyor!
Benzeten benzetene.
Göreceğiz bakalım...
Narin yapılı, ince ruhlu, ama, oturduğu koltuk nedeniyle dünyanın en güçlü kadını olan Condi, bizi neye benzetecek!
*Yılmaz Özdil / Hürriyet

Kırmızı telefon...
BAŞBAKAN Cumhurbaşkanı’nı aradı:
“Abdullah Bey, bizim durduğumuz yeri biliyorsunuz?...”
“Makam başında...”
“Hayır, kararlılık noktasında duruyoruz...”
“Hakikaten öyledir...”
“Yani kararlılık noktasından hareket ederek vardığımız yer işte bu noktadır... Bu noktadan itibaren bize gidip Sayın Başkan Bush’tan izin alacağımızı kimse söyleyemez...”
“İftira...”
Başbakan:
“Şimdi izin başka, müsaade başka... Kararlılıkla adım atarım ben... Bunun için kimseden izin-mizin alma noktasında değiliz....Hah, müsaade derseniz o nokta başka...”
“Ediyor iki nokta...”
“Tabiii... Bakınız ordunun başkomutanı kim?...”
“Ben...”
“Eeee... Şimdi aynı zamanda başkomutan olarak siz deseniz ki ’Ordular ileri marş’, gitmezler mi?...”
Bir sessizlikten sonra Cumhurbaşkanı:
“Giderler...”
“Tabii ki...”
Cumhurbaşkanı heyecanlanarak ve sesini yükselterek:
“Biz netice itibarıyla sağa dön deriz, sola dön deriz, marş marş ileri deriz...”
“Hah, işte bu... Hani bir söz vardır; innaküm el tazyik mıtıl dünya, küm selametel minel fasfata... Yani diyor ki...”
“Doğrusu bu hakikattir...”
Başbakan:
“İşte bu... Şimdi izin başka, müsaade başka... Kuzey Irak’a yapılacak müdahale meselesinde Bayan Rays geldi, diyor ki üçlü yapalım... Bizim kararlılıkla koyacağımız nokta ortada...”
“Bu gibi görüşlere hayır demek lazım doğrusu...”
“Bunu söyleyeceğiz, kararlılıkla üçlü olmaz diyoruz... Biz de iktidar olarak gözlerimizi kapatıp yetkimizi elimize alıp tek başımıza yaparız...”
“Başkan Bush’a meseleyi götürerek tabii ki...”
Başbakan:
“O başka...”
“Stratejik ortaklık gereği bir nevi müsaade gerekiyor ki, yapılan budur...”
“Tabiii... Müsaade isteriz... Ama kimseden izin alacak değiliz...”
*Bekir Coşkun / Hürriyet

Nasihat memuru
ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice göründüğü kadarıyla Ankara’ya itidal tavsiyesinden ve nasihatten başka bir şey getirmedi...
- PKK tehdidine karşı etkili bir adım atılması gerektiğini anlıyoruz. PKK, Türkiye’nin olduğu gibi ABD’nin de düşmanıdır. Etkili adım, durumu daha da zora sokmadan, tehditle başa çıkmak için atılan adımdır...
Buyrun size futbol topu gibi yuvarlak laflar...
Bu arada kimi komik haberler de yayılıyor... Sözde Amerikan U 2 uçakları PKK hakkında istihbarat topluyor ve bunu Türkiye’ye veriyormuş... Peki Türkiye sınırı aşamadığına göre bu istihbaratı alıp ne yapacak?
Tayyip Erdoğan’ın da Bush’tan benzer nasihatler alacağı anlaşılıyor...
Bu da olağan... ABD herhalde Türkiye istiyor diye stratejisini değiştirecek değil... Kuzey Irak ABD’nin bölgede yere sağlam basabildiği ender alanlardan biri...
CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen:
- ABD, Türkiye ne kadar haklı olursa olsun sınır ötesi operasyona izin vermez, diyor...
- Neden?
- Çünkü Türkiye’nin bu şekilde bölgesel güç olduğunu kanıtlaması söz konusudur ki, ABD bölgede bir başka güç oluşmasını istemez..
- Anlaşılan Bush da sınır ötesi operasyon yapmayın tavsiyesinde bulunacak... Bu durumda Türkiye ne yapmalı?
- Türkiye şu veya bu şekilde başka ülkelerin iradesine teslim olmadığını ve ulusal çıkarları gerektirdiğinde askeri operasyona girişebildiğini etkin şekilde göstermek zorundadır... Kuzey Irak’ta dengeleri altüst edecek bir sınır ötesi operasyon beklemiyoruz, ama ülkemizin sınır güvenliğini sağlayacak adımlar mutlaka atılmalı...
- CHP iktidarda olsaydı ne yapardı?
- Biz milli menfaatler söz konusu olduğu zaman başka ülkelerin talimatıyla hareket etmeyiz...
*Melih Aşık / Milliyet

GÜNÜN SORUSU
Soru: Hayrünnisa Gül’ün hayalindeki meslek ne olabilir?
Yanıt: Onu artık biliyoruz... İç mimari...
*Haldun Ertem / Milliyet

Yazarın Diğer Yazıları