Bu fotoğraf "çok önemli"
Türkiye'nin gündemi önce Büyükçekmece sonra Maltepe'deki bitmek bilmeyen sayımlara yani İstanbul seçim sonuçlarına kilitlendi. Ama iktidarın daha doğusu Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gözü İstanbul'da kulağı Vaşington'da.
Vaşington nere İstanbul nere demeyin aslında her iki şehirden çıkacak sonuçlar birbiriyle yakından ilgili.
Amerikan-Türk Konseyi (ATC) toplantılarına katılmak üzere Savunma, Maliye, Ticaret Bakanları ile sözcü Kalın da Vaşington'da. Damat Maliye Bakanı Trump ile bile görüştü. Damat beyin o görüşmeden paylaştığı fotoğrafın ne anlama geldiğini önümüzdeki günlerde daha iyi göreceğiz.
Bakan Albayrak görüşmelerinde sadece maliye konusunu değil Türkiye'nin savunma güvenlik ve dış politikalarını da anlattı. Hem Trump'la görüşmesine ilişkin açıklamasına hem de konferanstaki konuşmasına bakılırsa sanki Cumhurbaşkanı vekili gibi bir pozisyon üstlenmiş. Bakalım bu yeni kabineye nasıl yansıyacak.
Konferansta ABD tarafı Akar'ın muhatabı olarak Gen.Kur.Bşk. Dunford ve büyükelçi Jeffrey'i görevlendirdi. Akar, Dunford, Jeffrey konuşmalarında ülkelerinin aylardır bilenen pozisyonlarını tekrar etti. Yeni bir şey yok.
Türkiye daha önce de başka ülkelerle füze sistemleri dahil değişik alanlarda sınırlı da olsa özel işbirlikleri yapmış buralardan önemli kazanımlar elde etmiştir. Bugün sahip olunan belirli seviyedeki füze teknolojisi bunlara dayanmaktadır. Gerçekleşirse S-400 projesinden bu anlamda Türkiye'nin kazanımı kuşkusuz olacaktır. Ama S-400 alımında askeri ihtiyaçların karşılanmasından ziyade politik bir manivela fikrinin öne çıkarılması buna engel olmaktadır.
Çünkü Akar'ın Türk gazetecilerle yaptığı görüşmede özellikle S-400 konusunda söyledikleri benim hep söylediğim Türkiye'nin S-400 konusunu iyi yönetemediğinin teyidi gibi. Hem tehdit ve hedef analizi ile önceliğinin çalışılmadığını hem de S-400 ile F-35'lerin teknolojik duyarlılıkları, etki ve kullanım doktrinlerine hakim olunmadığını gösteriyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan S-400'ün acil ihtiyaç olduğunu söylerken sınırlarımızın güneyinden gelen tehditten bahsederken Akar Ankara, İstanbul veya bir sanayi bölgesine işaret ediyor.
Akar F-35'lerin Malatya'ya konuşlanacağını, S-400 ile aynı hava sahasında kullanılmayacağından etkileşimin olmayacağını ifade ediyor. Çok teknik konuları burada ifade etmek mümkün değil ancak Türkiye bu konuda ABD'ye garanti vereceğini söylüyor. ABD ise teknoloji istihbarat ve güvenlikte en küçük olumsuz bir olasılığı bile görmezden gelemeyeceğini, teknik bir konunun yazılı sözlü garantilerle karşılanması riskini almayacağını söylüyor. Yani ABD S-400 alınırsa F-35 olmaz tutumundan milim geri adım atmıyor.
Türkiye garanti veririz ABD bize inanmak zorunda diyor. Bunu da bir varsayıma dayandırıyor. Bunu da İ. Kalın'ın şu sözünden anlıyoruz: "ABD'nin Türkiye'yi kaybetmeyi göze alabileceğine inanmıyorum." ABD ise somut verilerle hareket ediyor ve inanıp inanmama güvenip güvenmeme işine girmiyor.
Ama Kalın'ın bilmediği şu. Karşı tarafın niyetini tahmin ederek bir devletin dış politikası belirlenmez. Öyle yaparsan politikan bir yere toslar. Şu anda olduğu gibi. Çünkü Doğu Akdeniz, Ege, Suriye, Irak'a baktığında ABD'nin Türkiye'nin yerine başka aktörler ikame etmekte olduğunu görürsünüz.
Böyle bir ortamda Bakan Albayrak, "Benim başkan düzeyinde görüştüğümüz konularda aldığım intiba gayet olumlu, yapıcı. Türkiye'nin ihtiyaçlarına dayalı S-400'le alakalı süreçleri gayet makul bir şekilde dinleyip olumlu bir anlayış içinde bir bakış açısı sergilediğini gözlemlediğimi ifade edebilirim" demiş.
Albayrak konferans konuşmasında ise "NATO çerçevesinde Türkiye-ABD güvenlik ittifakının tarihi derinliği ve kurumsal gücü, ikili ilişkilerimizin temel taşıdır" demiş. Suriye ve güvenli bölge konusunda ABD ile birlikte çalışmak istediklerini vurgulamış.
Albayrak Trump'a Erdoğan'ın mesajlarını da içermiş. Mesajlarda ne var bilmiyoruz ama Albayrak'ın Trump'ın tepkilerini makul ve olumlu nitelemesi Türkiye ile ilişkilerde Amerikan planlarının yürüyeceği anlamına gelmez mi?
Kongre'de Türkiye aleyhinde dört yaptırım/karar tasarısı varken, Trump'ın ekonominizi mahvederiz twiti yerinde dururken, ABD kurum ve temsilcilerini açıklamalarında tek bir geri adım iması bile yokken, Türkiye ekonomik krizi aşmak üzere para için ABD'nin kapısını çalmışken bu sonuç kaçınılmaz gibi.
Görünen o ki S-400 ve Suriye kuzeyindeki güvenli konusunda ABD planları uygulamaya girecek, Türkiye de ekonomik desteği alacak.
Vaşington görüşmeleri sonunda Türkiye'nin ısrar ettiği politikaların aksinin benimsendiğinin duyurulmasının ise İstanbul'daki seçim sonuçları üzerinde yaratılan kargaşaya denk getirilmesi manidar olacak. Hele hele bir de seçimlerin yenilenmesi kararı çıkarsa…
Bakan beyin Trump'la fotoğrafı "çok önemli".