Bu dış açıklar, kriz ve yoksulluğu derinleştirecek
Ocak-Eylül, 9 aylık dış ticaret verileri açıklandı. 9 aylık dış ticaret açığı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4,9 oranında arttı. Asıl mesele aynı dönem de ihracatta artış olmadı, tersine yüzde 0,5 oranında geriledi.
Bu meseleye iki açıdan ve birlikte bakmak gerekir;
Bir… Açıklanan dış ticaret verileri ne ifade ediyor?
İki… Yaşamakta olduğumuz ekonomik istikrar sorununa etkisi ne olur?
1.Dokuz aylık dış ticaret açığı 87,2 milyar dolar oldu. Bu durumda 2023 yılının dış ticaret açığı 115 milyar dolar dolayında olacaktır. Orta vadeli programda da 112 milyar dolar tahmin edilmiştir.
Orta vadeli programda ödemeler dengesi için bazı önlemler sayılıyor ve fakat dış açıkların asıl nedeni, üretimde ithal girdi payının azaltılması ve üretimin dışa bağımlı olmaktan çıkarılması yer almıyor.
9 aylık ithalatın yapısına bakarsak, toplam ithalat içinde yüzde pay olarak;
- Sermaye (yatırım malları); 13,9
- Ara mallar -hammadde; 73,5
- Tüketim malları; 12,6‘dır.
Türkiye’nin dış açıklardan kurtulması için, ithalatta girdi olan malların içerde üretimini teşvik etmek gerekir. Gerekirse devlet ithal ikamesi için ve gıda ithalatını azalmak için geçici olarak bizzat piyasaya girmeli ve yatırım yapmalıdır.
Tüketim malı ve gıda ithalatını azaltmak için de;
Devlet tarım, hayvancılık ve tohum işletmeleri kurmalı, tahıl üretiminde yol göstermeli, tohum ihtiyacını karşılamalıdır. Çiftçiye Türkiye şartlarına uygun olan ve verimli olan hayvan dağıtılmalıdır.
Et ve süt kurumu, her ilde bir şube açmalı; üreticiden hayvanı doğrudan satın almalı, tüketiciye işletme giderlerini karşılayacak fiyattan, spekülatifi önlemek için gerektiğinde zararına satış yapmalı ve zarar hazine tarafından karşılanmalıdır.
2.Türkiye yüzünü doğuya döndükçe dış açıklar artıyor.
Bu sene ilk 9 ayda İhracatımızın yarıdan fazlasını, yüzde 53,1‘ini, çoğu batıdan ve demokratik ülkelerden oluşan OECD’ ye yaptık. OECD’ye karşı verdiğimiz dış ticaret açığı toplam açığın yüzde 28’idir.
İhracatımızın yüzde 41,6’sını yaptığımız Avrupa Birliğine karşı çok düşük 0,5 milyar dolar açık verdik. Açık yok sayılır.
İhracatımızın çok azını, yüzde 8,2’sini yaptığımız Şanghay işbirliği örgütü ülkelerine ise , 9 aylık dış ticaret açığımızın üçte ikisini , yüzde 66’sını verdik. (aşağıdaki tablo )
OCAK-EYLÜL 9 AYLIK DIŞ TİCARET | ||||
İTHALATMİLYARDOLAR | İHRACAT MİLYAR DOLAR | TOPLAM İHRACATTA YÜZDESİ | DIŞ TİCARET AÇIĞI | |
OECD ÜLKELERİ (50 ÜLKE) | 124 | 99,6 | 53,1 | -24,4 |
ŞANGAY (6 ÜLKE) | 73,1 | 15,4 | 8,2 | -57,7 |
AVRUPA BİRLİĞİ (27 ÜLKE) | 78,5 | 77,9 | 41,6 | -0,6 |
TOPLAM | 274,4 | 187,2 | 100 | -87,2 |
Ak Parti hükümetleri döneminde dış ticaret açığı arttı ve artmaya devam ediyor. 2023 yılında tahminen 115 milyar dolar dış ticaret açığı ve 60 milyar dolar cari açık sürdürülemez düzeydedir.
Cari açığın finansmanı; ya doğrudan yabancı yatırım sermayesi veya dış borçlanmayla olur. Doğrudan yabancı yatırım sermayesi artık gelmiyor, tersine çıkıyor. Dış borçlanma ise Türkiye için pahalı ve bu günkü koşullarda çevrilmesi zordur. Bunun içindir ki döviz kurları artıyor ve aynı paralelde dış borçlarda temerrüt riski de arttı.
Dış ticaret ve devamı cari açık, bir ülkenin kaynak kaybı demektir. Dış ekonomik ilişkilerden zararlı çıkması demektir. Kaynak kaybı ülkenin topyekun yoksullaşması demektir.
Toplumun ve özellikle bu sorunları gündeme getiremeyen muhalefetin akıl tutulmasından kurtulup şu sorulara cevap araması gerekiyor; Hükümet bu gidişata neden seyirci kalıyor? Siyasi iktidar neden batıdan uzaklaşıp, Şanghay işbirliğine girmek istiyor?