Geçtiğimiz gün yazdığım gibi 30 yılda Ankara'da 50'den fazla kurultay takip ettim. Tarihe geçen kongrelerde yüzlerce haber ve yoruma imza attım. Ancak heyecanın doruğa çıktığı, partililerin hedefe kilitlendiği İYİ Parti kurultayı gibisini görmedim. Gece yarısı başkente gelen 1000'den fazla otobüs, binlerce minibüs ve özel araçlarından inenler sabah 05:00'den itibaren salona girdi. Saatlerce tezahürat yapıp, Akşener'in konuşmasından sonra çıkıp giderlerken ne gözlerinde ne de yüzlerinde yorgunluğun zerresi yoktu. Dünyanın en tehlikeli silahı "inanmaktır". 50 binden fazla kişi inanarak gelip, hedefe kilitlenerek döndüler... Peşinen ifade etmeliyim "iktidara kuşandılar..." Evet daha en başında, henüz divan teşekkül etmeden "Bu salondan iktidar çıkabilir" öngörümün yerini Meral Akşener konuşurken tadil edip "çıkar" diye düzelttim. Çok değil 2 hafta önce aynı salonda MHP'nin kongresi cenaze evi gibiyken İYİ Parti'ninki düğün-bayram havasındaydı. CHP kongrelerinde kadınlar etkindi. Sayıları fazla olurdu. İYİ Parti bu konuda CHP'yi de çok gerilerde bırakmış. Çoğu salonun içine giremedi ama dışarıdaki coşkulu kalabalığın çoğunluğu hanımlardan oluşuyordu ve en az içeridekiler kadar heyecanlıydılar.
***
İki yıl önce "Siyasete hanım eli değdi" başlıklı yazım geldi aklıma. Her fırsatta tekrarladığım "kadınsız devrim olmaz" teşhisi İYİ Parti kurultayında tescil edilmiş oldu. İYİ Parti kurulurken de ötekileştirmedi. Ayrımcılık yapmadı. Nitekim birinci olağanüstü kongresinde Türkiye'nin fotoğrafını yansıttı. Her kesimden ülkesi için endişe duyan, çocuklarının istikbalini düşünen aileleri bir araya getirmiş oldu. Yaşlısı-genci, başı örtülüsü, mini eteklisine kadar tüm kesimler birbirlerinden rahatsız olmak yerine bir arada olmanın mutluluğunu yaşadılar. Türkiye'nin özlediği tabloyu yansıttılar. Bir kaç ay içinde Türkiye'nin dört bir yanında il-ilçe teşkilatlarını kurup, kongrelerini tamamlayarak siyasi tarihimize rekor kazandırdılar. Üstelik OHAL koşullarında... Dahası yoğun baskı altında... Nitekim Meral Akşener konuşmasının başında bu hakkı teslim ederek il ve ilçe başkanlarını alkışlayıp, alkışlattı... Ne devlet imkanları, ne belediye desteği ne de ittifak kıyakları olmadan böylesi bir kongreyi gerçekleştirmek her babayiğidin harcı olamaz. İYİ'leri tebrik etmek şart.
***
40-50 kişilik gösterileri, 300-500'ü geçmeyen açılışları, iktidarın ilçe kongrelerini, muhtarlar toplantılarını canlı yayın yapan merkezi ve yandaşı ile medya bir kez daha sınıfta kaldı. Türk siyasetine yeni soluk getiren, iktidara alternatif olan İYİ Parti kongresini Halk TV dışında hiç bir TV kanalı yayınlamadı. İhtimal ki akşam haberlerinde 45 saniyelik bir süre ile geçiştirirler. Meral Hanım konuşması esnasında bu konuya atıfta bulunarak "Biz arkamıza medya gücü almadık. Almaya da niyetimiz yok" sözleri ile golünü ilk dakikada attı...
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ümit Özdağ ile ayak üstü sohbet ettim. "Parti kurun boyunuzun ölçüsünü alırsınız demişlerdi. İYİ Partiyi kurduk. Bugün birinci olağanüstü kongremizi yapıyoruz. Salonun içinde dışında 50 bin kişi var. Boyumuzun ölçüsünü aldık. Seçimlerde sizin boyunuzun ölçüsünü alacağız" diyerek İYİ düşmanlarına mesaj verdi.
***
Büyük kitlelerin katıldığı organizasyonlarda ufak tefek eksiklik olabilir. Heyecan dalgası ile çoğu görünmez bile... Ancak kurultaylarda protokol önemlidir ve rövanşı yoktur. Başta siyasi partilerin temsilcileri olmak üzere yabancı ülkelerin diplomatik misyonu, çeşitli gönüllü kuruluşların başkanları, geçmiş dönemde bakanlık-milletvekilliği yapmış olan davetlilerin unvan ve isimleri okunarak partililerle beraber bütün dünyaya mesaj verilir. Benim tespitlerime göre 25'ten fazla diplomatik temsilci vardı. Geçmişte bakanlık-milletvekilliği yapan 70-80 kişi vardı. Birini yazsam diğerine ayıp olacak. Oysa kurultay tertip heyeti bunları karşılar, uğurlar ve anons ederek alkışlatır. Divan Başkanı Ahad Andican, divana böylesi protokol listesinin gelmediğini vurguladı. Bu önemli bir eksikti. Umarım olağan kurultayda dikkate alınır. Tamam göç yolda düzülür. Ama iktidarı hedefleyen, Cumhurbaşkanı adayını seçecek olan partinin böylesi hatalar yapmaya hakkı yoktur.
