Bundan daha açık tehdit nasıl olur!..

ABD Başkanı Trump'un PKK/YPG'ye ağır silah verme kararı kadar ciddi bir tehdit ile karşı karşıyayız!.. Ege'de topraklarımızı işgal eden, Türkiye'ye karşı küstahça askeri gövde gösterileri yapan, tehditler savuran Yunanistan dur durak bilmiyor. Yunanistan, Türkiye'ye meydan okumaya devam ediyor. Ege'de işgal ettiği 18 ada ve 1 kayacığımız yetmiyormuş gibi Anadolu'yu işgal hayalleri tekrar hortlayan Yunanistan'ın askeri birliklerinden birine "İzmir" bir diğerine ise "Pontus" adı verdiği ortaya çıktı. Gayesini ve hedefini gayet açık ortaya koyan küstah Yunanistan'ın "Smyrni (İzmir)" adını verdiği piyade tümeni Selanik'in güneybatısındaki Veria bölgesinde, "Pontus" adını verdiği uçarbirlik tugayı ise Selanik'in tam kuzeyinde Kilkis bölgesinde konuşlu.

Anlayacağınız, Yunan birliklerine "İzmir" ve "Pontus" adları verilerek açık bir şekilde hedef tarifi yapılmış. Yunan Kara Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Alkiviadis Stefanis, "İzmir" Piyade Tümeni ve  "Pontus" uçarbirlik Tugayını, 26 Nisan'da ziyaret etti. Askerlerine moral verdikten sonra, ziyaret ile ilgili fotoğraf ve yazılı metni de Kara Kuvvetleri Komutanlığı sitesinden yayımlayarak tüm dünyaya ilanda bulundu!.. Bizimkiler de her zamanki gibi seyretti!..

Yunanistan'ın Türkiye'ye karşı hain emellerini belgeleriyle ortaya çıkaran Millî Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri emekli Kurmay Albay Ümit Yalım, "TSK Birliklerinde, Atina Tümeni, Selanik Tugayı gibi bir uygulama yok. Yunan tarafının uygulamaları karşısında Erdoğan ve AKP Hükümeti neden sessiz ve tepkisiz kalıyor? Erdoğan ve AKP Hükümetleri döneminde 18 Türk Adası ve 1 Türk Kayalığı alenen Yunan askerine teslim edildi. Teslim edilecek vatan toprakları arasında İzmir ve Karadeniz'deki illerimiz de mi var" diye sordu.

Yunanistan'ın, son dönemde Türkiye'ye karşı askeri hazırlıklarının giderek yoğunlaştığına dikkat çeken Ümit Yalım, "1923 Lozan ve 1947 Paris Antlaşmalarına göre gayriaskeri statüde olan Meis Adası asker kaynıyor. Yunanistan Meis Adası'ndaki askeri yığınağı da artırıyor" dedi.

Savaş hazırlığı nasıl yapılır?

Ümit Yalım, tehlikeli gidişatı YENİÇAĞ'a şöyle anlattı:

"Antalya Kaş bölgesinde sadece MSB Askerlik Şubesi ve İlçe Jandarma Birliği varken, Yunanistan'ın Meis Adası'ndaki askeri yığınağını artırması dikkat çekiyor. Meis Adası'ndaki aşırı yığınaklanma bölge için potansiyel risk oluşturuyor. Harekâta hazırlık denetlemeleri ile açık bir şekilde savaş hazırlığı yapıldığı ilan ediliyor.

Yunan Savunma Bakanı Kammenos ve beraberindeki heyet 5 Aralık 2016'da Meis Adası'ndaki Yunan askerlerini ve limana bağlı P 26 Borda numaralı DEGIANNIS Torpido Botunu (Karakol Gemisi) ziyaret etti. Amfitriti adlı Yunan Denizaltısı da 30 Nisan 2017'de, Antalya ili Kaş ilçesi açıklarına gelerek şamandıraya bağlandı. Yunan Amfitriti Denizaltısına, Meis Adası bölgesinde seyir ve deniz karakol görevi verilmiş.

Son olarak Yunan Kara Kuvvetleri Komutan Yardımcısı ve Denetleme Heyeti Başkanı Korgeneral Nikolaos Manouris, 4 Mayıs 2017'de Meis Adası'na gelerek adadaki askeri birlikleri denetledi. Ziyaret ile ilgili haber ve resimler Yunan Kara Kuvvetleri Komutanlığı resmi internet sitesinde yayımlandı.

Korgeneral Manouris, Meis Adası'nda görevli olan Tabur Görev Kuvveti'nde Harekâta Hazırlık Denetlemesi yaptı.

Korgeneral Manouris, Tabur Görev Kuvveti'nin envanterinde bulunan silah, araç ve gereçlerin de harekâta hazırlık denetlemesini yaptı.

Manouris, askeri birlikleri denetledikten sonra Meis Adası'ndaki Deniz Üs Komutanlığı Karargâhını ziyaret etti.

Manouris, denetleme sonrasında yaptığı açıklamada, adada bulunan askeri birliklerin harekâta hazırlık seviyelerinin mükemmel seviyede olduğunu ve personelin moralinin yüksek olduğunu belirtti.

Meis Adası'nın gayri askeri statüsü, egemenliğin devri karşılığında kazanılmış bir haktır. Yunanistan, Meis Adası'nı kara ve deniz üssü olarak kullanırken, taraf olduğu Lozan ve Paris Antlaşmalarını ihlal ederken, AKP Hükümeti ve Dışişleri Bakanlığı'nın sessiz ve tepkisiz kalması kabul edilemez."

Stratejik çukurun içine batan bir iktidar ve temenni, şikayet, ağlaklıkla yürütülen bir dış politika. Her gün değişen müttefikler... "Kırmızı domates"le verilen "ilişkilerde bir düzelme yok", "hâlâ kırmızı ışıkta bekliyorsunuz" ihtarını bile sulandırıp, magazinleştirip bunu kendi iç kamuoyuna "bak Rusya ile her şeyi hallettik. Sadece geriye domates kaldı" diye yutturmaya çalışan sakil bir devlet yönetim anlayışı!.. Okyanus ötesinden peş peşe gelen  "müttefik" balyozları.. Sonra kıçıkırık Yunanistan'ın içinde bulunduğumuz durumu fırsat bilerek sahneye koyduğu Bizans hayalleri...

Hem de İzmir marşımızın en popüler olduğu dönemde!.. Yoksa, Başbuğ ATATÜRK'e bu kadar pervasızca açıktan küfür edilmesinden mi cesaret alıyorlar?.. Ne dersiniz?..

Meydan o kadar boş ki!.. ATATÜRK'ün gömdüğü it sürüsü hortlak gibi üstümüze çökmeye çalışıyor...

Yazarın Diğer Yazıları