Bundan sonra ne olur?

Merkez Bankası'nın faiz oranını yüzde 24'e çıkarması ve doların Cuma günü 6.06'ya gerilemesi her şey bitti anlamına gelmiyor. Asıl mesele temel istikrar sorunlarının çözülüp çözülmeyeceğidir.

Kur artışı istikrar sorunlarından yalnızca birisidir. Kaldı ki enflasyonda bu gidiş devam ederse, artan faizin kurları frenleyici etkisi de sıfıra düşer.

Aşağıdaki tabloda cari açık veren ülkelerde reel faiz oranları görülüyor. Faiz arttıktan sonra Türkiye'de reel faizler, Arjantin'den sonra en yüksek düzeye yüzde 5.2 düzeyine çıktı. Ne var ki yıl sonunda faiz aynı kalırsa, enflasyon da yüzde 25'lere çıkarsa, reel faizler yine eksiye geçecektir. Eksi reel faiz dolara olan talebi yeniden artırır.

Zaten cari açık ve dış borçların çevrilmesi döviz talebini artırıyor ve kurları artırıyor. Reel faiz yeniden eksiye geçerse bu da işin tuzu biberi olur.

***

Cari Açık Veren Bazı Ülkelerde Reel Faiz Oranı

Ülke Cari Açık Faiz Enflasyon Reel Faiz

Açık/ GSYH Yüzde Yüzde Yüzde

------------ --------------- --------- --------- ---------

Pakistan -8.2 7.5 5.84 1.6

Türkiye -6.5 24.0 17.9 5.2

Mısır -6.5 16.7 14.2 2.2

Arjantin -4.8 60.0 31.2 21.9

Güney Afrika - 2.5 6.5 5.1 1.3

Brezilya -0.5 6.5 4.2 2.2

(Veriler: Trading Economic. Reel faiz hesaplanmıştır. Türkiye enflasyon ve faiz oranlarının bir yıl değişmeyeceği varsayımı ile.)

***

Türkiye Pakistan'dan sonra en yüksek cari açığı veriyor. IMF kapısındaki Arjantin'de bile cari açık oranı bizden daha düşüktür.

Kur artışının cari açığı düşürmesi gerekir. Zira teorik olarak, ithalatı pahalılaştırır ve kısar; ihracatı ucuzlatır ve teşvik eder. Bunun içindir ki teorik olarak dalgalı kur politikası cari işlemlerde otomatik denge sağlayıcıdır.

Eğer cari açık yüksekse, dövize talep artar. Kur artar. İthalat azalır ve ihracat artarak cari denge sağlanır.

Türkiye'de 2012 öncesi sıcak para bu oyunu bozdu. Cari açık vardı. Ancak cari açıktan daha yüksek sıcak para girişi olduğu için kur baskısı oluştu. Düşük kur üretimi ithalata bağımlı kıldı.

Bu gün de cari açık var. Kur ise öncekinin tersine artıyor. Ancak yine de cari açık devam ediyor. Bu defa da oyunu bozan üç temel faktör var.

* Birincisi; ihracatta ithal girdi oranı yüksek olduğu için, kur artışı ithalatla birlikte ihraç mallarının da fiyatını artırdı.

* İkincisi; ithal ara malı ve ham maddeyi içeride üretmek için uygun ve güvenli yatırım ortamı yoktur.

* Üçüncüsü de yatırım kredi reel faiz oranı yatırımları caydıracak kadar yüksektir.

Öte yandan Türkiye'de kur ve faiz sorunu yalnızca reel faiz sorunu olarak kalmıyor. Bir de faiz karmaşası var.

Bankaların TL için uyguladıkları faiz oranları ile MB reeskont faiz oranları şöyledir:

***

Aylık faiz Yıllık faiz

yüzde yüzde

Mevduat ------ 25.0

Tüketici kredisi 2.60 31.2

Kredi kartları akdi faiz 2.02 24.24

Kredi kartı gecikme faizi 2.52 30.24

MB Reeskont işlemleri ------ 18.50

MB avans işlemleri ------ 19.50

***

1- Bankalar verdikleri kredilere aylık faiz uyguluyor. Aldıkları mevduata yıllık faiz uyguluyor. Aylık faiz, belirsizlik göstergesidir... Kırılganlığı ve riski artırıyor. Tefeciler de aylık faizle iş yapar. Dünyada ilan edilen aylık faiz oranı yoktur. Aylık faiz kredi kullananların aldanmasına neden oluyor.

2- Kredi kartları faizleri 3 ayda bir azami faiz olarak yasaya göre Merkez Bankası tarafından belirleniyor. Ekim'den itibaren kredi kartı gecikme faizinin yüzde 50'nin üstüne çıkacağını bekleyebilirsiniz.

3- Faizler arasında tutarsızlık yüksektir. Bu durum faiz anarşisi yaratıyor. Düzeni bozuyor.

Yazarın Diğer Yazıları