Bundan 7 yıl önce düşündüklerimiz ve cemaat gerçeği!

Tarihler 2009 yılını gösterdiğinde, hükümet ile cemaatin arasından su sızmıyor, ilişkiler alabildiğine iyi gidiyordu. Taraf Gazetesi üzerinden kurgulanan operasyonlarla TSK tasfiye ediliyor, Fethullah Gülen'in kontrolündeki Abant Platformlarında hazırlanan ihanet bildirileriyle çözüm sürecinin ilk işaretleri veriliyordu.

O dönemde Ülkü Ocakları Genel Merkezi'nde (2006-2011) Ocaklarımızın eğitim ve basın sorumluluğunu üstlenmiştim. Sayıları o dönem 700'ü aşan ocaklarımızın kafası "Cemaat ve tarikatlar" konusunda karışıktı. Eleştirip "İslam karşıtı" gibi görünmek istemiyorlardı. Destek vermeleri de mümkün değildi. Önce eğitim programlarımızı baştan aşağı yenileyip, ocaklarımıza işleyecekleri konuları gönderdik. Bir yandan da Gülen Cemaati'nin gençlerimize musallat olmasını engellemek için araştırmalar yapıp, makaleler kaleme aldık.

ocak-dergisi.jpg

Ülkü Ocakları dergisinin 2009 Mart sayısında (sayı 69, s.30-33) "Ülkeyi Ele Geçirme Sürecinde STK'lar ve Abant Platformu'nun düşündürdükleri" başlıklı bir yazı kaleme aldım. Tam 7 yıl önce yazılan o makaleden bazı bölümleri hatırlatmak istiyorum:

"Bir takım küresel güçler, az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelere yönetim ve kültür ihraç etmektedirler. İhraç edilen bu kültür ve yönetim anlayışları çerçevesinde kendi istekleri doğrultusunda 'muhtaç devletler' yaratmaktadırlar. Önce yönetimleri ele geçiren ve daha sonrasında da kendi kültürlerini o ülkelere satan bu zihniyetin en önemli silahı Sivil Toplum Kuruluşları (STK'lar) olmuştur. Bu çabaların en temel amacı da; modern sömürgeler oluşturmak ve bunlar aracılığıyla dünyayı yönlendirebilmek olmuştur.

…Özellikle son on yılda dış kaynaklı STK'ların ve bu STK'ları besleyen devletlerin yoğun bir etkinlik içerisinde olduklarını görebilmekteyiz. Türkiye'de görülen dış kaynaklı STK vb. yapılanmaların ulus-devlet ve Atatürk karşıtlıkları dikkat çekmektedir. Kendilerine yeni liderler ve dini ritüeller oluşturarak, binlerce yıllık Türk kültürünü kendi istekleri doğrultusunda şekillendirmek isteyen bu zihniyet her geçen gün daha da güçlenmekte, siyasi iktidar noktasında kendilerini ifade edebilmektedirler.

…Bu kapsamda ülkemizde, ele alınacak ve geniş kapsamlı incelenmesi gereken birçok STK ve benzeri yapılanmalar bulunmaktadır. Gündemi yorumlayabilmek adına özellikle son dönemde dikkat çeken 'Abant Platformu' isimli oluşumu inceleyeceğiz.

…Abant Platformunun Erbil'deki toplantısıyla ilgili, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın sitesinde verilen bilgiler konunun vahametini bizlere göstermektedir:

"Katılımcılar, Türkiye'den gelen konuşmacıların Kürdistan tabirini kullanmamasını eleştirdi."

Artık ülkemizin sınırlarını içerisine alan ve dış odakların yaklaşık yüz yıldır Türkiye'yi bölmek için hayal ettikleri coğrafya ne yazık ki bu oluşum tarafından dile getirilmiştir. İş öyle ciddi boyuttadır ki 'Kürdistan' tabirini kullanmayanlar, eleştirilmektedirler!

Katılımcılar arasında Türkiye'nin Musul Başkonsolosu Hüseyin Avni Botsalı'nın bulunması tam bir skandal maiyetindedir. Söz konusu başkonsolosun orada bulunması bir tesadüf değil, aksine bilinçli bir çabanın sonucudur. Türkiye Cumhuriyeti'ni temsilen oraya gönderilen bu kişi sayesinde sözde Kürt yönetimi kısmen tanınmış olacak ve Abant Platformu'nda ortaya atılan tezler, diplomatik arenada meşruluk kazanacaktır.

Fethullah Gülen'in, Erbil'deki Abant platformunun açılış konuşması için, gönderdiği metin oldukça ilginçtir. O konuşmadan bazı bölümler:

'Son asırda bölge, uluslararası yoğun bir siyasi ilgiye mazhar olmuştur. Şüphesiz savaş da barış da farklı insani ve uluslararası ilişkiler öğretmekte ve ciddi kazanımlar sağlamaktadır. Getirdiği dramların yanında belki öğretici, insanı olgunlaştırıcı yanları da mevcuttur'

Gülen'in bu sözleri acaba hangi zihniyet içerisinde meşruluk kazanmaktadır?

Irak'ta 400 bin Müslüman'ın hayatını kaybettiği son ABD müdahalesi Gülen'e acaba nasıl bir olgunluk sağlamaktadır?"

Tam 7 yıl önce, henüz üniversite öğrencisiyken gördüğümüz bu yapının kirli hamlelerini meşrulaştıranlar, görmezden gelenler ve koruyanlar, acaba bu büyük günahtan nasıl kurtulacaklar!

Yazarın Diğer Yazıları