Bu bir soygundur!

Son birkaç gündür gazetelerde bankalar ile ilgili haber var. Haberde bankaların artık kafalarına göre ücret alamayacağı ve alırlarsa cezalandırılacağı anlatılıyor. Haber öyle güzel veriliyor ki, okuyunca derin bir oh çekiyorsun.
Artık bankalar bizi soyamayacak!
Türkiye Bankalar Birliği tarafından hazırlanan ve BDDK onayından geçen tebliğ 1 Eylül’de resmen devreye girdi. Tebliğe göre, bankalar müşterilerinden aldıkları faiz ve ücretlerde yıllık yüzde 20’nin üzerinde artış yaparsa bunu önceden müşterilerine bildirmek ve yazılı onayını almak zorundalar.
Yoksa cezalandırılacaklar.
Hayatta en çok nefret ettiğim şey Türkiye’nin Muz Cumhuriyeti benzetilmesi ama Allah aşkına böyle bir tebliğ hangi cumhuriyette yayınlanır ve hangi devlet böyle bir şeye izin verir.
Görüntüde tüketicinin lehine görünen bu tebliğ, bankaların vatandaşı açıkça soymasından başka bir şey değildir.


Yüzde 20 fahiş artış
Bu tebliğ bankaların müşteriyi soymasını resmileştiriyor. Bu tebliğe göre bankalar vatandaştan aldığı ücretlere bir sınır getiriyor ama bu sınır nedir?
Yüzde 20!
Dünyanın neresinde böyle bir rakam var?
Hangi ülkede banka verdiği hizmete karşılık aldığı ücretlere yılda yüzde 20 zam yapabiliyor?
Enflasyonun yüzde 9 olduğu bir ülkede işçi ve memurun maaşına yüzde 4 ile 7 arasında artış sınır koyacaksın ama bankalara, yüzde 20’ye kadar zam yapabilirsin sana izin veriyorum diyeceksin. Bu ticari ahlak sınırlarını zorlayan bir uygulamadır.
Vatandaştan aldığı ücretlere yüzde 20 zam yapan banka acaba çalışanına ne kadar zam yapıyor? Yaptığım araştırmaya göre en fazla artış yüzde 5 ile sınırlı. Nitekim sendikalar bile bugün toplu iş sözleşmelerinde yüzde 7 zammı büyük oran olarak görürken bankalar yüzde 20 artış yapacaklar. Artık Türkiye’de bankaların soygun düzeni hakim. Bu soyguna hükümetin bir numarası bile bir şey yapamıyor. Benim anlamadığım bir şey var. Başbakan Erdoğan’ın bankalara gücü yetmiyor tamam da, emrinde çalışan bürokratlara da mı söz geçiremiyor ki, böyle bir tebliğe onay veriyorlar.
Kemal Sunal’ın bir filmi vardı. Sık sık anlatırım. Ağa köyü satarken o köyde yaşayanları da satıyor. Ve köyün insanları yeni ağaya kazandırıp memnun etmek için köle gibi çalışıyorlardı.
İşte bizimki de böyle oldu.
Bir bir el konulup yabancıya verilen bankalarla birlikte biz 70 milyon Türk halkı da satıldık.
Türk halkı yaklaşık 10 yıldır kan emici bankalar için çalışıyor.
70 milyonluk ülkeye 55 milyon kredi kartı veren bankalar, bizi inek gibi sağdılar. Dünyanın hangi ülkesinde nüfusun üçte ikisinde kredi kartı var? Bu yetmedi, konut manipülasyonu ile çılgınca kredi verip insanları sizi ev sahibi yapıyoruz diye gırtlağa kadar borçlandırdılar.
Tatil kredisi, ihtiyaç kredisi derken süpermarketlerde bile kredi satarak Türk halkını batağa sürüklediler. Şimdi hükümetin değerli bürokratları halkı korumak için bankaları sözde frenleyecek tebliğ yayınlıyorlar. Neymiş efendim, bankalar hesap işletim gibi onlarca kaleme yüzde 20’den fazla zam yapamazmış. Bu orana izin verenler ya yüzde 20’nin ne olduğunu bilmiyorlar, ya da kendilerinin yıllık gelir artışı yüzde 20’in çok üstünde ki, normal görüyorlar. Yine de buna şükür edelim. Bir ülkede başbakanın ve bakanların bile söz geçiremediği bankalara biz gariban vatandaşlar ne yapabiliriz ki!
Polyanna gibi ortaya çıkıp sevinelim ve “İyi ki yüzde 100 zam yapmadılar” diye kendimizi teselli edelim.

Yazarın Diğer Yazıları